Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M. Serdar ARSLANTÜRK

Arayış

Murat Serdar ARSLANTÜRK Yazar Murat Serdar ARSLANTÜRK
05 Ocak 2011
M. Serdar ARSLANTÜRK
5
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Acaba insanın ırkını tercih etme olasılığı olsaydı, nasıl bir tablo ile karşılaşırdık? Mesela Arap’lığından şikâyetçi bir Suudi, herhangi bir ırkı tercih edebilseydi? Ya da İngiliz ırkına özenen bir Moğol, sabah ansızın İngiliz olabilseydi?

Mümkün mü? Değil…

Peki dini inançların sorgulanması, irdelenmesi, horlanması ya da biçimlendirilmesi mümkün mü?

Bir Budist’in tapınma şeklini eleştirebilir misiniz?

Bir Sih’in saç ve sakallarını makaslayabilir misiniz?

Hayır…

Doğuştan gelen ırk niteliği değiştirilemeyeceği gibi, kanaatlerle şekillenmiş dini inançlar da irdelemenez.

O halde bir insanın davranışlarını, eğilimlerini, tercihlerini, uygulamalarını, ait olduğu topluma ilişkin sorumluluklarını ve yaşadığı dünyaya karşı yükümlülüklerini değerlendirirken, ırk yahut din merkezli bir bakış açısı doğru olmayacaktır. Nitekim ırk yahut din bir veri, bir hareket noktası ya da merkez teşkil etmekten yoksundur.

Ahlaki olmanın ön şartı herhangi bir ırka mensup olmak değildir.

Dürüst ve emin olmanın emaresi dini inanç değildir.

Çalışkanlık, verimlilik, azim, kanaatkârlık, sağduyu, duyarlılık ve tabiat sevgisi gibi erdemler ırktan ırka değişiklik göstermez.

Sadakat, vefa, hoşgörü, duygudaşlık, edep, dostluk gibi kavramları diğerlerinden daha az önemseyen bir din yoktur. Aksine –sapkın inançlar hariç- bütün dinler temelde iyiliği, terbiyeyi, birlik ve beraberliği, canlılığı, toprağı ve hayatı kutsar.

Türkiye bu hakikatlerin görmezden gelindiği ve insanların değerlendirilirken, ırk yahut din penceresinden sıklıkla bakıldığı bir toplumdur. Oysa ‘hırsız’ın Türk’ü, Laz’ı, Kürt’ü diye bir ayrım yoktur, hırsız hırsızdır. ‘Hayasız’ın Hristiyan’ı, Musevi’si, Müslüman’ı yoktur, hayâsız hayâsızdır. Vergi kaçırmayı marifet bilmek, adam sendeci olmak, menfaatleri için her şeyi göze alabilecek denli arsız olmak, tembellik, vurdumduymazlık, bilgiyi sevmemek ve önemsememek, kabalık ve benzeri pek çok çürümüşlük insanın ırkına yahut dinine bakmaz. Nitekim bir tecavüz hükümlüsü suçundan dolayı ırkından olmaz, bir hayali ihracata hükümlüsü de dininden çıkmaz.

Fikir ve kanaatlerinden ötürü itiraz ettiğimiz, kendi bildiğimiz doğruları dillendirdiğimiz, çeşitli kaynaklarla fikirlerimizi desteklediğimiz ve hakikat için çırpındığımız bir münazarada olabilecek en kötü şey; ırk yahut din yaftalı yakıştırmalardır.

Somut örnek olarak; günümüzde daha demokratik bir anayasa talep eden biri eğer Kürt ise, kendiliğinden ‘bölücü’ damgasını yemekte ve söylediği her şey heba olup gitmektedir.

Kamusal alanın yeniden tanımlanmasını arzulayan biri eğer mütedeyyin ise, daha en başından ‘irticacı’ yaftasını boynunda asılı bulmaktadır.

Karşılığı olarak bir Kürt’ün talebine kendi savlarıyla karşı gelen biri de ‘milliyetçi-ulusalcı’ hatta faşist olarak nitelenmektedir. Benzer şekilde ‘laik’ bir devlet gerekliliğini savunan birisi, inanmış kesimlerce Tanrı tanımaz, elitist, vesayetçi gibi aslında birbiriyle alakasız pek çok ithamla boğuşmak zorunda kalmaktadır.

Yobaz, örümcek kafalı, gerici, ilkel gibi yaftaların hemen karşısına dinsiz, seçkinler, beyaz bilmem kimler diye yaftalar asılmakta ve devamında bölücü, militan, şer odağı ve hatta terörist diyerek devam edilmektedir.

Oysa tamamı biziz, biz insanlar… Komünist düşünce de bir insanın ve insanların ürünü, şer’i idare de biz insanların bir yorumu ve doğrusu. Ayrılıkçı fikirler de bizlerden çıkıyor, zorla birliktelik baskısı da bizlere mahsus.

O halde hangi düşüncenin ideal ve doğru olduğuna, hangi davranış ve tercihin başarılı sonuçlanacağına ve hangi idari biçimin herkesi mutlu edeceğine ne şekilde karar vereceğiz?

İşte bunun kesin ve bir cevabı hiç olmadı ve olmayacaktır. Zaten işin büyüleyici kısmı da budur. Bu bir arayıştır… İnsanın mütekâmil olma arayışı merhale merhale ilerlemiş ve günümüze kadar gelmiştir. Medeniyetin her döneminde tartışmalar, savaşlar, anlaşmalar ve kayıplarla, koca bir insanlık âlemi binlerce senelik deneyimlerini taşıyıp günümüze kadar getirmiştir. Kimi zaman dini gerekler, kimi zaman laik düşünceler, bazen bir zümrenin tercihleri ve bazen keşmekeş ve karmaşalarla, insan kendisi ve toplumu için mutluluğu arayıp durmaktadır.

Bu gün bize düşen, bizden evvelkilerin mirası olan ‘insan-refah-huzur’ odaklı arayışı sürdürmekten başka bir şey değildir. Ve bu arayışta birbirimizi yaftalamadan, kamplaşmadan, kutuplaşmadan, ırktan ve dinden bağımsız olarak sadece ve yalnızca ‘insan’ olması temelinden hareket ederek arayışa devam etmektir.

Bir insan ırkı ile yargılandığında, başka bir ırk üzerinden uzlaşmak imkânsızdır. Bir insan doğrularını ırkına dayandırarak ileri sürüyorsa, ikna kabiliyeti hiçtir, koca bir hiç.

Bir insan inancı ile sorgulandığında, başka bir inanç temelinde anlaşma olasılığı yoktur. Bir insan hakikatlerini dini ile ispat ve iknaya uğraşıyorsa, diğer bir din için değeri hiçtir, koca bir hiç.

Şu halde insanlığımızın ortak değerlerini ırktan ve dinden soyutlamak çaresindeyiz. Ahlakın, terbiyenin, dürüstlüğün, namusun ve haysiyetin ana eksenlerini oluşturduğu bir avuç toprak üzerinde, hürriyetin, onurun, emeğin, yardımlaşmanın ve paylaşmanın gücü ile saygı ve hoşgörüde buluşacağız.

O vakit sevmek kendiliğinden geliyor bir Sünni için Musevi’ye ve aşk kendiliğinden geliyor bir Hint’ten Müslüman’a.

Paylaş
Etiketler: ahlakdinduyuruinançırkmedeniyet
Önceki Yazı

İşte “Aşk” Budur

Sonraki Yazı

O Kültür Sevdalısı Bir Dostumuz

Murat Serdar ARSLANTÜRK

Murat Serdar ARSLANTÜRK

İlişkili Yazılar

M. Serdar ARSLANTÜRK

Kesişme-Messece

28 Eylül 2011
5k
M. Serdar ARSLANTÜRK

Doğu’da Çocuk Olamamak

22 Nisan 2011
5k
M. Serdar ARSLANTÜRK

Cemiyetten Cemaate

16 Nisan 2011
5k
M. Serdar ARSLANTÜRK

Tanrı’nın ‘Diktatörlüğü’

08 Nisan 2011
5k
Sonraki Yazı

O Kültür Sevdalısı Bir Dostumuz

Yorumlar 5

  1. Ali Rauf YÜRÜR says:
    15 yıl önce

    Enfes bir yazı! Tebrik ederim…
    Dostlukla kalın…

  2. İbrahimî Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Sevgili Serdar,
    sen ikizler burcundan mısın?
    Bir insanın bazı yazılara yorumları bu kadar dar, kendi yazıları bu kadar bu kadar geniş nasıl anlayamıyorum.
    Resminin arkasındaki galibarda fonun iticiliği ile yüzünün temizliği ve inceliği gibi farklı senin yazıların ve yorumların serdar…
    Bu yazında o kadar dengeli bir üslûp kullanmışsın ki;
    Cin Ali bile “enfes bir yazı” demiş. Ki Ali çok kolay yorum yazan biri değildir.

    Açıkçası Serdarcığım,
    kalbinle aklına arasında kalakalıyorum…

  3. Murat Serdar Arslantürk says:
    15 yıl önce

    Ali Rauf beye içtenlikle teşekkür ediyorum. Yazmak güzel ancak okunmak olağanüstüdür.

    İbrahimi,
    Yazanların ne düşündüğü ve inandığı önemli olsaydı, uygarlık yazının icat edildiği günde kalırdı.
    Yazanın değil, okuyanın kalbi ve aklıdır hakikat olan…

  4. İbrahimî Feyzullah says:
    15 yıl önce

    Rakîkliğini, dakîkliğini anlıyorum Serdar,
    ama yorumunun, benim merakımı giderici bir cevap olmadığını benim bilincim de, senin bilinçaltın da söylüyor..
    Seni okumaya ve sevmeye berdevâm!

  5. Murat Serdar Arslantürk says:
    15 yıl önce

    İkra diye başlamıyor mu zaten? Okuyalım birbirimizi, okudukça severiz. 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap