Yüksek lisans için kızı yurt dışına gidecekti. Anne ve baba olarak verdikleri karardan mutluydular. Onlara göre bilim, Okyanustu. Okyanus da hayatın devamı ve doğayla olan bağıydı. Bilim Çin’de de olsa almak gerekiyordu.
Kollarını açıp okyanusuna atılacaktı. Düşüncesi, hayalinde Okyanustaki eğitimle yeni yürüyüş yolları aramaktı. Çocuğunun düşüncesini takdir ediyordu. Onu televizyonlarda, bilimsel açıklamalar yaparken dinleyebilmek, en büyük istekleri olacaktı.
Hayatın bilmecesi, diyordu, öğretmenleri, bilmece çözülecek ve dünya iyilerle iyilik için dönecekti. Bilim Okyanusuna atılmak çalışmayı gerektiriyordu. Değişiklikleri bilim adına karşılayacak ve başarılara imza atacaktı.
Sahada laboratuvar çalışması yapıyordu.
Yüksek lisans, böyle ise doktora çalışması, kim bilir nasıldı?
Yürüyüşünü sürdürüyor ve temposunu bozmadan, ilerliyordu. Deneylerini ileri düzeye çıkartmıştı. Başlama ile bitiş arasında inanılmaz fark ortaya çıkacaktı.
Teknik gelişmeler yüz yüze görüşmesini sağlıyordu. Bahar gününün ılık esintisi gibi okulu ile evi arasında mekik dokuyordu. Bilgi birikimi, yeni bilgileri daha kolay öğrenmesinin nedeniydi.
Ana yüreği, yabancı ülkede de olsa görevini en iyi şekilde sürdürecek ve başaracak, diyordu. Yeni bir hayatın zorluklarına rağmen, aydınlık yarınlara açılacaktı. Büyüklerinin belleklerine çocuklarının başarısı kazınıyordu.
Okulunu bitirip yeni bir devreye girmek, zamanını alacaktı ama doktora yapması gerekliydi. Çalıştığı konu, dünyanın üzerinde durduğu bilim dalıydı. Bu gidişle yapay zekâ nereye varacaktı. Yapay zekânın geldiği noktayı, devlet ve kurumları takip edemezse, bir daha kendini toparlayamaz, diyorlardı.
Yapay zekâ teknolojisi, günün en önemi bilimsel çalışmasıydı. Gençlerimiz bu durumu ıskalayamazdı.
Bilim okyanusu, meyvesini vermiş ve konusunda başarılı olarak Ülkesine dönmüştü.
İş konusu sorun olmuş ve iş için mezuniyetine bakılmamış, başka şeyler aranmıştı. Başarılı genç bu durumda diploma törenine gitmiş ve Bilim okyanusunda işe girmişti.
Ana ve baba üzülse de yönetimin bilimsel bakışı, genç beyni Ülke dışına itmişti.
Hasan TANRIVERDİ























