Toprakları oldukça geniş, çok zengin bir ülkenin kralının dünya güzeli bir kızı varmış. Kızını öyle çok seviyormuş ki, kimseyle evlendirmeye kıyamıyormuş.
Sonunda karar vermiş.
Biricik kızını dünyanın en zeki, akıllı, güçlü ve cesur bir şövalyesi ile evlendirmek istiyormuş. Bunun içinde şövalyeler arasında bir yarışma düzenlenmiş.
Yarışmaya sadece 6 cesur şövalye katılmış. Yarışmada kaybedenin kellesi gidecekmiş…
Yarışma başlamış. Heyecan doruktaymış.
Finale sadece iki şovalye aynı anda ulaşmış… Diğer 4ünün kellesi kesilmiş.
Kalan iki kişi arasında yeni bir yarış yapılmasına karar kılınmış.
Bu kez yeni bir sınır çizilmiş. Ve kral iki şövalyeyi karşısına alıp yarışmanın kuralını açıklamış:
“Hanginizin atı, sınıra en son giderse ona kızımı vereceğim. Kaybeden kellesini de kaybedecek!”
Ve yarış başlamış…
Ama iki şövalye bir türlü ilerlemiyorlarmış…
Finale en son ulaşan kralın kızı alacağı için ikisi de öylece duruyormuş.
Bir süre sonra yanlarına yaşlı bir adam yanaşıp ikisine birden bir şey söylemiş.
Bu kez iki şövalye de son sürat koşmaya başlamışlar…
O yaşlı adam, şövalyelere ne söylemiş olabilir ki koşmaya başlamışlar???
.
Herkese keyifli, sağlıklı güzel bir gün, mutlu bir hafta dilerim.
Günaydın ☕
Emine Pişiren/Akçay























