Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Edebiyat

Gülün Dikeni

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
01 Kasım 2024
Edebiyat, Ömer Sabri KURŞUN
0
Gülün Dikeni
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…
Özlemeyi biliyorsan tebessüm et. Beklemeyi biliyorsan sabret… Sevmeyi biliyorsan… Aç kollarını__________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…

Gün yüzünü gösteremedi bu sabah bana/ gözlerim baka kaldı çam ormanlarının ardına/grilere boyanmış gökyüzü bad-ı sabahta/ dün ki gün çingeneler gibi göçebeyken ufukta / yeniden görünmeyi bekliyordu bu vakti şafakta / gittiği ufukta gün göçebe hala / beklerken ben onu bu sabahta / işte selamlıyorum dostlarımı yeni bir günde yeni bir günaydınla / günaydın uzaklara / ona / buna/ şuna/oraya/ buraya/ her dosta/ benim gibi yaşlanmış dünyaya/uyanırken günaydın bir kere daha/ Merhaba… “Yaratılanı sev Yaratandan ötürü” sözü ile unutulmaya yüz tutmuş, bir sevgiyle ‘Merhaba dostlarım Merhaba..’

GÜLÜN DİKENİ…

Ne güzel demiş rahmetle andığım üstat Ümit Yaşar Oğuzcan;
“Ne zaman yağmur yağsa ben hep böyle oluyorum.
Bir küskünlük, bir bezginlik sarıyor içimi.
Yağmur damlalarının toprakta kayboluşu bana insanoğlunun çaresizliğini hatırlatıyor durmadan.
Hepimiz birer yağmur tanesinden başka neyiz ki?”

Yaşamak ve yaşarken sevmek, kekik kokulu bir sevda ile uyanmaktır her yeni güne. Bir kuru ekmekle mutlu olmaktır yaşamak. Bir bardak çayda, içten katıksız gülüştedir yaşamak. Bir çiçek yaprağında dostu özlemek, sevdiğinin sol göğsünde ölmektir yaşamak. Güneşin eteklerinde buz tutarken yüreklerimiz, inadına bir türkü tutturmaktır sevmek ve severek yaşamak…

“Kimi gül kokusundan anlamaz, kimisi acı ottan bal yapar, kimi bir parça ekmeği kırk yıl hatırlar, kimi için canını verirsin anlamaz;” demiş Ömer Hayyam.

“Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür ama asla yaralı bırakma . ” der Şems-i Tebrizi…
Kalp ruha der ki; ben severim, âşık olurum; ama acısını nedense hep sen çekersin.
Ruh da cevap verir Sen yeter ki sev..
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen.
Sahi nedir sevmek?..
Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?..

Bülbüle gülmeyen gül, güle ötmeyen bülbül aşkına.
Gökte bir yerlere yetişirmişçesine salınan bulutların, yerde ruhundan koparılan bedenlerin, insanı umutlandıran rüyaların aşkına…
Evvel Leyla ile Mecnun, evvel Ferhat ile Şirin, evvel Aslı ile Kerem aşkına. Sonra yağmurla toprağın, sonra arıyla papatyanın, sonra geceyle ayın aşkına GÜNAYDIN dedim bulut bulut olmuş gök/ gönlü, dokunsan ağlayacak gök/yüzü, bir dokunsan bin ah işitecek kulaklarımız. Düşünüyor her damla, damla damla bin kez! Gürleyerek sesleniyor: Ey yaratanın yarattığı insan! Koşsam sana kavuşmaya, açsam kollarımı kucaklamak küreyi arzı ve dahi seni, arayacağım yana yana gelişimin sonunda bir avuç toprak, beton yığını içinde yaşadığın yerde kendime.
Bir zamanlar ayak bastığın, şimdi çatlamış toprakta yağmurun kıymetini anlayacaksın, pişmanlıkla başını gökyüzüne kaldırıp bakacaksın. Ama o gün yağmur yağmayacak

Gerçek sevgi; yaratıcılığın, ilgi, sorumluluk, saygı ve bilginin meydana çıkartılmasıdır. Köklerini insanın sevebilme özelliğinden alan, sevebilen insanın gelişimi ve mutluluğu için giriştiği çok önemli bir çabadır. Bir insanı sevmek tüm insanları sevmek demektir. Sadece ailesini seven insanında, diğer insanları sevmemesi, o insanda sevme gücünün olmadığının da bir göstergesi.

Kişi yaratıcı bir sevgi ile sevebiliyor ise kendisini de, başkalarını da sever.
Daha çocuk iken ilk karşılaşılan sevgi tabi ki “anne sevgisi” dir. Anne, kendi sevgisinin en doğal ve saf bir sevgi olduğu düşüncesi ile sevgi adına ya da “seni çok seviyorum” diyerek çocuğuna, onun üzerinden, kendi aktarımlarını uygulamaya başlar.
Aynı onun gibi iken göremediği kabul edilme, onaylanma, takdir görme duygularının beklentisi içerisine girer.
Bu kısır döngü ile çocukta değerli olmak adına, annesinin istediği davranışlarda bulunmaya; ne kadar iyi bir çocuk olursa daha çok sevileceğine ilişkin, yanılsama içine girer. Bütün sorunların ve hastalıkların kökeninde “sevgi eksikliği” göz önünde bulundurulursa, yetişkin olduğunda nasıl bir vahametin beklediği ise çok düşündürücü ve üzücüdür.

Böyle, ilişki döngüsü içerisin de yetişkin insanın artık “sevgi” adına doyum arayışı çok farklı ilişkisel ve nesnel alanlara kayacaktır. Bununla birlikte de gerçekte olması zorunlu başkalarına da vermesi gereken candan bir ilgi, sevgi olmayacaktır.
Bu durumda artık kişi “bencil” olarak sadece kendi ile ilgilenecek, her şeyi kendi için isteyecektir.
Buradaki en büyük yanılsama ise aslında, bencil insanın özünde kendini sevmemesidir.
Günümüzde bencil diye anılan bu “narsist” özellik ne yazık ki gittikçe artmaktadır.

Karşısında ki eşi, arkadaşı, ailesinde ki kişilerin hep bir hataları, kusurları, yanlışları vardır. Kendi gerçekliği yaşanır, kabul edilir ise; yapmacık bir sevgi gösterisinde bulunabilir; ya da zaten bunları hak ettiğini düşünür. Hayatı oldukça zorlaştıran böyle bir yapı ve dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen kişi ne kadar da kendi hapishanesinde yaşamaktadır.
İç görü ve farkındalık sadece insana özgü olduğuna göre; neden kendimizi, ilişkide bulunduğumuz diğer kişileri de şartsız sevgimizle özgürleştirmiyoruz?
Sürekli şikâyet ederek, kusur arayarak, var oluş sebebimizi unutarak, ömrümüzü geçiriyoruz.

Bu gözle baktığımızda da bütün güzellikleri ve anlamları kaybediyoruz.
Gelin hep birlikte Mevlana hazretlerinin söylediği gibi “güller arasında dikenler yarattığı için şikâyet edeceğimize, dikenler arasında gül yarattığı için Allah’a şükredelim. Kapımıza değil; Kalbimize vuran buyursun!..
Anladım ki insanlar; susanı korkak. Görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysaki biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar!..

Elalem şarap içer sarhoş olur, biz aşk ehliyiz içmeden sarhoş olmuşuz.
Bazısı gelirken, bazısı da giderken gönül açıklığı verir. Dikkat et ve iyi bak ki, sendeki bu gönül açıklığı giderken mi yoksa gelirken mi beliriyor?..
Söylediklerimin hepsinden vazgeçtim, pişman oldum. Çünkü ne sözde mana, ne de mana da söz kaldı.
Allah hepimize dikenleri değil, hayatımızda ki gülleri görmeyi nasip etsin.

Ne güzel demiş Mevlana;
“Yaşamak direnmektir, Sevmek ise güvenmektir… “

Zaman hancı, bizler yolcu, kim bitirmiş ki istediği gibi bu yolu, kim demirlemiş limanına gemisini doğru. Her insan bir gün görecek sonu, ah be dost hepimiz bir günün sonunda yolcu…
Haydi o zaman; bu sabah bir anahtar olun ve hayatınızdaki kilitleri açın dostlarım…
Bir dostunuzun elinden tutun. Bir denizyıldızının hayatını kurtarın…
Güzel yürekli insanlar asla kaybetmez, yeter ki sen yüreğini temiz tut sevgi doldur…
Sahip olduklarınızın değerini bilin ve başkalarının sahip olduklarına hasetle bakmayın…
Rabbine sana verdikleri için şükret ve o sana daha fazlasını verecektir…
“Huzur ve güven içinde yenen kuru bir ekmek, endişe içinde yenen baldan daha tatlıdır. Namus içinde yaşanan bir çadır, ahlaksızlığın hüküm sürdüğü bir köşkte yaşamaktan daha sevimlidir.”

Ve birer yağmur tanesi olun ve ağlayın yağmura dostlar…
Ve Merhaba deyin sizde hayata… ve devam edin gücünüzün yettiği kadar sesleyin.
Deyin ki ona: Yeniden başlıyorum sana… Kırgınlıklarım senin olsun…
Gözyaşlarımı getiriyorum sana… Geçmişim senin olsun…
Merhaba hayat; Arkamda koca bir yük bırakıyorum sana… Gidenlerim senin olsun…
Yarım kalanlarımı getiriyorum sana… Hayallerim benim olsun…
Merhaba hayat; Ömür çabuk geçermiş anlattın bana… Dinledim seni can kulağıyla…
Sayfalarımı bıraktım sana… Umutlarım benim olsun… Ünleyin avaz avaz… ama ta yürekten…

Ve cümlenizin gününü aydın, huzur ve mutluluğunuz daim olsun her an yaşamınızda…
İşleriniz rast gelsin, zorunuz kolay olsun…
Bugüne ve her güne bir öykü sığdırın…
Mutluluk, sevgi başarı, huzur de adına…
Güzellikler ve iyilikler içinde yaşamanız dileğiyle…
Unutmayınız;
Yaşamak UMUT ister…
Umut SEVMEK ister…
Sevmek YÜREK ister… Dostlarım…

Her bir yüreğe, uzun, sağlıklı ve mutlu günler dilerim, içi sevgi dolu… Gününüzün güzel, yaşamınızın tatlı, hüzünlerinizin uzak, sevdiklerinizin yakınınızda olması, yüzlerinizin gülmesi, sözlerinizin sevgi dolu olması dilediklerimle…
Hayat ağacınıza asılan yeni günde yürüdüğünüz yolunuz açık olsun…

Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım’
Yaşamayı sevin, işinizi sevin, hayvanları sevin, eşinizi sevin, doğayı sevin ama en çok kendinizi sevin. Kısacası Yaradandan dolayı Yaratılanları sevin… Sevmek nefes almaktır!..
Hayat sevince güzel sevelim, sevilelim ve diyelim ki; Atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…

#öskurşun#

Paylaş
Etiketler: çam ormanlarıdikengülsevgisevmekumutyaşamak
Önceki Yazı

Cumbalı Ev

Sonraki Yazı

Kim Geri Kalır Akla Sor

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Gece Gece Kiraz
Edebiyat

Hava Durumu

03 Aralık 2025
5k
Borsa
Edebiyat

Borsa

02 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Coğrafya da Öğretmendir Tarih Zaten Öğretmen

Kim Geri Kalır Akla Sor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap