Başkanlık seçimlerinin, Türkiye gündemini, uzun süre işgal etmesini; hayret ve üzüntü ile izledim.
1- Hillary, ya da Trump, ne fark eder? Hepimiz biliyorum ki ; ABD’yi başkanlar değil, Siyonist/Evanjelist çetesi yönetmektedir. Başkanlar, dekor/kostüm mahiyetindedir. Ve esas olan da, ABD halkının değil, İsrail’in çıkarlarıdır.
2- Bugüne kadar, hiçbir ABD başkanı Türkiye’ye dost olmamıştır. Devamlı olarak ikiyüzlü davranmıştır. Daima terörü desteklemiş; darbeleri organize etmiş, ambargolar uygulamış; Türkiye’yi bölmek için, her türlü melaneti irtikap etmiş, BOP, Bağımsız Kürdistan, Büyük Ermenistan vb. projeleri icraya koymuştur.
- a) Kennedy’nin Küba krizinde, Türkiye’yi hangi büyük tehlikelere yem ettiğini; Johnson’un Kıbrıs davamızdaki terbiyesizlik ve hainliklerini; Çuval olayını; Muavenet faciasını; İskenderun’daki askeri bölgemize yapılan saldırıyı; son dönemde de Suriye ve Irak olaylarındaki kalleşliklerini; unutmamız mümkün değ
- b) Aslında bu tür ihanetleri ve alçaklıkları, dünyanın dört bir köşesinde sergilemektedirler. Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye (Arap Baharı adı altında) tüm İslam alemi, vb. sayısız örneğini zikredebiliriz.
- c) Daha önceki yıllarda da; Macar halkını Küba’ya karşı, Küba halkını da (Domuzlar Körfezi olayında) Castro’ya karşı, kışkırtmıştı. Sonra da, bu zavallılara, hiç destek vermemiş, katledilmelerine seyirci kalmıştı. Aynı ihanetleri; Ukrayna, Gürciste ve Kırım’da da sergilemiş
- d) Organize ettiği darbeler, suikastlar, pis olayları saymakla bitiremeyiz. CIA’nın yediği haltları, ABD başkanları bile -tam anlamı ile- bilememektedirler.
- e) İslam dünyasını karıştıran; mezhep kavgalarını kızıştıran; Petro dolarlara el koyup, halkları fakir bırakan da, ABD’
- f) Dünyadaki tüm terör örgütlerinin (PKK, PYD, El Kaide, IŞİD vs.) kurucusu ve yöneticisi ABD’ Başta uyuşturucu olmak üzere, tüm kaçakçılıklarda ve silah ticaretindeki rolü de herkesin malumudur.
Velhasıl; dünyadaki en güvenilmez ülke ABD’dir.
3- Bu gerçekler karşısında, hepimizin çok iyi düşünmesi (Başta ülkemizi yönetenler olmak üzere) ve gerçekçi olması gerekmektedir.
- a) ABD, İsrail, İran, Rusya ve AB ülkelerine karşı daima dikkatli olmamız gerekmektedir. Romantik yorumlara, “müttefik-dost” tanımlamalara boşvermeliyiz. Sadece Cenab-ı Hakk’a (CC) ve kendimize güvenmeliyiz. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmeli; suçlamalardan, ayrımcılıktan, baskıcılıktan vazgeçmeliyiz. TBMM’yi etkili ve yetkili hale getirmeliyiz.
- b) Kaliteli eğitim, ileri teknoloji, tam demokrasi, fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetleri can ve mal güvenliği adil ve bağımsız yargı ekonomik kalkınma adil gelir dağılımı konularında çağdaş düzeye ulaşmalıyı
- c) Çok güçlü bir orduya sahip olmalıyı
- d) Milli bir iç ve dış politika stratejisi uygulamalıyı Kemal Derviş’in yol açtığı tahribatı tamir etmeli; pamuk, haşhaş, pancar, tütün vb. politikalarını yeniden düzenlemeliyiz. Çiftçinin malının gerçek değerini bulmasını sağlamalıyız. (Mesela fındık üreticisi mutsuzdur. Zira fiyatları, bir İtalyan firma belirlemektedir. Fındık borsası da Almanya’dadır)
- e) Üretimi canlandırmalı, özellikle yüksek teknolojiye öncelik tanımalıyı Ar-Ge ve proje üretimini daha fazla desteklemeliyiz.
- f) Gümrük Birliği anlaşmasını revize etmeliyiz. Ya da birlikten çıkmalıyı
- g) Yerli tohumun önünü kesen uygulamaları kaldırmalıyı Tohumculuğu teşvik etmeliyiz. Aşı ve ilaç üretimine ağırlık vermeliyiz. İhalelerde, yerli üretime öncelik tanımalıyız. (Bu arada ANAP döneminde olduğu gibi, ihracattan doğan kazançlar, dağıtılmamak şartıyla vergiden muaf tutulabilir)
- h) Ve mutlaka terörün kökünü tam anlamıyla kazımalıyı
- i) Gün, başkanlık için mücadele günü değ Ülkeyi bataktan çıkarma günüdür.
