Kandiller, “Mirac”, “Regaib”, “Mevlid” ,“Berat” “Kadir” Vs. gibi özel geceler, “tıpkı milli piyango gibi toptan günahların affolunduğu muhteşem zaman dilimleri.” Bu mübarek gecelerde belli sayılarda kılınca namazı bir yıl boyunca hiç sıkıntın olmaz gibi uyduruk tavsiyeler!..
İstediğin günahları doya doya işle yıl 360 gün, “insanları kır”, “dök”, sonrada kutsal kandil gecelerine iki rekat namaz kıl, hop tertemizsin. “Değerli okurlarım bu saçmalıklara sahi siz inanıyor musunuz?” Ruhumuzun yaraları içimizi yaktığında serinlemek için bir havuza atmalıydık kendimizi.
Muhakkak o da “DİN” di, “İnanç”tı ama nasıl bir “DİN”?..
Şu ülkemizde din kadar bozulmuş lime lime edilmiş bir başka konu var mıdır acaba!…
Okuldaki o incik-boncuk din derslerinde öğrendiğimiz;
“İslam bozulmamış tek dindir. İslam’da ruhban sınıfı yoktur.”
Gibi bilgiler şimdi bana bir masal gibi geliyor. “Evet KUR’AN bozulmamıştı. Peygamber bozulmamıştı” ama günümüze taşıyan algılayış bozulmuş, yer ile bir olmuştu.
Belki de en koyu Hıristiyanlıktan, Yahudilikten daha fazla bozulan bir dinimiz vardı, sadece biz farkında değildik.
Mesela kadın erkek birlikte neden Cuma namazına gitmiyoruz?…
“Nasıl yani olur mu öyle şey Cuma namazı erkekler içindir dediğinizi duyar gibiyim.”
İşte o üçkağıtçı din bezirganlarının uydurması. “Allah kadın-erkek herkesin Allah’ıdır.” Onun istediği ibadetlerde iki cinse de birliktedir aslında, özelde insanadır. “Erkeler kadar kadınlarında ibadetidir Cuma.” O zaman neden kadınlar değil hep erkeler gidiyor?
Uzun mesele ama temelinde “dinin rantlaştırılması” var.
Herkes bir tarafından tutmuş ve orayı kendi ekonomik alanı ilan etmiş. “İnsanlar ne kadar köleleşirse, o kadar rahat onların üzerinde hakimiyet kuracakları için dini kendi istedikleri hale getirmişler. Kadınlar ne kadar sosyal hayattan soyutlanırsa, kullanılmaları da o kadar çok kolay olacağı için her zaman ikincil planda yaşatılmıştır” kadınlar.
Hiç böyle düşünmemiştim demeyin sakın!
Düşünemezsin zaten. “Sistem düşündürmemek” üzere kurgulanmıştır..
Bu yüzyıllardan beri böyle olmuş. “Din adına köşeleri tutanlar, insanların özgür birey olmaması için elinden geleni yaparlar.” Düşünemeyen, tabii olduğu insanlar ne derse ona evet diyen beyinler isterler.
Oysaki bu dinin kitabı “OKU” diye başlar.
O yılarda ne matbaa vardı nede kitap, basılı kitapları okuyun demiyor orda; “hayatı okuyun”, “kalbinizi okuyun”, “doğayı okuyun”, “aklı okuyun” diyor. Bunları okuyan insan başka hiçbir insanın kölesi olmaz! “İnsanları en hassas yerinden vurmanın yolu, kalplerinde en çok sevdiği kişilerle vurmaktır.” Bu millet peygamberini çok sever en çok da peygamber alet edilmiştir bu hurafelere.
Oysaki din kadınlara çok değer veriyor onları özgürleştiriyor lakin din adına hareket enler sadece köle olmanızı istiyorlar..
Sonuç olarak “Müslüman olmak çok kolaydır bu memlekette çünkü herkes annesinden Müslüman olarak doğar. Ama İNSAN olmak çok zordur.” Ben önce “İNSAN” olmak hakkımı kullanmak istiyorum.
Sevgi ve saygıyla iyi Cumalar…