Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cihan HAYIRSEVENER

Eraydın da Dikkat Etmeli!..

Cihan HAYIRSEVENER Yazar Cihan HAYIRSEVENER
10 Ağustos 2007
Cihan HAYIRSEVENER, Kent/Şehir, Siyaset & Politika
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bandırma’nın dört bir tarafı inşaat alanı malum.
Daha ne kadar süreceği de meçhul.
Biterse, modern bir kente kavuşacağız da, ne zaman biteceği de bilinmiyor tabii ki.
Tam da yazın ortalarındayız.

Önümüz sonbahar ve ardından da kış. Yani yağmurlar gelecek.
Eğer, geçen kış yaşadığımız gibi yağmursuz ve kurak bir kış yaşayacağımız düşünülüyorsa, mesele yok da, ama tam tersi çıkıp da yağmur-yağış olursa Bandırmalı olarak hepimiz mahvolduk.

Hadi, şimdilik geçici bir çözüm olarak sabah-öğle-akşam saatlerinde kalkan tozu nisbeten bastırmak için arazözlerle kentin ana caddeleri sulanıyor, ama yağmurlar başlayınca, balçık çamurla vatandaş nasıl başedecek.
Gerçi, meteorolojinin bildirdiğine göre önümüzdeki 5 ay içerisinde doğru dürüst bir yağış da beklenmiyor. Bu belediyenin çalışmaları açısından rahat bir ortam sağlayabilir. Fakat, buna rağmen, bazı yerlere öncelik verilmesi mümkün değil mi acaba?
Geçtiğimiz yıl, Atatürk caddesi göz açıp kapayıncaya kadar bir süre içerisinde alt yapısıyla, üst yapısıyla bitirildi ve bugün son derece güzel ve de kullanışlı bir hale dönüştürüldü.

Ancak, aylardır hem Ordu caddesinde, hem İnönü caddesinde hem de Cumhuriyet caddesinde sürdürülen çalışmalar, her ne hikmetse bir türlü bitmi-yor, ya da bitirilemiyor.
Hiç biri de, Atatürk caddesinden daha uzun, daha geniş ve daha kapsamlı değil sanırım.
Müteahhit de, mühendis de değilim, ama yapılan çalışmaları karşılaştırdığımız zaman (bilmiyorum aynı müteahhit mi?) Atatürk caddesi ile diğer caddelerdeki çalışmalar arasındaki dağlar kadar farkı görüyorum.
Hele, İnönü caddesi!..
Kaldırımları işgal ediliyor ve belediye bir çözüm bulamıyor diye yıllarca yazdık durduk.
Sanırım, kaldırım işgaline belediye sonunda böyle bir çözüm buldu.
Baktı, zabıta gücüyle başedemiyor, “bari kaldırımları kazayım, delik deşik edeyim de, işgalciler orada tutunamasın” diye düşündü.

Bu düşüncesini de uygulamaya koydu.
Hakikatten, İnönü caddesinin kaldırımlarında işgalci isportacı görünmüyor.
Hepsi, caddeye inmiş durumda!..
Ancak biz neden işgaller kaldırılsın diyorduk?
Vatandaş, bu kaldırımlarda rahat rahat yürüsün diye.
İşin ilginç tarafı, kaldırım işgalleri belki kendiliğinden ortadan kalktı, ama vatandaş yine de kaldırımlarda rahat rahat yürüyemiyor.

Hoplaya, zıplaya, sıçraya yürüyor…
Aynen çekirge gibi…
Hatta, kimi düşüyor, kimi ayağını burkuyor, kimi de yüzün koyun yere kapaklanıyor.
Çünkü, kaldırım köstebek yuvasından hiçbir farkı olmayacak bir şekilde bırakılmış.
Tamam, ben isteğimden vazgeçtim. Tekrar kaldırımlar seyyar satıcılar tarafından işgal edilsin, ama en azından kaldırımlar da yapılsın.

Sonunda vatandaşlar da kullanamıyor ki!..
İnşallah belediye, buraları da görür ve gerekli çabayı sergiler.
Aksi takdirde, ölümlü olmasa bile yaralanmalı bir hayli kaza “geliyorum” diyor…
Benden söylemesi.

Ankara’da yaşanan susuzluk, Türkiye’nin gündemine oturdu, biliyorsunuz.
Hatta, susuzluk içerisinde Ankara’nın cadde ve sokaklarını suyun basıp da, sel sularından apartman dairelerinden, evlere, arabalara kadar zarar ziyanın milyon YTL’lere ulaştığını görünce, “İyiki Ankara’da yaşamıyorum” diye de dua ettim.
Yalnız şunu gördüm ki, tüm basın ve yayın organları söz birliği etmişçesine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in beceriksizliğinden dem vurup, istifaya davet ediyor.
Yıllar yılı Ankara’nın belediye başkanlığını yapan Melih Gökçek’in, bu yılki kuraklığı göremeyip, su sorununu ikinci plana atması, bir anda gözden düşmesini de beraberinde getirdi.

Sadece basın istemiyor, mikrofon tutulan tüm Ankaralılar “istifa etsin” diye haykırıyor.
Gerçi, Bandırma ve çevresi için bu yaz ve önümüzdeki kış için herhangi bir su problemi görünmüyor, şimdilik.
Fakat, Gönen barajına güvenip de, suyumuzu har vurup harman savurur gibi kullanmak yerine, daha tasarruflu kullanmanın da formülünü geliştirmeliyiz.

Bunun için de, belediye ve basın elele verip, kamuoyunu konu ile ilgili olarak aydınlatmalıyız.
Ankara ve İstanbul’da, arabadan halıya kadar bir takım eşyaların ve araçların yıkanması yasaklanırken, Bandırma’da şakır şakır suların bu şekilde akıtılması da biraz nisbet gibi oluyor.
Herşeyden önce, bu kuraklıkta günah, bu kadar suyun bu şekilde israf edilmesi.
Bir de, Bandırma Belediye Başkanı Recep Eraydın’ın, Melih Gökçek’e yönelik sözleri dikkate alarak, kent için daha uzun vadeli ve gerçekçi çözümleri de, zaman kaybetmeden devreye sokmalı.
Bu bir ders gibi adeta.

Vatandaş, herşeyi kabulleniyor, ama susuzluğu asla kabullenemiyor.
Bunun küçük bir örneğini de geçtiğimiz yazda yaşadık zaten.
Biliyorsunuz, bir dirsek patlaması oldu ve 4-5 gün susuz kaldık.
Allah’tan tamirat çok fazla uzun sürmedi de, vatandaş isyan bayrağını çekmedi.
Gerçi, o zamanki hata bu yönetimin hatası değildi. Buna rağmen, gerek muhalefet, gerekse vatandaş susuzluğa karşı büyük tepki göstermişti.

İşte, tüm bunları göz önüne alarak, Başkan Eraydın’ın hem su konusunda yeterli bir çalışma, hem de yolların ve kaldırımların bir an önce tamamlanması konusunda, müteahhitleri biraz daha fazla sıkıştırması konusunda ayrı bir çaba sergilemesi gerekiyor sanırım.
Sonra, söylemediniz demesin de…

NEDEN DOĞUNUN SULARI BATIYA GELMEZ?
Tüm dünyayı sardığı gibi Türkiye’nin de küresel ısınmadan etkilendiği, bilinen bir durum.
Fakat, anlayamadığım bir şey var!.. Taa Sibirya’dan, Kazakistan’dan devasa borularla, doğalgaz getiriyoruz da, doğu ve güneydoğumuzdan gürül gürül akan akarsularımızdan, batı kentlerimize bu suyu neden getiremiyoruz?
Önümüzdeki yıllarda da bu kuraklığın daha da artarak süreceği dikkate alınırsa, bir yandan barajların bitirilmesi için ayrı bir çaba, bunun yanı sıra da, bu barajlarda toplanan suların da, boru ağlarıyla, susuzluk çekilen kentlere, göllere, barajlara taşınması gerçekleştirilmesi gerekmez mi?
Türkiye Cumhuriyeti, böylesine bir projeyi hayata geçiremeyecek kadar acz içerisinde olamaz herhalde.

Yoksa, bizim bilmediğimiz bir anlaşma yapılıp da, gürül gürül akan akarsularımızın üzerine barajların yapılması, bu suların bizler tarafından kullanılması bir şekilde engelleniyor mu?
Eğer, komşularımızın yeraltı petrol zenginlikleri, onların milli serveti ise, akarsular da bizim yerüstü zenginliğimiz olarak kendi milli servetimizdir.

Onlar nasıl ki, bir litre petrolü bedava vermiyorsa, biz neden boşu boşuna oralara akıtıp duruyoruz.
Umarım, böyle bir çalışma yapılır da, hem biz nisbeten susuzluktan kurtuluruz, hem de para kazanırız.

Paylaş
Etiketler: başkan eraydıngüneydoğukaldırım işgalikuraklıkküresel ısınmaMelih Gökçekmilli servetsusuzluKyeraltı petrol zenginlikleri
Önceki Yazı

Demokrasi Ayrımcılığı Kaldırılmaz

Sonraki Yazı

Köşe Yazarı Portalimiz Çok Yakında Resmen Yayında!

Cihan HAYIRSEVENER

Cihan HAYIRSEVENER

Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

İlişkili Yazılar

Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 
Ahmet SARGIN

Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 

02 Aralık 2025
5k
Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)
Gündem

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)

29 Kasım 2025
5k
Avrupa Özerklikleri ve Türkiye
Kültür

Avrupa Özerklikleri ve Türkiye

26 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Köşe Yazarı Portalimiz Çok Yakında Resmen Yayında!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap