Astroloji ve psikoloji biliminden uzaksanız bence hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir. Olayları ve kişileri ancak bu iki bilim dalıyla sentezleyebilir doğru analizler ortaya koyabilirsiniz. Astroloji ve psikoloji bilimlerinin buluştuğu arenada biyoloji, fizik, kimya da üç önemli elemandır. Olayların sebep ve sonuçlarını astroloji ve psikolojiyle çok rahat görebilir ve biyoloji, fizik, kimya ile de ispat edebilirsiniz.
Kişisel ve toplumsal psikoloji ile astrolojinin etkileşimini gördüğünüzde o muazzam bütünlüğü fark edersiniz. Kocaman bir manzara resminin önünde dururken sol üstte vurulmuş bir fırça darbesinin nasıl olup da sağ alttaki fırça darbesiyle nasıl ilişkili, ilintili olduğunu gördüğünde hayretler içinde kalacağını biliyorum. Hayatta hiçbir zaman ve hiçbir yerde bir boşluk olmadığını ve her birimin sebep-sonuçlar örgüsüyle evrenin bir ucundan öteki ucuna ilişkili, ilintili olduğunu biliyorum. Kazak örmeye benziyor bu iş, ilk ilmik ile son ilmik birbirine nasıl da bağlı ve ilintiliyse dünya yaşamında da güneş sisteminde de, galaktik yapıda da canlılar öylesine birbirine bağlı ve ilintili.
Uzayda başka canlılar var mı sorusunu soranları doğrusu çok cahil görüyorum. Uzayda her gezegende her yıldızda kendi şartlarına has yapıda canlıların olduğunun ispatı yine kendimiz değil miyiz ? Dünya dediğimiz bu gezegende böyle bir yaşam olması diğer milyarlarca gezegenin de boş olmadığının en güzel ispatıdır bence. Ama siz uzayda dünyadaki gibi bir insan ararsanız bu da sizin salaklığınızın ispatı olur.
İnsan psikolojisi kokulardan, hayvanlardan, bitkilerden, renklerden, elementlerden, sözlerden, resimlerden, etkilenmiyor mu ? Etkileniyor tabi ki. Bu etkilenmeler bir tepki doğurmuyor mu ? Doğuruyor tabiî ki. Mesela, uzun bir yolculuk esnasında otobüste midesi bozulan birisinin kendisini tutamayıp kusması veya altına etmesini düşünün. Yolda verilen bir mola esnasında bayat bir yemek yemiş ve midesi alt üst olmuş birisinin başına gelebilecek böyle berbat bir olayda otobüs hemen durdurulur ve tüm yolcular kendilerini dışarı atar değil mi ? 50 kişi o lokantanın bayat yemeğinden bir şekilde etkilenirler. Kötü koku veya öğürtü sesinden herkes kaçar. O lokantacının tamahkarlığı, sahtekarlığı 50 yolcuda nefret düşüncelerini doğurtur. O kişilerin psikolojilerini bozar. Otobüs yolculuğundan nefret etmelerine sebep olur.
HAYAT BİR YANKIYA BENZER diyor Hz Mevlana. Yaptıklarımız ve söylediklerimiz döner dolaşır yine bizi bulur. Ettiğini bulursun veya kendim ettim kendim buldum sözleri aynen bal damlası gibi hayatın içinden süzülmüş tecrübelerdendir.
Kuran-ı Kerim de astroloji ve psikoloji bilimi vardır. Ayetlerde öyle ifadeler geçiyor ki, insan psikolojisin derinlerini aydınlatıyor. İnsan psikolojisini en iyi yansıtan ayetlerden örnekler vermek istiyorum. Bu ayetler insanın nasıl olması gerektiğini ve nasıl olmaması gerektiğini çok güzel açıklıyor hatta yanlış ve doğru çok net ortaya konuyor. .
Tasavvuf Suresi de denilen Hucurat suresinden örnekler
Ey iman edenler!… Allah’ın ve O’nun Rasûlü’nün önüne geçmeyin Ayet 1
Ey iman edenler!… Seslerinizi O Nebî (HatemünNebî)’nin sesinin fevkıne yükseltmeyin… Ba’zınızın bazınıza cehretmesi (bağırarak konuşması) gibi O’na sözü cehretmeyin (yükseltmeyin; vehminizle O’na yönelmeyin/ya da Nur: 63?)… (Yoksa) siz farkında olmadan amelleriniz boşa gider. Ayet 2
Sana, hücrelerin arkasından nida edenlere gelince, onların ekseriyeti akletmezler. Ayet 4
Ey iman edenler!… Eğer bir fasık (?) size bir (Bi-) haber getirirse, iyice araştırın… (Yoksa) (Bi-) cehaletle bir kavme çatarsınız da yaptığınıza pişmanlık duyanlar olursunuz. Ayet 6
Eğer mü’minlerden iki taife savaşır/çarpışırlarsa, onların arasını ıslah (sulh) edin Ayet 9
Mü’minler (arınanlar) ancak kardeştirler!… Ayet 10
Ey iman edenler!… Bir kavim başka bir kavim ile alay etmesin…Onlar (alay ettikleri) kendilerinden daha hayırlı olabilirler… Kadınlar da kadınlarla (alay etmesinler)… Olabilir ki onlar kendilerinden daha hayırlıdır… Nefslerinizi/kendi kedinizi (birbirinizi) ayıplamayın/kusurlamayın ve birbirinize (kötü) (Bi-) lakaplar takmayın… İman’dan sonra, fusuk (fasıklık) ne kötü bir isim/isimlenmedir!… Kim tevbe etmedi, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. Ayet 11
Ey iman edenler!… Zannın çoğundan (gayrı görmekten) kaçının… Muhakkak ki zannın bir kısmı bir günahtır (şirktir)… Tecessüs etmeyin (kişisel yaşam mahremdir, kişileri merak etmeyin)… Bazınız bazınızın giybetini de yapmasın… Sizin biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi?… Ondan tiksindiniz (değil mi?)…Ayet 12
Dikkat
Surenin 12. ayetine kadar hep EY İMAN EDENLER diyerek muhatabın iman ehli ve hitabın iman ehline olduğu üstüne basa basa vurgulanıyor
Ey insanlar!… Muhakkak ki biz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve tearuf edesiniz (tanışasınız, aynalaşasınız; tanıyasınız) diye sizi şu’beler (milletler) ve kabileler kıldık… Muhakkak ki Allah indinde sizin en ekreminiz (en şerefliniz, en kerametliniz), sizin en muttekıy (en korunan?) olanınızdır Ayet 13
Bedeviler: “İman ettik” dedi… De ki: “İman etmediniz!… Fakat ‘İslam/müslüman olduk’ deyin… İman henüz kalblerinize dahil olmamıştır… Eğer Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne itaat ederseniz, (Allah) amellerinizden hiçbir şey eksiltmez Ayet 14
Mü’minler ancak şol kimselerdir ki, (B sırrıyla) Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne iman ettiler, sonra da şüpheye düşmediler ve Allah yolunda mallarıyla ve nefsleriyle (canlarıyla) (B sırrınca) mücahade ettiler… İşte bunlar sadıkların ta kendileridir. Ayet 15
De ki: “(Bi-) Diyninizi Allah’a mı öğretiyorsunuz?… Allah, Semavat’ta ne var ve Arz’da ne var (hepsini) bilir…Ayet 16
İslam oldular diye sana minnet ediyorlar?… De ki: “İslamınız için bana minnet etmeyin… Bilakis sizi iman’a hidayet ettiği için Allah size minnet eder… Eğer (imanınızda) sadıklar iseniz (bunun böyle olduğunu zaten bilirsiniz; İslam ve iman’a hidayet size bir iyilik ve ni’mettir?)”. Ayet 17
Tasavvuf suresi denilen Hucurat suresini okuyun okuyun düşünerek yine okuyun ve mutlaka bazı psikolojik tipler gözünüzde canlanacaktır. DİNİNİZİ ALLAH’A MI ÖĞRETİYORSUNUZ sözünü okurken bir çok ÇOKBİLMİŞ canlandı gözünüzün önünde değil mi ?
İSLAM OLDULAR DİYE SANA MİNNET EDİYORLAR de ki, İSLAMINIZ İÇİN BANA MİNNET ETMEYİN sözünü okurken kimler geldi geçti gözünüzün önünden değil mi ? Güzümüzün bir çok çokbilmişi ezberlediği birkaç sözü ağzında gevelediği için karşısındakinden minnet, teşekkür hatta dünyalık mal, mevki, para beklentisinde olan dinci patentli üfürükçü kişilikler ne güzel tarif edilmiş değil mi ? Bu psikolojideki kişiliklere uyarı ne güzel gelmiş. Dini Allah’a öğretmeye kalkışmak aman ya Rabbi, bu ne muhteşem bir ifade.
Hucurat suresinde iman ehli Müminler ile akılsız münafıklar çok güzel tarif edilmiştir. Akılsız kişilerin amellerinin boşa gidebileceği ve bunun nasıl olacağı da çok güzel tarif edilmiş. De ki: “İman etmediniz!… Fakat ‘İslam/müslüman olduk’ deyin… İman henüz kalblerinize dahil olmamıştır. Ayet 14 . Görüldüğü gibi Mümin olmak ile Müslüman olmakta farklıdır. Farklı kişilikler, farklı psikolojilerdir. İman kalblere dahil olmamış olma durumu nedir düşünelim mesela.
Kulaktan dolma denir ya, ezbercilik denir ya, dilden çıkan kulakta kalır gönülden çıkan gönüle varır denir ya, işte bunu fark etmek gerek. Dil duası ile gönül duası çok farklıdır. Astroloji ve psikoloji işte tam burada devreye girer. Öyle zamanlar ve öyle gönüller vardır ki, ağzından çıkan dilek canlanır kuş olur sanki. Dilek en kısa sürede gerçekleşir.
Papağan insan gibi konuşur da neden bülbül gibi değerli olamaz, bunu hiç düşündünüz mü ? Papağan insanlara yaranmak için, evde beslenilmek itibar görmek için insanın konuşmalarından ezberler, ezbercidir. Bülbül ise kendi dilini unutmaz, kendi dilini insana öğretir, dinletir, aşkın dili olur.
21 Mayıs 2010 Cuma
UĞUR ÖZALTIN
