Dün Eminönü iskelesinin köşesinde nar gibi kızaran hamsi tavasını gördüm. Dur şu hamsilere bir daha bakayım dedim, kokusu burnuma vurunca dayanamadım biraz da karnım aç olunca, iyice kızart getir dedim garsona. Yanına da pahalı ama bir baş soğan, roka afiyetle yedim, yedim ama ya tansiyonum yükselirse ne olacak. Raylı sistemle kendimi Zeytinburnu durağına attım. Henüz sakinim. Metroya bindim, Bahçelievler durağında tam inerken gayet iyiyim ama başım dönüyor yer bir hoş tatlı tatlı dalgalanıyor, sanki yüzüyorum gibi. Eyvah tansiyonum derken dönerli merdivenlerle yukarı çıkıp eve geldim.
-Baba duydun mu deprem oldu!..
Bazı olaylar vardır, sen onu istediğin gibi yorumlayarak kendini avutursun, ama olay senin zannettiği gibi değildir.
KALDIRIMLAR AĞLIYORDU
İstanbul’un sokaklarını geziyorum,
Solgun ve yorgun gözlerle.
Tarih kızgın, Tanrı kızgın, sevenleri kızgın!
Bu çarpık binalar, bu gölgesiz ağaçlar,
Hiç yakışmamış bu güzelim kente.
Kaldırımlar ıslaktı, kaldırımlar ağlıyordu!
Gidenler az, gelenler çok vardı.
Sanki dünyanın bütün insanları buradaydı.
Her renk ve her coğrafyadan,
Siyah, beyaz, zengin, fakir, dertli, dertsiz ayırmadan,
Yoksulluğun, çilenin adını yazıyordu,
Caddelere, otobüslere, köprülere durmadan.
Kaldırımlar ıslaktı, kaldırımlar ağlıyordu!
Baharı kaybolmuştu İstanbul’un.
Toprak kokmuyordu, çimen kokmuyordu havası,
Tadı yoktu suyunun.
Çünkü her yer betondu.
Ara sıra duvara tırmanan kediler,
Kaçacak yer arıyordu.
Kaldırımlar ıslaktı, kaldırımlar ağlıyordu!
Neredesiniz ey yollarına dizdiğim,
Gülücüklerim, güllerim, selamlarım…
Geçen yıl bakınca buradan,
Sultan Ahmet görünüyordu,
Önüne kocaman bir taş mı yuvarlandı,
Ne oldu?
Solgun ve yorgun gözlerim,
Eski İstanbul’u arıyordu.
Kaldırımlar ıslaktı, kaldırımlar ağlıyordu!
Yusuf YILMAZ






















Dilinize sağlık. O Eminönü iskelesinde seyyar ekmek arası balık muhteşem bir şey. Kokusu diyorsunuz ya, inanın burnuma buram buram koktu desem yeridir. Ben de İstanbul’da öğrenciyken çok yedim. O tat ayrı bir tat.
Eminönü dendiğinde balık aklımıza düşerdi. Arkadaşlarla gider, bol soğanlı balık kızartma bize Karadeniz’den bir gün yaşatırdı. Yusuf Yılmaz’ın eline sağlık yine beni Trabzon’a götürdü.