1. Elif Şafak’ın aşk kitabına dair yorum yazdım. Bunu yaparken ben de beni okuyanlar ve yorum yapanlar da bilmeli ki, Elif hanımın kendisini eleştirmiyoruz, eleştiride hedef kişi değil, kişinin ürünü ve/ya hizmetidir. Yoksa, bir kardeşimizin gıyabında hakkında doğru olanları-ki doğru da olmayabilir-konuşmakla gıybete girmiş oluruz. (Bakınız. söz yangını!) 2. belirttiğim gibi benimkisi bir roman eleştirisi değil, kendimi edebiyatçı saymıyorum; sadece edebiyat üzerinden yapıldığını düşündüğüm farkında olmadan yapılmış olması muhtemel sap(tır)maları gündeme getirmeye çalışıyorum.
Bu da kitabı tavsiye ediyor musunuz abi, diye yolumu kesen kardeşlerime cevap olması için yaptığım bir iş. diyeceksiniz ki, sen müfettiş misin? Haşa, ben okuyucuyum, sadece okuyucuyum. Okuyucunun satın aldığı, ciddi okumak için ömründen saatleri verdiği bir üründen memnuniyetini ya da memnuniyetsizliğini bildirme hakkı vardır. 3. Bununla birlikte elif hanımın kendisini de niyetini de sorgulama hakkımız yok; kendisini iyi bilirim; sandığımdan bile iyi olması için dua ederim, bir yazarda olması gereken içtenliğe sahiptir. Yazdıklarına kalıbını değil kalbini koyduğunu biliyorum. Eliyle değil yüreğiyle yazıyor. 4. Aşk kitabı, mevlana’yı gündeme getirerek, umuyorum ki, kimi tanıklıklarımın da gösterdiği gibi, mesnevi’ye ve diğer eserlere dikkat çekerek okuyucuyu gerçek aşkı okumaya teşvik etmiştir, edecektir.
Kitabın itikada dair malul yanları ise, yeterince içeriden yaşanmamış, henüz aşkla içine girilmemiş ama bir an önce yazma aşkıyla yanıp tutuşulmuş bir konuyu yazarken ortaya çıkacak olağan acemilikler ve sakarlıklar olarak görülmeli. sen daha iyisini yazdın mı da, elif şafak’ı kötü yazmakla eleştiriyorsun diye sorarlar adama. 5. Kitap, çokça unuttuğumuz bir gerçeği, mevlana ve şems etkileşimini ortaya koymuş, altını çizmiştir. bundan böyle konya’ya gidenler bir de şems’in kabrini ziyaret edip, şems’in kitabını da sorarlar ümidindeyim. Ki bir kitabı var; o da kitabın kendi yapısından kaynaklanan tercüme zorluklarıyla malul, inşaallah yakında hep birlikte bu sorunu çözülmüş olarak güzel güzel okuruz. 6. Mevlana’yı sadece mesnevi’den okumak yeterli değil; kaldı ki mesnevi’den okusanız bile, sığ tercümelerle klişeleştirilmiş, kur’an ve hadis bağları kopartılarak gizlenmiş ve en kötüsü hissesi bir kenara bırakılmış kıssalarla hikayeleştirilmiş mesneviler okumuş olabilirsiniz. Fihimafih (ille de iz yayıncılık’ınki) ve Divan-ı Kebir, Mecalis-i Seb’a da okunmalıdır. 7. Kitabın daha detaylı ve teknik, bana göre hayli insaflı olmakla birlikte keskin bir eleştirisini okumak isterseniz. Dücane Cündioğlu’nun üç uzun yazısını salık veririm:
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?i=18331&y=DucaneCundioglu http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=30.08.2009&y=DucaneCundioglu http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?i=18365&y=DucaneCundioglu
8. Peki, kitap hepten mi kötü; hiç ele alınmamalı mı? haşa! kitabın hiç mi olumlu yorumu yok… elbette ki var, hak verebileceğiniz o kadar çok olumlu yorumu var ki.. dilediğiniz kadar okuyabilirsiniz. 9. Kitabı okuyanlar zarar mı etti; hayır en azından “okudular”, ellerinde bir kitapla göründüler. Lüzumsuz bir sürü detayı, salyangoz süratiyle gösteren, seyircisini aptal yerine koyup-hoş seyirci de aptal yerinde durmaya hevesli gibi-üç saniye sonra bitecek bölüme 15 dakika reklam sokan, elde sıfırın altını bırakan diziler karşısında geçirilen vakte göre son derece asil ve onurlu bir eylemdir elif şafak’ın aşk kitabını okumak, okuyacak olmak. Ben bir defa daha okumaya hazırım… 10. Yazma eylemi, hakkını veremeyeceğimiz kadar büyük bir emektir; yazan herkese saygı duymalısınız; fikrine olmasa da en azından emeğine… Ki Elif şafak bunları kat kat hak ediyor. okuma eylemi de son derece asil bir eylemdir; seyreden değil okuyan olduğunuz müddetçe doğruya yakın olursunuz. Elif şafak okumak da israf değildir.

















