Akarsuyun doğduğu yeri, kaç aydır, ziyaret etmeyi düşünüyorduk. Akarsuyun çıktığı dağın heybeti bizi hep etkilemişti. Arkadaşlara teklifim kabul görmüştü. İstekli olmalarına sevindim. Bu durumda, önümüzdeki hafta içerisinde akarsuyun gözesine gidecektik.
Ziyareti dağın şenlikli günlerine denk getirdik. Dağ yolunda her vardığımız yerin manzarası kendine özgüydü. Yolda insanlar şen ve şakrak idi. Çeşme başında oturanlar, çalgılı naralarını atıyorlardı. Arkadaş dağ yollarının tadı böyle çıkar, diyordu.
Çevremizde kayalar ve tepeler, gelip geçeni kontrol ediyor gibi üstten bakıyordu. Yalnızlık dert değildi. Günler hep böyle geçseydi, içim içime sığmıyordu. Sevincime, tepeler ve vadilerin güzelliği ortak oluyordu. Rüyadaki gibi bir çevreyi gözetliyorum, hayallere dalıyor ve tepelerden tepelere atlıyordum. Bir sevinç, bir coşku düşmüştü içime, güzellikleri yaşasam ve rüya aleminde hayallere dalsaydım.
Dağa yükseliyoruz, akarsuyun gözesi aşkına, kaynayan sudan içmek ve tadının kalıcılığını sağlamak, istiyorum.
Kaynak suyun başında, serin havayı solurken, gökyüzünün derinliğinde sanki kayboldum. Bulutlarla birlikte diğer dağları ve tepeleri gözlemek isterim. Bir sevgi düştü içime ufkun aydınlığında, böyle bir aydınlığı herkesin görmesini arzu ederim. Güzellikleri anlatma yerine herkesin gelip görmelerini isterim.
Bir doğa yürüyüşünde havayı koklamak, kır çiçeklerinin kokusunun alınmasını dilerim. Kaynağa yaklaştıkça güzel kokuların yanında suyun sesini de duyduk. Böceklerin otlar arasında koşuşturmasını gördük. Bizlerde yarışa dahil olduk. Arkadaşlar kaynağa yaklaştılar. Arının vızıltısından geri çekildim. Arıyı böyle ıssız bir yerde rahatsız etmek hiç de hoş bir davranış değildi.
Arılarla çiçekten çiçeğe konmayı, böcekler gibi şimdiden kışa hazırlanmayı ve kuşlar gibi gelenleri misafir kabul edip çeşit çeşit ötmelerini isterim.
Kaynağa bir adım kala yorgunluğu unuttuk, koşar adım suya yaklaşmaya çalıştık. Her adımda kır çiçekleri, her adımda güzel kokular. İçim sızladı, uzandım kana kana içtim. İçim serinledi, rahat ettim. Yüzüme buz gibi suyu çaldım. İkinciyi zor tekrar ettim.
Patikadan suya gelip kimler suyu kana kana içti. Kimler geldi ve kimler geçti.
Sırt çantamı çıkarttım ve çimene uzandım. Dağın doruğunu ve tepeleri seyrettim. Arıların vızıltısına aldırmadım. Onlar da gülmemizden memnun olmuşlardı.
Biraz dinlendikten sonra dağın doruk noktasına çıkalım, dedik. Doruk noktasından, dört bir tarafı izliyoruz. Sesler çevreyi şenlendirdi. Bir rüya alemi, bir hayaller ülkesi, böyle bir güzellik olamazdı.
Akarsuyun gözesine geldiğimize çok memnun olmuştuk. Oturduk yemeğimizi yedik ve vadiye inmeye karar verdik. Çünkü bulutlar, burası dağbaşı diye ikaz ediyordu.
Biz de olumlu karşılık verdik ve vadiye indik.
Hasan TANRIVERDİ