Değerli okurlarım, bir grup “arıyla -sineği” bir şişeye koyuyorlar.
Şişenin taban tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştiriyorlar. “Arıların hepsi ışık olan kapağın ters istikametine doğru üşüşüyorlar… “Ama şişenin tabanı cam ve onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan bütün çabalarına rağmen çıkmayı başaramıyorlar.
“Sinekler ise şişenin ağzına doluşuyorlar” ve karanlıkta dışarı çıkıp kayboluyorlar. “Çok garip ağzı açık olan şişeden karanlık tarafa doğru tek bir arı bile gelmiyor, gelemiyor.” Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar…İnsanın aklına hemen “arıların akılsızca davrandıkları” geliyor. Ancak biraz derinlemesine düşününce karşımıza dikilen gerçek çok daha farklı…
Çok basit gibi görünen bu deney şahsen beni oldukça düşündürdü…
“Arıların ne kadar akıllı yaratıklar olduğu hemen herkesin bildiği bir gerçek.”Sinekler ise malum. “Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz bulanır, hemen uzaklaş(tır)maya çalışırız. “Deneyde olduğu gibi, ışığa doğru yürüyenlerin önünde yüzyıllardan bu yana hep
bir takım engeller olmuştur. “Bütün engellere rağmen mücadeleden vazgeçmeyenler, ne tür engel olursa olsun çabalarını sürdürenler, gerektiğinde bu uğurda canlarını feda edenlerdir ışığın temsilcileri…”
“Sinekler, karanlığın temsilcileri, gizlice sıvışan kaçaklar…” Karanlığa yürüyenler karanlık düşüncelilerdir… “Şişenin ağzının onlarca karanlığa bakıyor olmasının hiçbir anlam ve önemi
yoktur. Çünkü onlar sahneye, seyirciye, konuya ve konuma göre konuşlanan söylemlerinin altına gizemli, puştça simgesel isimler yazarak mastürbasyon yapan çakallar, pardon sineklerdir, hatta
iktidarsız iktidar savunucularıdır.” Sadece kendi indi yaşamları, menfaatleri söz konusudur onların.
Nerde “yal” menfaat varsa, Nerde rahat yaşayacaklarsa, Nerde para kazanacaklarsa oraya uçarlar… Onlar için karanlık olması önemli değildir. “Açık ağızlar ve karanlık sığınaklarıdır onların.” Çünkü izlerini rahatça kaybettirebilirler.
Ama arı öyle değil, arıyı kovalamak isterseniz savaşır, engellere aldırmaz, amacı ışığa ulaşmaktır. “İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır ve değerleri uğruna ölür.” Ama sinekler kaçarlar.
Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler kovaladığınız yere. “Her türlü pisliğe bulaşırlar.” Sonrada üstünüze başınıza yiyeceklerinize konarlar.
Sonuç olarak “Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.” Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler. Onlar için asıl amaç çoğalmak ve yayılmaktır. Sahi sizin “sinek” ve “Arı” özelliğini taşıyan kaç ahbabınız var? Sizi bilmem ama “ben sinekten daha aşağılık “arı suretinde görünen dostlarımı!” bana gelen maillerden tanıyorum.
ATATÜRK KÖŞESİ
Allah Birdir Şanı büyüktür…
DÜŞÜN-TAŞIN
Ölüm var…
GÖNDERMELER
-TUYAP İstanbul’daki Adana Altınkoza standının Fuarın ilk gününde ilgi izdihamına sebep olduğunu bunun İstanbul’da yaşayan Adanalıların ilgisinden kaynaklandığını biliyor musunuz?
-İstanbul TUYAP 2. Salon 102 -C Truva Yayınları Standında “Kur’an’da Gladio” isimli kitabımın imza gününün bütün güzelliğiyle devam ettiğini bilmeyen, duymayan var mı?
-Kitaplarımın en çok Karadenizliler tarafından alıcı bulmasının hikmet ve sebebini biliyor musunuz?
-CHP Adana İl Başkanı Zeydan Karalar’ ın herkesime olan sıcak ve kucaklayıcı tavırları kimler tarafından alkışlanıyor?
-Adanalı Üniversiteli hanımlar derneğinin düzenlemiş olduğu Cumhuriyet yemeğinden haberiniz var mı?
-“Başkan Durak istifa etmeli, gidip rakipleriyle el sıkışarak hodri meydan buyurun seçime demelidir” diyen Ömer Topçunun aktif siyaseti bıraktığını duydunuz mu?
-“Metalik Gri Türk” lafını ortaya atan Fatih Altaylı hangi kategoriye giriyor?
-Sümeyye ERDOĞAN’ın “Sivil toplum alanında kadınların emeği ve üretkenliği” konulu bir panelde moderatörlük yaptığından haberiniz var mı?
-“Şeçimler özgür olsa dini bir partiye oy vermeyecek olan tek Müslüman ülke İran olurdu” diyen İranlı Hanım gazetecinin mesajını duydunuz mu?
-THY’nın 2466 sefer sayılı Adana uçağının 2 dakikalık türübulansı kimleri şok etti?
-Patronumuz HBY’nın İstanbul’a imza günüme gelmesi halinde İstanbul Beykent Üniversitesi Konukevinin Kral Odasında krallara layık bir şekilde ağırlanacağından haberi var mı? Aynı teklifin Valimiz, Büyükşehir Başkan vekilimiz ve Mustafa Tuncel Beyler içinde geçerli olduğunu biliyor musunuz?
