Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Aksu Köy Enstitüsü (IV)

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
08 Mayıs 2022
Hüseyin ERKAN, Öykü Tefrikaları
0
412
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

BİLEMEMİŞİZ SİZİN KIYMETİNİZİ

Elimden gelse, bütün dünya okullarının programlarına,

“İnsanın insanı sömürmemesi” adlı bir ders koyardım.
İsmail Hakkı TONGUÇ

1953-1954 eğitim yılında, yazılı ve sözlü sınav sonunda yalnızca 40 öğrenci almıştı; Antalya yakınındaki Aksu Köy Enstitüsü. Sınıfta kalan 4 öğrenciyle birlikte 44’tü mevcudumuz.

Oysa bizden üstteki sınıflar en az iki şube idi. Üç ya da dört şube olan da vardı. Aksu, niçin az öğrenci aldı o yıl, bilmiyordum.

Akşam yemeğinden önce 60 dakika süren bir etüt saati vardı. Derslerde olduğu gibi bu çalışma süresinin başlaması ve bitişi de kampana çalınarak duyurulurdu.
“Kampana nedir?” diyecekler için anlatayım:
Dersliklerin bulunduğu bir tepede yaklaşık bir buçuk metre yüksek bir direkte asılı kocaman bir çan vardı. Ben diyeyim 50-60, siz deyin 70-80 santimetre genişlikte…
Ve yanında keser sapı gibi demir bir sopa…
O sopayla çana vurdunuz mu, okulun her yerinden duyulabilen “dan, dan, dan” diye bir ses çıkarırdı. “Kampana çaldı”, ya da “Kampana vuruldu” denirdi buna.
Bilinen saatler dışında 3-5 kez değil de 10-15 kez çalarsa, sözgelişi yangın gibi “olağanüstü bir durum” var demekti ki, nerde olursak olalım, koşarak toplanırdık hemen, bayrak direğinin bulunduğu meydanda.
“İyi de, kim çalardı bu kampanayı?” diyeceksiniz.
O hafta, bu işle görevli olan nöbetçi öğrenci elbette… Ve onu yönetip denetleyen, son sınıflardan o hafta için seçilmiş “Öğrenci Başkanı…”
Düşünüyorum da şimdi, altı yıl boyunca hiçbir gün yanlış çalmadı o kampana.
Ne daha erken, ne daha geç…
Nasıl sağlanmıştı bu düzen, nasıl korunuyordu bu dakiklik? Bunu hiç düşünmemiştim o zamanlar.
Akşamları birinci etütten sonraki kampana, yemek saatini bildirirdi. Dersliklerin hemen yakınındaydı yemekhane. Meşin kaplı 10 kişilikti yemek masalarımız. Her gün bir arkadaş nöbetçi olur, masanın ortasına otururdu o gün.
Genellikle üç çeşit yemek olur, yemekler karavana denen büyükçe bakır çanaklar içinde öğrenciler gelmeden masalara konurdu. O masanın o günkü nöbetçi öğrenci, her yemeği arkadaşlarının uzattığı porselen tabaklara kepçeyle eşit olarak dağıtırdı. Önce çorba içilirdi. Mevsimine göre taze sebze ya da kuru fasulye, nohut gibi etli ya da kıymalı ana yemekten sonra pilav, makarna, tatlı, hoşaf türü üçüncü yemeğe gelirdi sıra.
Her öğrenciye bir bütün ekmeğin dörtte biri, yani çeyrek ekmek verilirdi. Yemek bitip de masa boşalınca, nöbetçi öğrenci karavana, bıçak, çatal, kaşık ve su bardaklarını bulaşıkhaneye götürüp verirdi.
Masaların ince temizliği beşinci sınıf öğrencilerinden seçilen “Yemekhane Başkanı”nın gözetiminde nöbetçi öğrenciler tarafından yapılırdı.
Öğretmenlerimizle, müdür yardımcıları ve müdürümüz de aynı yemekhanede aynı yemekleri yerlerdi. Onların bizden tek farkı, ayrı bir kapıdan girip çıkarlar, bir de yemekleri karavana ile gelmez, servis edilirdi.
Yemekhaneye girmeden önce dört yerde ikişerden sekiz musluk bulunurdu. İsteyen yemeğe başlamadan elini, çıktıktan sonra da elini ve ağzını yıkardı.
Dersliklerin bulunduğu binalarda tuvalet yoktu. 100 metre kadar uzaktaydı tuvaletler.
Üç yatakhane binamız vardı. Tuvaletler üçünün de içindeydi onların.

