BİR YUNUS GAZELİ
Bencileyin bir derviş, asırlardan seslenir
Yapar engin gönüller, sözlerinden can gelir
Geçmişten geleceğe, hikmet olur sözleri
İlim, irfan cehdine, büyük heyecan gelir
Hoşgörüyle, sevgiyle, tüter hâlâ çerağı
Eser bâd-ı sabâyla, dersin mehrican gelir
Aşk elçisi eyler de, her bir çağa tanıklık
Bağdarından şualı, incili mercan gelir
Hac-ı Bektaş yâdıyla, Tabduk Emre şâdıyla
Dikenlerin içinden, yeşerir gülcan gelir
Kavgalıyken tüm cihan, hoşgörüsüz, sevgisiz
Sevgi yayar cihana, muştulu Türkcan gelir
Kavli kavle bağlayan, kavli kalpte pişiren
Aşkın ulu ozanı, sedalı dilcan gelir
Hakk yolunun esriği, tek kişilik bir ordu
Vurur barış mührünü, özünden ferman gelir
Kargış kargış büyüyen, öfkelere, kinlere
Pür devakâr kavlinden, şifakâr derman gelir
Dilara’yı devlete, Çalab’ından muştulu
Asır asır içinde, savrulan harman gelir
Dil örgüsü Türkmence, lehçesinden bizlere
İkrar ikrar çevrilen, çileli kirman gelir
Türkçe kokan harfinden, hecesinden gül sesli
Şiirinden gümrahça, yeşeren orman gelir
Aşkın Türkmen dervişi, geçer gider her çağdan
Aydınlanır her bir çağ, ondan armağan gelir
İzi yürür geçmişten, Anadolu bağrına
Önce kendin okur da, aşk adlı sultan gelir
Maverâdan ışıklı, her selâmı, kelâmı
İlim, bilim künhünden, bir büyük kervan gelir
Yol içinde yollara, aşk götüren sûfiden
“Döş defteri” tuğralı, bir görklü Altan gelir
Bir lokmayla bir hırka, elde ardıç asası
Devasıyla dertlere, sanırsın Lokman gelir
Kemi çekip sîgaya, olup Molla Kasım’ca
Kör nefisler üstüne, gelince yaman gelir
Âşıklar ki ölmezler, Yunus her dem yaşıyor
Gönüllerde şah âşık, aşkından îman gelir
Yetmiş iki milleti, yüreğinde cem eden
Bir daha gel / gelmezsen, kalplere güman gelir
Yine dünya kavgalı, gel manevî hırkanla
Gelir isen ey Yunus, dünyaya mizan gelir
Celalettin Kurt























