Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Siyaset & Politika

Suç AKP’nin Değil

Yakup HALICI Yazar Yakup HALICI
29 Ocak 2025
Siyaset & Politika, Tarih, Yakup HALICI
0
Ben Hiç Yirmi Yaşımda Olamadım ki!
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Şöyle düşünelim,

Sovyetler Birliği dağılmadan önce, ülke içindeki her türlü olumsuzlar sistem içindeki yanlış uygulamalardan olduğu düşünülüyordu.

Nitekim Gorbaçov Perestroyka (yeniden yapılanma) söylemiyle yola çıkmıştı. Yani sistemin yeniden ele alınıp, aksak yerlerinin düzeltilmesiydi. Bunun içinde Glasnost (açıklık)da vardı. Otoriter olan rejimin gevşetilmesi ve özgürlüklerin genişletilmesiydi. Uygulama Sovyetler Birliğinin yıkılmasını getirdi.

Netice itibarıyla,

Suç sistemin yanlış uygulanması değildi. Suç sistemin kendisiydi. Gorbaçov ve arkadaşları işin buralara kadar geleceğini tahmin etmişler-miydi? Bilemiyoruz. Belki de bildikleri halde kamuoyunun tepkilerinden çekindiler. Yumuşak geçiş yaptılar.

Bu arada; Sovyetler Birliğinin kansız yıkılması bir başarıdır. Ama kimlerin? Bunu da bilemiyoruz. En azından ben bilmiyorum. Zaten konum da değil.

Türkiye’ye gelelim,

2002 yılında AKP iktidara gelmeden önceki memleket ahvalini kısa notlarla hatırlayalım.

1923 yılında Cumhuriyet kurulduğunda ekonomisi ilkel tarıma dayanan, sosyal sınıf olarak burjuvası olmayan, çoğunluğu köylü, işçi sınıfı hak getire, orta sınıfı yetersiz, teşkilatlı ordu ve güvenlik güçleri ile idareci bürokrat sınıfı. Belirlenmiş siyasetçiler ile güdümlü bir meclis. Tüm ülkenin başında tek seçici ve yönetici bir lider

Mustafa Kemal’den sonra tek lider İsmet İnönü, sonrasında Menderes hükümetleri ve 1960 ihtilali. Asılan bir başbakan ile iki bakan. Hangi taraf haklı? Bu soruyu sormak yerine ülkenin kutuplaştırılması neden umursanmadı? Sorusunu sormak gerekmez mi?

71’ muhtırası ve akabinde 80’ darbesi…

Askerler memleketi düzeltmeye(!) alışmışlardı bir kere. Sonra Özal’la beraber liberal ekonomiye geçiş. Köyden şehre kitlesel yoğun göçler olmasa bile, hayatında kasabasından çıkmamışlar çalışmak için büyük şehirlerin yolarına düştüler.

90’la 2000’ler arası faili meçhul suikastlar, şüpheli siyasetçi ölümleri, 28 Şubat post modern darbesi ile geçti.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana (CHP) dahil tüm partiler kendi zenginlerini yaratma derdine düştüler. Taraflı, yandaş, kısa zamanda köşeyi döndürmeler ve bu zenginler üzerinden siyasetçilerin nemalanmaları.

Kısaca,

Devlet kapanın elinde geleceği garanti alma aracı haline geldi. Bunun için, ekonomik kurumlar dahil, yargı, ordu, emniyet, bürokrasi… Kısaca devleti devlet yapan bütün kurumlar kullanıldı. Ama şu taraf ama bu taraf hiç fark etmedi. Emeni kapan ivedilikle buralara el attı.

Ordu “memleket sevdasından” ülke idaresinde hep baş aktör oldu. Gerekli gördüğünde (işine gelen mazeretlerle) siyasetçilere ayar verdi ve hatta onları hain ilan etti. Amacı için başta yargı dahil her kurumu kullandı. Bir tek ekonomik çevrelere el atmadı. Hatta (28 şubatta olduğu gibi) onlardan nemalandı.

Ben, ordunun (her ne kadar silahlı güç olsa da) ekonomik gücü arkasına almadıkça ülkeye ayar verecek kadar güçlü olabileceği kanaatinde değilim. Bunu not olarak ilave edeyim.

Ekonomik durumumuza gelince;

Cumhuriyet kurulurken burjuvamızın olmadığını söylemiştik. Devlet ekonominin lokomotifliğini ya kendi üzerine alır ya da özel sektöre yani burjuvaya terk eder.

Şöyle zannedilir, devlet ekonomik faaliyetlerinde stratejik davranır. Ama özel sektör (burjuva) kanalıyla yaptığında müdahale etmez. Bu tamamen yanlıştır. Devleti ayakta tutan unsurların başında ekonomi geldiğine göre bu şu anlama gelir, “ben bekamı yani geleceğimi burjuva kanalıyla yönlendirip, yöneteceğim.” Dolayısıyla burjuva ülkenin geleceği için çok önemlidir. Bir anlamda burjuva devletin ekonomi ayağıdır.

Burjuvanın bir başka görevi daha vardır ki… Hep göz ardı edilir. Medeniyetin lokomotifliğini de yapmak. Teknolojinin yanında medeniyet de ekonomi ile gelişir. Bu özet bilgiler ışığında şu soruyu soralım; burjuva üzerine düşen vazifeyi yerine getirdi mi? Burjuvadan iki örneği araya sıkıştırayım. 50 yıldır otomotiv üreten bir burjuva kendi markasını yaratması gerekmez miydi? Hala montaj işiyle uğraşıyor. Bu nasıl bir ruhtur?

Yine öyle bir ülke ki,

İdeolojik olarak ayrışmış, ayrı dernekleri olan burjuvaları var. (!)

Kısaca, Eskişehir’in doğusundan bihaber bir burjuva!… Anadolu’dan kopuk, Anadolu’ya işi deposu ve tüketici gözüyle bakan bir “burjuva namzedi!”

Devam edelim,

Ülkemizin daha 2000 yılının başlarında %43’ü köylü idi.

Yani köylerde yaşıyordu. Siz dünyada %43 köylüden oluşmuş gelişmiş bir ülke gösterebilir misiniz?

Ama 2000 yılı öncesi siyasetçilerinin hemen tamamı seçim meydanlarında “köylünün” mahsulüne daha fazla fiyat vereceklerini vaat ediyorlardı. Halbuki o yıllarda dünya artık “akıllı tarım” teknolojisine geçiyordu.

Bir ülkenin ekonomisi sermaye sınıfı, eğitimli nüfusu ve akıllı yatırımları ile kalkınır. Ama ondan önce üzerinde mutabakat sağlanmış değerler manzumesine sahip olması gerekir.

Biz değerler dediğimiz zaman ideolojik fikirlerimiz aklıma geliyor. Halbuki ideoloji değer değildir. Gidilen yoldur.

Yüzyıllardır oluşmuş, toplumun zimmi olarak üzerinde mutabık kalmış yaşam felsefesidir. Zaman içerisinde birtakım değişimlere uğrasa bile, toplum kendi hayat tarzına göre şekillendirir.

Bunun örneğini Sovyetler Birliği ve Çin’de gördük. İdeolojik dayatma Sovyetler Birliğini çökertti, Çin’i dönüştürdü.

Başta da belirttiğimiz gibi Cumhuriyet olmayan burjuvasını halkın değerlerine göre oluşturamadı. Ama zengin yarattı, fırsatçılarını ihya etti.

Kısaca,

Tüm kurumlarımız ve sınıflarımız değerler verine politize olmuş kurumlar ve sınıflar haline geldi

Bu durumda olan bir ülke yönetimi 2002 yılında haydi düzelt diye AKP’ye teslim edildi.

AKP’yi kuranlara baktığımızda,

Baştakilerinin çoğunun politize olmuş, çatışmacı düzenden gelmiş… Arızanın sistemden değil, el değiştirmeyle çözülebileceğine inananlar olduğunu…

Köklü değişikler yapabilecek her türlü bilgiden yoksun olduklarını, becerilerinin de buna yetmeyeceğini…

En önemlisi,

Yıllardır hasret kaldıkları iktidar nimetlerinden (öncelikle) faydalanmadan, kısaca doymadan böyle bir işe soyunmayacaklarını bilmemiz gerekir.

Öbürlerinin devranı seksen yıl sürdü… Sabır!..

 

 

 

 

 

Paylaş
Etiketler: 71 muhtırası80 darbesiakpbürokrasiemniyetGorbaçovorduotoriter rejimsovyetler Birliğisuç sistemiyargı
Önceki Yazı

Bir Umuttu Başaklar

Sonraki Yazı

Merhaba Deyin Hayata

Yakup HALICI

Yakup HALICI

İlişkili Yazılar

Devlet ve Ateşten Gömlek
Eğitim & Kültür

Devlet ve Ateşten Gömlek

01 Aralık 2025
5k
Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)
Gündem

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)

29 Kasım 2025
5k
Avrupa Özerklikleri ve Türkiye
Kültür

Avrupa Özerklikleri ve Türkiye

26 Kasım 2025
5k
Sibel GELBUL

Fanusa Kitleyeceğiz

25 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
Merhaba Deyin Hayata

Merhaba Deyin Hayata

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap