Pordoselene/ Patariça-Maden Adaları yürüyüşümüz esnasında an ve an karelerimizi gözlerimden objektifime yansıtırken neler düşünmedim ki…
Yürüyüş esnasında rehberimizin ” Abdest bozan çalıları” adını verdiği Akdeniz bitki örtüsünde yürüyüşümüz hiç de kolay değildi. Karadan ve denizden yürüyüş beni ve yol arkadaşlarımızı biraz zorlamıştı.
Belki o Akdeniz’in endemik bitki örtüsü olmasaydı saatlerce yol aldığımız inişli çıkışlı patikalarda daha rahat yürüyecektik…
Tayt giymemiş olsaydım iki kez yuvarlanıp düştüğüm, o dikenli çalılardan ben de arkadaşlarım gibi nasibimi alacaktım. Çoğunun kol ve bacakları çizik içindeydi. Çiziklerden ince ince kan sızmaktaydı.
Yürüyüşümüz esnasında düşündüklerime geçmeden önce; antik kentin kalıntılarının üzerinde yol alırken denizin ve doğanın renginin muhteşem güzellikte olduğunu belirtmeliyim.
Tepelere kadar denizden esen melteme şükretmiştik. O tatlı esinti olmasaydı, şu sarı sıcaklarda, hele ki güneş tam tepemizdeyken yürüyüşümüz neredeyse imkansızdı.
Rehberimizin “Yanınıza mutlaka 2 lt su alın,” uyarısına iyi ki kulak kıvırmamıştım.
İlerleyen günlerde Kilikyalıların talan ettiği, Apollon’un ayak bastığı bu antik kentteki düşüncelerimi , anılarımı sizlerle paylaşacağım.
Şimdilik hoş kalın, mutlu kalın, sağlıkla kalın…
Emine Pişiren/ Akçay























