Resim sergisine biraz isteksiz girdim. Hafta içerisinde günün erken saatiydi. Salon tenhaydı. Görevliye tablonun, vermek istediği mesaj hakkındaki fikrini sordum.
Görevli; beyefendi bilgi edinmek istiyorsan, sanatkârına soracaksın, cevabını verdi.
Görevli haklıydı. Çünkü bugüne kadar resim yapmayı da hiç denemedim. Yanımıza beyaz saçlı, duygu yüklü gözler, sorgulayıcı bir eda ile orta yaşlı bir kişi yaklaştı. Ziyaretçi zannettim. Resim için ondan da bir “evet” almak için yüzüne güldüm.
Resim yapmayı denemedin, peki niçin yapamam, diyorsun. Bir de yapabilirim diyerek başla bakalım, dedi. Resim için öğrendiklerini, kâğıt üzerinde uygulamaya çalış, dedi. Uygulama süresini de sekiz saate çıkar ve resmi sevebileceğini anlarsın. Başarın o zaman ortaya çıkacaktır, dedi.
Deneyimlerin sonucu aldığın yolda, gördüğünü veya düşündüğünü kâğıda aktarma işlemi gerçekleşecektir. Böylece kabiliyetin ortaya çıkarken, çizgilerin sahnede yerini bulacaktır.
Her çizgi bir duygu olarak, beyinlere işleyecektir.
İsteklerine ket vurmadıktan sonra, belleğindeki resmi, her ortamda çizebileceksin. O kabiliyeti kendinde göreceksin. Moral bulup resim konusunda bilgi ve görgü sahibi olacaksın. İstekli çalışırsan, bu salonda senin de tabloların sergilenecektir. Arkadaşım elim kalem tutmaz, kötü yazarım. Sözüne karşılık onu kursa yazdırdım ve çalışmasını takip ettim. Bir süre sonra çok güzel yazdığını, öğretmeni söyledi. Hatta yazılarını sergiye aldı.
Ressam duyguları, çizgilerle ifade etmeyi değerli buluyordum. İki çizgiyle beynimizi bağlayan çizer karşısında, çizginin duygusallığını yaşamak istedim. Bu durumda kendimi resim yaparken buldum.
Her çizgi bir duygu ve tablo ise duygu seli olarak önemli olduğunu taktir ettim.
Resim için engel insanın kendisidir. Resmi bir hayat yolu olarak göreceksin ve kabiliyetini ona göre uygulayacaksın. Sana uyarlanan sözlere gülüp geçeceksin. Çünkü işini yalnız sen biliyorsun. Ortaya atılan yorumlar, mantıklı olmayacağı için kendini bilen kişi olarak çok çalışacaksın.
Tablo duygular yumağı olarak karşına çıkacaktır. Tabloya bakıp laf atanların hiçbir şey bilmedikleri ortadadır.
Kendine göre uyumlu olduğunu farz ettiği bir çizgiye bakıp kötü veya güzel diyenlere aldırış etmeyeceksin.
Duygusal çizgilerin kötü resmi olmaz. Duygusal çizgilerin kötülere direnişi vardır.
Hasan TANRIVERDİ