Enstitünün kuruluş yıllarında yine öğrencilerin yaptığı yaklaşık 25 öğretmen lojmanı yatakhanelere yakındı. Müdür lojmanı birinci yatakhanenin üst katındaydı. Aynı yatakhanenin bir bölümü de revir ve muayenehane idi.
Şen şakrak bir bayan doktorumuz ile erkek bir hasta bakıcımız vardı. Bedia Kervancıoğlu idi doktorumuzun adı. Birinci sınıftayken, nisan ayında kabakulak olmuştum da başka arkadaşlara bulaşmaması için 21 gün yatırmıştı; doktorumuz revirde beni.
Doktorumuzun aksine, müdürümüz Tahsin Aygün’ün güldüğünü görmedim hiç. Hep takım elbiseli, kravatlı ve çok ciddi idi. İki yıl sonra Ankara Öğretmen Okulu’na atanmıştı.
O giyim kuşam ve ciddiyetle -anasının ak sütü gibi- Ankara’yı hak ediyordu bence de!
Akşam yemeğinden önceki ilk etüt “serbest okuma saati” idi. Her gün, her öğrencinin bir saat boyunca gazete, dergi, ders dışı roman, öykü, şiir türü bir kitap okuması içindi o etüt. 1940’tan başlayarak Köy Enstitüleri’nin kuruluş yıllarında çok önem verilirmiş; bu serbest okuma saatine. Ancak 1946’dan, hele hele 1950’den sonra iyice tavsamış.
Nöbetçi öğretmenler, etüt saatlerinde sınıfları dolaşırdı ama ders dışı kitap okuyup okumadığımıza bakmazlardı hiç. Dahası, Türkçe-Edebiyat öğretmenleri de ilgilenmeyince, çoğu arkadaşımız ders çalışarak değerlendirirdi bu etüdü de.
İlk etüt bitince akşam yemeği yenir, bir saat sonra da ikinci etüt başlardı.
Kampana vurunca etüt biter, yatakhanelere gidilirdi. Ama her derslikte bir nöbetçi öğrenci kalır, sınıfı baştan başa iyice temizlerdi. Yerleri hafif ıslatarak süpürmek, sıraların tozunu silmek, çöp kutusunu boşaltmak onun göreviydi.
Kısaca şöyle söyleyeyim: Dersliğimizi olduğu gibi yatakhane, yemekhane, tuvaletler ile okulumuzun tüm meydan ve yollarını da biz temizlerdik. Doğrusu da bu değil miydi?
İşte o günlerden beri, hiçbir yere kâğıt da atamam ben, çöp de… Ceplerinde üniversite diploması taşıyan pek çok erkek ve kadının, içtiğin sigaranın izmaritini, yediği çikolatanın ambalajını, içtiği kolanın şişesini bindiği lüks arabanın penceresinden fırlattıklarını gördükçe, ağız dolusu küfür etmek geliyor içimden ama bunu beceremediğim için, “Yazık size o diplomaları verenlere! Yazık eğitimi bu duruma getirenlere!” demekle yetiniyorum.
Ah be Köy Enstitüleri! Ah be onların devamı olan Öğretmen Okulları, Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları!
Sizler gerçek bir eğitim yuvasıymışsınız da değerinizi anlayamamış, kıymetinizi bilememişiz sizin.
Bunu hâlâ anlayamayanlara, anladığı halde şu ya da bu nedenle kılını bile kıpırdatmayanlara ne desem, bilmem ki!

Hüseyin Erkan

huseyinerkan@dilemyayinevi.com.tr

Paylaş
Etiketler: 1953-1954Aksu Köy EnstitüsüEğitimHüseyin Erkanİsmail Hakkı Tonguç
Önceki Yazı

Toplumu Bozan İfsat Eden Yalan ve Dedikodu Haberleridir!

Sonraki Yazı

Deniz Yosunu

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Deniz Yosunu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap