Herkes hayatında sadece refaha ulaşmayı ve ön planda olmayı arzular. Bizzat emek ederek, çalışmak sayesinde hayatını düzene koyma ihtiyacını duymaz. Herkes hayattan bir şey almak ister, fakat ona bir şey vermek istemez. Birçok kişiler hayata asalak olarak atılırlar. Hayatı başkalarını sömürmek ve sırtlarından geçinmek olarak değerlendirirler.
Bilmezler ki ne ekerseniz, onu biçersiniz. Ne pişirirseniz onu yersiniz. Ruhunuz işlenmemiş bir tarla gibi ısırganlar ve dikenler yetiştirir. Onu besler.
Bu şekilde düşünenlerin çoğu aile içerisinde çocuklukta aşılanır. İstediğiniz kadar caydırıcı kanunlar yapın. Seçimde halka istediğiniz yetkiyi verin. Eğer çocuklarınız gerektiği gibi eğitilmezse, hayata asalak ve hiç olarak girerlerse genel ve sosyal hayatı parlak olmayacaktır. Böyle bir nesilden gelen memur ihmalci, Bakan politik cambaz, Milletvekilleri çıkar peşinde koşarlar.
Aydın olmak, dürüst görünmek modaya uygun kıyafet giymek değildir. Yetki alıp memur olanlar, vekil olanlar iyi eğitim aldıktan sonra iyi bir aylık alın, akşamları gereksiz masa başında eğlenin diye okumamışlardır. Böyle yapanlar gerçek aydın olamaz. Köylülere, işçilere, halkın alt tabakalarına nasıl daha iyi yaşayabileceklerini gösterin! Kadının erkeğe erkeğin kadına nasıl davranabileceğini, çocuklarını nasıl eğiteceğini öğretin. İnsanların üstüne basa basa getirim sağlamayın. Verilmiş yetkilerle alt tabakayı ezmeyin. Moda haline gelmiş, insan arkasından olmayan cümlelerle konuşup yıpratmayın.
Yeni doğmuş bebekleri ve minikleri gördüğümde ruhum aydınlanıyor. Neden biliyor musunuz! O kadar masumlar o kadar temizler ki. Bazen çocuktan al lafı derler. Doğru söylenmiş söz. Direk söyler. Yalansız. Fesat-sız. Beklentisiz..
Yeni Yüzyılda her şey değişti. Teknoloji, ulaşım vb. Hayatımız bu anlamda kolaylaştı. Bu kolaylığa segment olarak herkes ulaşamasa bile yepyeni bir hayat içindeyiz. Atla, deveyle gidilen yollar uçakla kısaldı. Dumanlı iletişimler telefonla yapılıyor. Mektuplar online bir tuşla kep, mail yoluyla gönderiliyor. Anında sahip olunabilecek birçok kolaylık sayabiliriz. Bunca insan hayatını kolaylaştıran değişimler varken tek değişmeyen kötülük. Aldırma, üzülme, insan olanın başına akla gelmedik iyilik de gelir, kötülük de..
Ne savaşlar bitiyor. Ne de haksızlıklar… Mahşer günü yaklaşıyor sanırım.. Bina, zina, yalan, dolan ve afetlerin alamet olduğu söylenir. Alametin içindeyiz. İnsani duygular ve merhameti yitirdik. Komşumuz açken mutlu olan toplum olduk. Bu cümleler umut yoksunu gelebilir. Hangimiz bunun tam aksini bastıra bastıra söyleyebilir ki!
Vesselam şeytanın sponsorluğuna devam ediliyor. Retorik konuşmalarla kandırılmak imkânsız. Gerçek olan ekonomik sıkıntıların her gün arttığı, demokrasinin yoksunluğu, ihanetlerin havada uçuştuğu..
























