Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Aksu Öğretmen Okulu ( L) Doya Doya Öptüm Dudaklarından

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
06 Ağustos 2023
Hüseyin ERKAN, Öykü Tefrikaları
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

ne derlerse desinler

ünlü bilginler adına

kadının erkeğe ihtiyacı var

erkeğin de kadına…

H.E.

Yıl 1958… Aksu İlköğretmen Okulu… Mayıs sonu, haziran başlangıcı… Son sınıftaki âbilerimiz bitirme sınavlarıyla boğuşmakta. Başarılı olanlara diplomaları verilip öğretmen olarak atanacaklar köylere.                                               Her yıl mayıs sonunda okul tatil olunca köylerimize dönerken, 5. sınıf öğrencileri olarak yaz çalışmalarına kalmıştık okulda. Tek şube ve 36 öğrenci… Oysa bizden sonraki sınıflar en az üç, dört şube idi. Mevcutları da 45 ve üzeri…

Biz niçin mi tek şubeydik? Çünkü bizim okula girdiğimiz 1953 yılında Köy Enstitüleri’nin 5 yıl olan öğrenim süresi 6 yıla çıkarılınca, derslik bulmakta zorlanmış okul. O nedenle çok az öğrenci alınmış o yıl. O da bize denk gelmiş işte! Kötü mü?

1957-1958 ders yılına girerken, daha önce anlattığım büyük bir piyango vurmuştu bizim sınıfa. Hem de öyle büyük bir piyangoydu ki bu! Gece gündüz yalvarsak tanrımıza, yine de kabul edilmeyecek bir piyango… O nedenle dua da etmemiştik hiç, âmin de dememiştik.  Ne miydi o piyango?

Yeni ders yılının başlaması dolayısıyla okul meydanında yapılan törenden sonra sınıfımıza girdiğimizde ön sıralardan birinde oturan güzel mi güzel bir kız öğrenci görmeyelim mi? Şaşkınlık, sevinç ve merakla birbirimizin yüzüne baktık ama kimse bir şey bilmiyor ki! İlk dersimize giren öğretmenimiz gidermişti merakımızı. Kimya öğretmenimiz Selâhi Ertuğrul’un kızı imiş. Antalya Lisesi’nden naklen gelmiş. Bizimle okuyup öğretmen olacakmış o da. Adı da Şeyma…

Düşünün bir kez: Yaklaşık 700 erkek öğrencisi olan bir okulda tek bir kız olacak ve o da sizin sınıfınızda…  Piyango denmez de ne denir buna? 35 diken içinde bir güldü Şeyma! Bir arkadaştan fazla sevdik hepimiz onu.

Ve o yaz ikinci bir piyango daha vurdu yine bizim sınıfa. Anlatacağım, anlatacağım elbet onu da:

Yaz çalışmamız dolayısıyla onarım, badana, boya… Beş yıldır diktiğimiz çam fidanlarını sulayıp çapalama… Portakal, limon, mandalina bahçelerini belleme derken yarılamıştık temmuzu. Ha bugün, ha yarın, “Artık köylerinize gidebilirsiniz. Tatil sizin de hakkınız” denmesini bekliyorduk ki, o da ne? İş bilgisi öğretmenimiz Musa Okay, “Gençler! Akşam yemeğinde sonra sınıfınızda toplanın. Sizinle bir konuyu görüşeceğim” demesin mi?

Hayda!.. Bu da nerden çıktı şimdi? İster misiniz, “Yeni bir iş daha var yapmamız gereken. O nedenle en az bir ay daha okulda kalacaksınız” desin.

Tamam iş yapmak, yorulmak güzel…  Hele iş bitince çok mutlu oluyor da insan!.. Ama yaklaşık bir yıldır uzaktayım; köyümden, ailemden. Burnumda tütüyor artık annem, babam ve kardeşlerim. Kedimiz, keçilerimiz, ineğimiz, eşeğimiz… Komşularımız, hısım akrabalarımız… Bahçelerimiz, bağlarımız… Hele hele sıra sıra yemyeşil dağlarımız…

Akşam temeğinden sonra toplanıverdik hemen; kütüphaneye bitişik küçük dersliğimizde. Dışarısı sıcaktı ama güney ve batıdan güneş görmeyen dersliğimiz serin… Ve işte girdi kapıdan, sevgili Musa Öğretmenimiz.  Hep birlikte ayakta karşılayıp saygımızı sunduk yine.

Geçen beş yıl içinde, birkaç yıl iş bilgisi derslerimize de girdi bu öğretmenimiz, beden eğitimi derslerimize de… Bu süre içinde bağırıp çağırdığına da tanık olmadık hiç, herhangi bir öğrenciye el kaldırdığına da… Azarlamayı bırakın, yüksek sesle bile konuşmazdı. Yüzünde ve gözlerinde ışıldayan sevgi, sesine de yansırdı çoğu zaman. O akşam da öyleydi:  “Gençler! Sizi niçin topladım, biliyor musunuz?” diye başladı söze.

Kız arkadaşımız Şeyma hariç, 35 arkadaşımla birlikte gözümüzü kulağımızı dört açmış olarak tüm dikkatimiz öğretmende:   “Önce hepinize teşekkür ederim. Ne gerekirse yaparak yaz çalışmasını başarıyla bitirmiş oldunuz bugün. Öğretmenlerinizin gözetiminde uyum içinde çalıştınız hep. Dalga geçmeye, kaytarmaya kalkmadı hiçbiriniz. Elinden geleni yaptı herkes. Tüm öğretmenleriniz gibi okul müdürümüz de çok memnun kaldı sizden. Ve benim önerim üzerine bir ödül vermek istedi size.” deyip birkaç saniye sustu.

Bir ödül mü? Bir sınıfın tüm öğrencilerine mi hem de? Şaka mı yapıyordu yoksa öğretmenimiz? O güne dek ne görmüş, ne de duymuştuk; böyle bir şeyi. Ne olabilirdi bu ödül? Nasıl bir şeydi ki? Arkadaşlarım ne düşündüler bilemem de, hiçbir şey gelmedi aklıma benim. Çıt çıkmıyordu sınıfta. Merak içindeydik hepimiz:

“Evet gençler, açıklıyorum ödülünüzü: Antalya’nın ünlü Konyaaltı Plajında 10 gün kamp yapacağız birlikte. Yani 10 gün boyunca deniz kıyısında kalacağız çadırlarımızda. Orada yiyip içeceğiz. Denize girip yüzeceğiz. Kumlarda oynayıp güneşleneceğiz. Ne dersiniz?”                 

Böyle güzel bir habere ne denir! Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim sevincimizi. Beş yıldır Antalya’nın 18 km yakınındaydım ama o güne dek denize girememiştim daha. Hep uzaktan el sallamıştım; o mavi gözlü sevgiliye. Çok istediğim halde merhaba deyip eline bile dokunamamıştım henüz. Hayalini kurup düşünü görmediğim ne büyük bir piyangoydu bu böyle!

Ne şanslı bir sınıfım vardı benim! Dua da etmedik, hiç kimseden bir şey de istemedik ama işte böyle iki büyük piyango vurdu o yıl bize.

Ne mutlu bana ki, sevgili Musa Okay öğretmenim ve onun önerisini kabul eden sevgili okul müdürümüz Enis Türköz sayesinde, gece gündüz demeden on gün boyunca o güzel sevgilinin elinden tutmuş; yüzünü, göğsünü okşamış ve doya doya öpmüştüm dudaklarından.

Paylaş
Etiketler: AksuHüseyin ErkanKöy Enstitüleriöğretmen okulu
Önceki Yazı

Mezunlar Sokakta

Sonraki Yazı

Farkında Olmadığımızın/ Farkında mısınız?..

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Tam 107 Yıl Önce, Ne Diyor Ziya Gökalp?

23 Kasım 2025
5k
Bir Gülüşe, Köle Olan Gözler
Edebiyat

Bir Gülüşe, Köle Olan Gözler

13 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Hayvanlarımızla Birlikte Bir Aileyiz Biz

09 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
Farkında Olmadığımızın/ Farkında mısınız?..

Farkında Olmadığımızın/ Farkında mısınız?..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap