Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Zübeyde KARAMAN

Ahlak Nedir?

Zübeyde KARAMAN Yazar Zübeyde KARAMAN
22 Temmuz 2011
Zübeyde KARAMAN
10
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ahlak değişken ve göreceli bir kavram değildir. Doğaya bakınca bu çok net görülür. Görece vs türü kelimeler insanın kendi çarkına su götürmek için uydurduğu LAYLON kavramlardır.

İnsan bu yeryüzünde yaratıldı ve başka yerde şu an hayat şansı yok. Ve buranın fizik kuralları var.  Aynı şartlarda iki hidrojen atomu ile bir oksijen atomu sevişince mutlak surette su olur, bu değişmez yasalardan biridir. Mesela yerçekimi kanunu var, buna rağmen 7. kattan atlarsan ölürsün.

İnsan realiteye baş kaldırınca kaos ve karmaşa doğar, bunlardan nemalanmayı öğrenmiştir ancak. Ve bu neması yani maması kesilmesin diye bunların üzerini örten LAYLON kavramlar geliştirmiştir. Ama doğa acımaz, çünkü doğada duygular değil, gerçekler barınır. Gerçeklerin yurdudur doğa.

O nedenle, birinin kafasına haksız yere odun ile vurunca sen de kafana odunu yersin. Doğrusu budur çünkü. Ne demiştik? Doğada duygular değil, gerçekler barınır. Ama sonra ne oluyor da oluyor hala anlamış değilim ama biri senin kafana odun vurup ve elindeki muzu da alır. Sonra mızmızlanıp elindeki muzu kaptırırsan; sen hiç, o iki tane muz yemiş olur.  🙂  Mızmızlanmak seni haklı kılmaz. Sonra sana odun vuranın yanında elinde bir odun daha olan bir odun daha belirir. O da sana odun ile vurunca ikisi birden VOLTRAN’ı oluşturur.  🙂
Sonra senin yanındakiler odundan korktukları için önce ellerindeki muzlarını verir, sonra susar-siner-pısar. Başta dedik ya doğa acımaz diye. Sonra hep sana odun vururlar ve muzunu alırlar. Bazen de az odun vururlar ve ölmeyecek kadar muz verirler. Buna da merhamet ve iyilik derler.  🙂

Bunların olmadığı tüm eylemlere ahlak denir işte.

Dünyada birde eğitimli, kitap okumuş, gazete yemiş insanlar vardır. Onlar isterse yazıyı baştan aşağı okumasın, şu cümle onlara yeter. Madem okumuşlar, farklarını koysunlar ortaya değil mi?

AHLAK:  Bir cümlenin öznesinin değiştiği zaman o cümle ile ilgili fikrinin DEĞİŞMEMESİDİR.

Yeryüzünde dünyaya gelen her insan eşit şartlarda hayat hakkına sahiptir ve bu hayat hakkını haksız ve yersiz yere kimse kimsenin elinden alamaz. Bu hak bağlamında insanın inançlı mı, inançsız mı olduğuna bakılmaz. Neye taptığı ile ilgilenilmez. Yaratıcıya iman edenler şunu çok iyi bilir ki her insanı o var etmiştir ve adil ve ahlaklı bir yaratıcının hayat hakkı konusunda kimseye üstünlük ya da öncelik tanımayacağını, bunun da yaratıcılığın gereği olduğudur.

Buna rağmen yukarıdaki cümlelere bakınca dünyada durumun hiç de öyle olmadığı hepinizce malumdur. O zaman sıkıntı fizik yasalarda mı (ilahi sünnetullah), yoksa bu yasalara bağımlı yaratılmış, ama bu doğal yasalarla yine mensubu bulunduğu doğaya bakarak kendi doğasında yaşamayı becerememiş insanın mıdır? Elbet el birliği ile hepimiz insanın diyeceğiz, ne kadar güzel!!!

Şimdi suç insanın ortak noktasında buluşmak ile beraber, bu suça iştirakin var mı diye sorsak tek tek insanlara; Çinlisinden Caponuna, Ermenisinden Türküne, Arabın dan zencisine, kimse elini taşın altına koymaz. Herkes haklı, herkes suçsuz, herkes masumdur. O zaman hep beraber KAHROLSUN NEPTÜN’lüler demenin zamanı gelmiştir.(mi? )

Kuran’da bir ayet vardır ve derki: “Allah, zalimleri sevmez.” Kim sever ki?

Yukarıda ne demiştik, hatırlayalım: Sizin kafanıza odunu vurup elinizden muzu alana ses çıkarmıyorsanız… İşte o zaman siz iki kere zalimsiniz, çünkü hem kendinize ve çevrenize zalimliğe cevaz veriyorsunuz, hem de ilk zalime dur demeyerek zalimliği teşvik ediyorsunuz, zulmün önünü tıkamıyorsunuz. İki kere zalimler, iyi bakın buraya!!! Dönün doğaya bir bakın, hayvan dediğiniz canlılar nasıl yaşıyor kendi doğaları gereği, iyi izleyin! Hangisi hırsızlık yapıyor? Uyanıkların hepsi şimdi tilki diyecekler, adım gibi eminim.  🙂  Onlar kümesten tavuk çalmıyor, çalmak sana has. Onlar tavuk avlıyorlar, çünkü yaşamaları için yemeleri gerek.  Eğer bir tilki bir seferde koca kümesi götürse vallahi de haklısın diyeceğim ama haksızsın işte.

Sen, senin karnını doyurman için hakkın olan o bir tane muzu eğer odundan korktuğun için karşıdakine veriyorsan, işte Kuranın tabiriyle sen hayvandan daha aşağılık bir mahluksun, hiç caka satma insanım diye!!!

Öznesi insan olan herkese, mahsus selam ederim.

Küçük ama etkili bir not: Laylon kavramı kendi türettiğim bir kavramdır, aslı naylondur. Naylon; doğaya en zor ve en geç uyum sağlayan, çeşitli bileşenlerden oluşmuş bir materyaldir ve doğaya zararı bugün bilimsel bir gerçektir. Ben naylona laylon diyerek aslında kötünün daha kötüsüne vurgu yaparak daha da aşağının aşağısına itmek için kavramla biraz oynadım.  🙂

Paylaş
Etiketler: ahlakdeğişimtutarlılık
Önceki Yazı

Üretemeyenler Rekabet Edemez!

Sonraki Yazı

Rantlaştırılan İslam (!) ya da İnsan Olmak

Zübeyde KARAMAN

Zübeyde KARAMAN

İlişkili Yazılar

Zübeyde KARAMAN

Bir Delinin Mal Beyanının Ayanı ve Beyanı

04 Ocak 2021
5k
Zübeyde KARAMAN

Teodisenin Laylon Hali!

11 Temmuz 2013
5k
Zübeyde KARAMAN

Türk Ateizminin Sakaleti!

27 Mart 2012
5k
Zübeyde KARAMAN

Hayızlı Kadının İbadeti Nasıl Olmalıdır?

04 Mart 2012
5k
Sonraki Yazı

Rantlaştırılan İslam (!) ya da İnsan Olmak

Yorumlar 10

  1. Cahit KARAÇ says:
    14 yıl önce

    Ahlâk; kendimiz ya da toplum (başkasının)yararına olabilecek her güzelliği yapabilme (yapıp edebilme) becerisini gösteren huy (karekter, kişilik) güzelliğidir. Diye tanımlasak daha doğru olmaz mı?

    Sevgi ve saygılar.

  2. Uğur ÖZALTIN says:
    14 yıl önce

    AHLAK: Bir cümlenin öznesinin değiştiği zaman o cümle ile ilgili fikrinin DEĞİŞMEMESİDİR.

    Bu cümlenizi çok beğendim.
    Bu açıklama üzerinde dahi değişik alanlar hedef alınarak 10 tane makale yazılabilir.
    Ben buna bir hadis ile zenginlik katayım.
    HIRZLIĞI KIZIM DAHİ YAPSA ELİNİ KESERİM
    HZ MUHAMMED

    Şimde sizin ahlak tarifiniz ve şu hadis ile çevremize bakınca ahlak ne durumda diye acı acı gülümseyip düşünüyorum

  3. Zübeyde KARAMAN says:
    14 yıl önce

    Sayın Cahit Karaç, Ahlakı böyle tanımlamamız sonucu yukarıda sıraladığım laylon kavramlara kapı aralar. Bence Uğur Özaltın beyin yorumu beni tam anlamış ve kapsamış bir yorumdur. Lütfen üzerinde tekrar tefekkür etmenizi rica ediyorum. Doğayı izleyin ve gözleyin, doğa size ahlakın ne olduğun gösterecek. Sistemin dışına çıkmanız sonucu ahlaksızlık boy gösterir, yoksa doğanın ahlak diye bir kavrama ihtiyacı da yoktur. Onun gerçekleri vardır ve ahlak doğanın ve insanın kendi doğasının/fıtratının gerçeklerine uygun yaşamasıdır.

    Uğuz Özaltın bey, zaten bu konudan çok makale çıkacağını bildiğim için diğerlerine gebe şekilde bir yazı yazmaya gayret ettim. Beğenmenize ve teşvikinize ayrıca çok teşekkür ederim. Önümüzdeki yazılarımda kısmet olursa bu konuyu her tür bakış açısı ve her tür olay/olgu ile işlemeyi düşünüyorum. Lütfen beni takip edin ve yön verici yorumlarınızı benden esirgemeyin.
    Sevgi ve saygılarımla. Zübeyde KARAMAN

  4. Cahit KARAÇ says:
    14 yıl önce

    Peki doğada her şey birbirinin zıttı (karşıtıyla) var olduğuna göre, ahlaksızlık olmadan ahlak, çirkin olmadan güzel, kötü olmadan iyi, gece olmadan gündüz, soğuk olmadan sıcak ya da tam tersi sıcak olmadan soğuk olamayacağını düşünürsek, hangi tanım daha doğru olur.
    Doğada olduğu gibi,her insanın içinde de her birbirinin karşıtyla var ve meevcuttur. Ancak bunlardan birisinin öne çıkıp varlığını göstermesi diğerinin yok olması anlamına gelmez. Ancak o an için zayıf olan duygunun güçlü olan duygu tarafından üstünün örtülüp bastırılması ve güçlü olan duygunun öne çıkıp kendini göstermesidir. Yoksa diğer duygunun insan benliğinden silinip yok edilmesi anlamına gelmez. Bir gün benliğe yapılan bir saldırı karşısında yeniden ortaya çıkıp varlığını gösterir. Ahlak toplumun genel arlanma duygularının gelişmişliğine göre, gelişip gerileme gösterir. Tıpkı bir piston gibi çalışır. Kimi yerde kimi zaman daha fazla serbestiyet daha fazla tahammül oluştururken kimi yerde kimi zamanda bu serbestiyet ve tahammül daralır.

    Onun için ahlak, her ne kadar kişiye özgü bir oluşum gibi sergilenip görünmüş olsa da temelinde kişiyi aşan toplum kuralları öncülük eder. Bir başka deyimle içinde yaşayıp var olduğunuz toplumun kuralları kişiyi yönlendirir. Yani mahalle baskısı denilen baskı kişi üzerinde etkin olur. Sonuçta o toplumda ahlak nasıl algılanıyorsa kişi öyle yaşamak zorunda kalır.
    Ama buradaki ahlaki olan bu yaşam tarzı yada biçimi başka bir toplumda temellinde değişmemiş olsa da farklı algılanıp yaşanıyor olabilir.

    Örneğin hırsızlık, her toplumda suç ve ahlaksızlık olarak görülür.

    Çalışıp kazanmadan yemeye ne dersiniz. Buna ahlaklı yada ahlaksız olarak bakılabilir mi?

    Buna hayatın bir çok cevabı var. Olumlu yada olumsuzluk içerebilecek bir cevap iç içedir. Kısacası bu sorunun cevabında doğru yanlış iç içedir. Onun için ahlak her zaman gözle görülebilen bir duygu da değildir. Her kes tarafından kolayca değerlendirilebilen bir kavram da değildir.

    Başka bir örnek vererek biraz daha açalım. Varsayalım, bire zülme uğradınız. Ananız, babanız, tüm sevdikleriniz hunharca gözlerinizin önünde öldürüldü. Öldüren de karşınızda durup size bakıp sırıtıyor. Hadi ahlaklı ol da ona karşı sen hoş görülü ol. Güzel ahlak sergile. Bu insan yaratılışına aykırıdır. Onun için bu durum insan ruhunun sağlıklı kalıp yaşamasını zorlayıp sıkıntıya sokar. Burada ahlak ölçüsü birden bire değişir. Bunu bilen Allah insanlara burada kolaylık sağlayıp suçluyu dayanıp affetmenin çok büyük sevabı olduğunu ifade ederken aynı zamanda da isterse kişi haddini aşmadan mukabiliyle (eşdepğerde )bir davranışta gösterip sergileyebilir. Birincinin yaptığı en büyük ahalksızlık olurken ikincinin yaptığı aynı derece de ahalksızlık olmaz. Çünkü o hak aramaya girer. Onun için ahlak kavramı öyle basit bir kavram değil.

    Bu kadar basit bir kavram olsaydı. Bu gün din, hak, hukuk, adalet, örf, adet, gelenek, görenek, kültür, etik kuralların hiç birisi olmazdı. Herkes hayvanlar gibi doağla doğada özgür olup özgür yaşarlardı. Onlarda bile sizin yazınızda bahsettiğiniz gibi hayatın doğal akışını (dengesini) bozmayacak bir ölçü var.

    Demek ki; Ahlak, ilerleyen hayatın dengesini bozmayacak ölçülü yaşama biçimidir de denile bilir.

    Ruh denilen hayat enerjisi bile görevi icabı beden de hapistir. Görevi olan her varlığın bir de sorumuluğu vardır. İşte bu sorumlulukta güzel ahlaklı olmanın şartlarından birisidir.

    Demek ki, Ahlak, görev ve sorumluluk alanı içinde bunların da bilincinde olup yaşama biçimidir de denile bilir.

    Demek ki, bazan özne de fikir de değişebilir.

    Deme ki, ahlak; yaşanılan hayat içinde kendimiz ya da toplum (başkasının)yararına olabilecek her güzelliği yapabilme (yapıp edebilme) becerisini gösteren huy (karekter, kişilik) güzelliğidir. Diye tanımalmanın çok daha doğru olduğunu düşünüyorum.

    Daha ben bu tanımlamayı yaparken sizin bana böyle bir karşılık vereceğinizi de önceden düşündüğümden yazdığım tanımın daha doğru olabileceğine kananat getirmiştim.

    Yoksa benim dediğim dedik olsun diye yazmadım.

    Bir batılı profesörün Türkiye deki demokrasiyi tanımlarken söylediği aklım a geldi. Onu da buraya yazayım. “Türkiye deki domokrasi, don lastiğine benzer.” giyen her bedene uyar. Bizim toplumun ahlaki değer ve ölçüleri de tıpkı bu tanımlamaya benziyor.

    Bana göre bu dünyada giyilebilecek en güzel elbise güzel ahlaktır. Bu güzel elbiseyi hayatın her evresinde her şarta giyebilen herkese hayattaki yaşamının her anı helali hoş olsun. Allah hayatı böyle güzel yaşayan tüm güzel insanlardan bir kere değil, bin kere razı olsun.

    Sevgi ve saygılarımla.

  5. Zübeyde KARAMAN says:
    14 yıl önce

    Sayın Cahit Karaç, Dikkat edersiniz ki yazımda ahlak diye neye dememiz gerekiri irdelerken taaa ahlakın kaynağına inmeye özen gösterdim. Sıra bugünkü düzene de gelecek, az sabırlı olun lütfen. Ama bugünün değer yargıları üzerinden benim yazıma bu bakışı getirmeniz beni üzdü biraz. Çünkü bizler bugün iyi ile kötünün yer değiştirdiği, zalim ve mazlumun yer değiştirdiği kabuller üzerine hayatımızı kurduk. Dolayısı ile laylon kavramlara realite olarak bakıyoruz ve onun üzerinden düşün üretiyoruz. Her tür laylon kavramı atın ve lütfen beni anlamaya çalışın.

    Bir aslan bir ceylanı avladı diye buna iyi yada kötü diyebilir miyiz? Hayır, bu doğanın gerçeğidir. Ama bunu bugüne uyarlayınca iyi yada kötü diye bir kavram eklersek bu aslanın ceylanı yediğini gerçekten kopartık üzerine laylon kavramlar geçirerek hayata sunmuş oluruz ki bu insan için korkunç bir yanılsamadır.

    Bir insan açım diye hırsızlık yapabilir mi? Bence yapamaz. Çünkü ahlakın çıkış noktasına az da olsa işaret çekmeye çalıştığım bu yazı minvalinde bir değerler sistemimiz olsaydı aç insan olmazdı ki hırsızlık yapsın. Yada sizin dediğinizle tembel insan diye bir kavram olmazdı. Ama siz de haklısınız, herşey zıttı ile mevcuttur ve beşer şaşar. Ona itiraz etmiyorum ben. Beşer şaşmaya devam ediyor ama şaşan beşerlere bakan ultra şaşarlar artık buna hayatın realitesi diyor.

    Selam ve sevgiler…

  6. Cahit KARAÇ says:
    14 yıl önce

    Sayın Zübeyde Karaman hanım efendi, sizi üzmek aklımın ucundan bile geçmez. Şayet böyle bir sapkın düşünce aklımdan geçerse, işte o zaman ben sizin dediğiniz gibi laylon ahlaklı biri olurum. Öyle değil mi efendim. Onun için böyle bir niyetle düşünüp sizi üzmek için yazınızı eleştimek aklıma gelmeyeceği gibi, haddim de değildir. Öyle düşünmüş olmanız bile beni sizden daha çok üzer. Ben yine de sizden çok özür dileyerek cevabıma devam etmek istiyorum.

    Her şeyde olduğu gibi, her şeyin özü, arı duru, saf ve temiz olanı her zaman en güzel, en mükemmel, en iyi ve en doğru olup kabul görendir. Bu kabullerin dışına çıkan, eğriltip sapma yapan, kirletip çirkinleştirip bozan her türlü davranış şekli laylondur. Bunların hepsi ahlaki değerleri çirkinleştirip bozar.

    Onun için ahlakın özünü, temelini doğal doğaki yaşam ile özdeşleştrip tanımlamak istersek bunu da Allah’a dayandırarak tanımlayıp tarif edersek çok daha doğru yapmış oluruz. Çünkü ahlakın kuralını Kur-an’da vahyedip koyarak bizlerden de ona göre yaşamamazı isteyip buyurup talep eden Allah’tır. O halde varlıkların en ahlaklı olanı da hiç şüphesiz Allah’tır.

    Madem ki; Varlıkların en ahlaklısı Allah’tır. O halde ahlak anlayış ve yaşayışında da O’nun buyruğuna en yakın olup en güzel yaşayan en ahlaklıdır. Onun buyruğundan habersiz olup uzak yaşayanlarda ahlaki yaşam dereceleri oranında da O’nun ahlaki kuralından uzaklaşıp, uzak olurlar. Uzaklaştıkları oranda da ahlaki güzelliklerini kaybetmiş olurlar.

    Ahlaki güzelliğin kaybedilmesi oranında insan özden sapar. Sapması oranında da saflığını kaybeder. Kaybedilen saflık derecesinde kişinin yada toplumun ahlakı bozulup laylonlaşır.

    Sevgi ve saygılarımla.

  7. Zübeyde Karaman says:
    14 yıl önce

    “Madem ki; Varlıkların en ahlaklısı Allah’tır. O halde ahlak anlayış ve yaşayışında da O’nun buyruğuna en yakın olup en güzel yaşayan en ahlaklıdır. Onun buyruğundan habersiz olup uzak yaşayanlarda ahlaki yaşam dereceleri oranında da O’nun ahlaki kuralından uzaklaşıp, uzak olurlar. Uzaklaştıkları oranda da ahlaki güzelliklerini kaybetmiş olurlar.”

    Demişsiniz Sayın Cahit bey. Zaten ben de bu konuyu geliştirerek oraya gelecektim ama sanırım bu yazı sizin için çok rasyonel olduğundan böyle yorum yaptınız. Üstelik teşekkür ediyorum ayrıca, yazıyı geliştirmeme daha da katkı verdiğiniz için.

    Ancak, yeryüzünde yaşayan milyarlarca insan içlerinde bir yada birden çok Tanrı ya da hiç Tanrı inancı taşımayan insanlar ile birlikte yaşadılar milyonlarca yıldır. Bu nedenle konuyu realite düzleminde tutmanın, ahlak kavramını yerine oturtacağını düşündüğümden bu metodu uyguladım. Evet, en ahlaklı varlık Allahtır ve aynı Allah bu sistemi (sünnetullah) var etmiştir. Siz sisteme ters yaparsanız, otomatikman sistem size ters yapar zaten.

    Sevgi ve saygı bizden. Selamlar.

  8. Cahit KARAÇ says:
    14 yıl önce

    Efendim, bu konuda söylenip yazılacak bir çok şey var. Ben konuyu daha fazla uzatıp size saygısızlık etmek istemiyorum.

    Aklınıza, yüreğinize ve emeğinize sağlık.

    Allah sizden ve sizin gibi güzel yazı yazan herkesten razı olsun.

    Ben kendi adıma çok şey öğrendim. Çok teşekkür ederim.

    Bundan sonra da bilmediklerimi öğrenmek adına yazılarınızın okuyucusu olacağım.

    Sevgi ve saygılarımla.

  9. Cahit KARAÇ says:
    14 yıl önce

    Efendim, Ben konuyu daha fazla uzatıp size saygısızlık etmek istemiyorum.

    Aklınıza, yüreğinize ve emeğinize sağlık.

    Allah sizden ve sizin gibi güzel yazı yazan herkesten razı olsun.

    Ben kendi adıma çok şey öğrendim. Çok teşekkür ederim.

    Bundan sonra da bilmediklerimi öğrenmek adına yazılarınızın okuyucusu olacağım.

    Sevgi ve saygılarımla.

  10. Zübeyde Karaman says:
    14 yıl önce

    Bende çok teşekkür ederim. Şahsım adına düşünce dünyanıza aldığınız için beni teşekkür ederim. Aldığınızdan fazlasını verdiğinizi bilmenizi isterim.

    Saygı ve sevgilerimle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap