Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Edebiyat

Ne Oldu Bize?..

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
17 Kasım 2024
Edebiyat, Ömer Sabri KURŞUN
0
Ne Oldu Bize?..
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…

Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…

Kollarını aç ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben.

 

NE OLDU BİZE?..

 

“Taş yeşermez geçmiş olsa da Nevbahar, toprak ol da bak nasıl güller açar.” Demiş

Hz. Mevlana…

 

İnsanoğlu havasızlığa bir kaç dakika, susuzluğa bir kaç gün, açlığa bir kaç ay dayana bilirmiş.

Yeni fikir üretmemeye ise yıllar ve yıllar boyunca dayanabilirmiş.

İnsan bedenini yaşatmak içi nefes almaya, içmeye ve yemeye ihtiyaç duyar. Diğer canlılar için de yaşamak bedenini yaşatmak, bedensel ihtiyaçlarını karşılamaktan ibarettir. Peki, insan olmanın farkı… İşte insan olmanın farkı, aklı ile ruhunu yaşatabildiği zaman ortaya çıkar. İnsan için yaşamak; akıl gücü ile üreteceği yeni fikirleri sayesinde ruhunu besleyerek anlamlı olabilir. Ancak bu şekilde diğer canlılardan farklı olur…

 

Ama ilginçtir insanlar bedensel ihtiyaçlarını gidermek için inanılmaz bir özlem duyar da; aklını kullanmadığında ruhunun duyduğu açlığı gidermek için hiç özlem duymaz, bazen bir eksiklik bile hissetmez…

Her insan değerlidir ve bir değerdir. Ama aslolan şudur; kim için değerlidir ve kim için değeri nedir?

İnsan diğerlerinin ona hissettirdiği kadar değerlidir ve diğerlerinin hissettirdiği değerini ise yine kendisi belirler.

Sevmeli insan yaşamayı, yaşamı sevdikçe büyümeyi öğrenmeli…

Bir gülüşü olmalı insanın, gülüşünde samimiyet olmalı…

Gözyaşlarını tutmamalı insan, tutunacak dalı olmalı…

Okumalı insan, okuduğu üzerine düşünmeli, düşüneceği insanlar olmalı…

Etrafındakileri görebilmeli insan, bir çocuk gibi dünyanın merkezine koymamalı kendini…

Çalışmalı insan, iyi bir yaşam için çalışmalı, çalışmaktan keyif almalı…

Farkında Olmalı İnsan…

Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı.

Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmeli bazen…

 

Konfüçyüs der ki:

“Bir işi doğru yapmanın üç yolu vardır; Birincisi ”akıl yürüterek” ki en saygıdeğeridir. İkincisi ”benzeterek” ki en kolayıdır. Üçüncüsü ”tecrübeyle” ki en acısıdır!”

 

Konfüçyüs ne öğretiyor, aklını kullan, örnek al ya da yaşayarak öğren. Aklını kullanmayı en değerli kabul ediyor. Ama ilginçtir ki yaşayarak öğrenmeyi en acısı olarak tanımlıyor ve belli ki tercih etmiyor.

Biz ne diyoruz ya nasihat et, ya da bırak yaşayarak öğrensin. Akıl yürütmek, aklını kullan demek ya da aklını nasıl kullanacağına dair hiçbir öğreti yok. Konuş ya da bir şey yapma.

Sizce bir yanlışlık yok mu?.. Biz bir şeyleri yanlış mı yapıyoruz?..

 

Ne oldu bize, biz nasıl böyle çürüdük: anlatayım size, bakalım doğrumu yanlış mı?..Karar sizlerin…

“• “Bal tutan parmağını yalar” dedik, hırsızlığı mübah gösterdik..

• “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” dedik, devleti soymayı mübah gösterdik..

• “Yemeyenin malını yerler” dedik, dolandırıcılığı mübah gösterdik..

• “At binenin, kılıç kuşananın” dedik, gaspçılığı mübah gösterdik..

• “Kol kırılır, yen içinde kalır” dedik, şeyhlerin tacizini mübah gösterdik..

• “Söz gümüş ise sükut altındır” dedik, ortamı yalancıya bırakmayı mübah gösterdik..

• “Komşuda pişer bize de düşer” dedik, hazırcılığı mübah gösterdik..

• “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” dedik, menfaatçiliği mübah gösterdik..

• “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” dedik, yalan söylemeyi mübah gösterdik..

• “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dedik, bencilliği mübah gösterdik..

• “Üzümünü ye bağını sorma” dedik, haramı mübah gösterdik..

• “Köprüden geçene kadar ayıya dayı de” dedik, kurnazlığı, takiyyeyi mübah gösterdik…”

 

Sonra toplum neden bozuluyor diye oturup ağıt yaktık. Biz bozuyoruz…

Kültürümüz, Geleneğimiz, örfümüz toplumun yazılı olmayan hukuk kurallarıdır.

 

İhlas üzere olmalı insan. Sık sık kalbini, gönlünü, içini insan kendi kendini yoklamalı.

İnsanlar arasında fikir ayrılıklarına ve hatalara neden olan şey kibirdir.

Bütün mesele, iyi ve büyük görünmek değil!.. Gerçekten iyi ve büyük olmaktır.

Büyük insan büyük olduğunu; fakat büyüklüğün küçüklük olduğunu bilir.

 

Oysaki bize:

Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler küçükken. Ne her gördüğümüzü isterdik, ne de her istediğimiz olurdu. Ama bunalımlara girip çıkmazdık. Ertesi gün unuturduk.

Bir giydiğini bir daha giymemek, önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize…

Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik.

Hani bir kıyafetin miras gibi büyükten küçük kardeşe kaldığı günlerden bahsediyorum.

Sökülenin atılmayıp dikildiği, yıprananların yamalarla saklandığı günler.

İşte bu yüzden her anne iyi bir terzi ve her baba yenilerini alamadığı için içi biraz buruk olurdu…

 

Ama modayı yine de takip ederdik biz.

Mesela; ipten kemerlerimiz, çoraplardan eldivenlerimiz vardı.

İşte bu yüzden ekmek ve emek bizim için nimettendir. Kaybetmemek için sıkı sarılırız ekmeğimize de, sevdiklerimize de. Sıkı sıkıya sarılırız hem de…

 

Biz çocukken bir başkaydı her şey deriz hep, öyle değil miydi gerçekten. Hayatın tadı bir başka değil miydi?

Yürekten sevmez miydik sevdiklerimizi.

Yürekten aramaz mıydık?

Masumca, çıkarsız ve katıksız arı duru bir sevgi yok muydu yüreklerimizde.

Biz çocukken; minicik ellerimiz vardı, minicik ayaklarımız, minicik isteklerimiz vardı…

Biz çocukken; kocaman yüreğimiz, kocaman hayallerimiz vardı…

Büyüdük; sevdiklerimizi terk etmeye başladık…

Çocukken; doktor, öğretmen, mühendis, asker, büyük insan olacağız derdik.

 

Ne oldu bize?..

Büyüdük; bencil, uyanık ve kötülük peşinde koşar olduk.

Biz çocukken; her şeyin sahibi olmak için büyümek isterdik…

 

Büyüdük; her şeyden uzak olmak için yalnız kalmak istiyoruz…

Biz çocukken; her şeyi öğrenmek için bir acelemiz vardı, her şeyi doya doya yaşayacak kadar da bol vaktimiz…

Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya, “Tembel “din ya “Yavaştan, sağlam sağlam öğreniyor” dun!..

Hüzünlü bir çocuksan “Yazar olacak herhalde” derlerdi, yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı, susup otururdun… Hele kaçmaya gör, rahmetli annemin terliği hiç hedefini şaşırmazdı-)))

 

Büyüdük; öğrenmekten kaçmak için bir acelemiz, her şeyi mahvetmek için de bol bol vaktimiz var…

Biz çocukken dünya çok daha güzeldi…

Biz çocukken derdik ki: bu dünya bizim değil! Bu dünya bizden sonraki çocukların!

Biz çocukken; Ailelerimiz bizi daha fazla daha fazla düşünürlerdi…

Biz çocukken derdik ki: bu orman bizim değil! Bu ağaç, bu dal, bu yaprak, bu hava, bu deniz, bu şehir; hepimizin!

Biz çocukken; insanları daha çok severdik…

Biz çocukken sanırdık ki; anneler, babalar, sevenler hiç ayrılmaz. Ölüm nedir bilmezdik… Vefa sonsuz olur, bütün insanlar iyidir…

Biz çocukken ve kötülüğü hiç tanımamışken sanırdık ki; ben iyi insan olursam, herkes iyi insan olur.

Birkaç tane kötü çıkar belki ama onlarda benim iyiliğimle ıslah olur…

Biz çocukken acaba, bizim annemiz, bizim babamız, bizim öğretmenimiz, bizim tanıdık büyüklerimiz daha mı güçlüydü, yoksa hayat hep aynı hayattı da?.. Yoksa gerçekten biz çocukken dünya çok mu güzeldi?..

 

Eskiden neşemiz vardı. Gülümserdik her gün, hüzün nedir bilmezdik ve hayallerimiz vardı ki rengârenk, uçurtmalar geçerdi içinden gökyüzünde. Rengârenkti her şey. Akşam olunca karanlığı boyardık ve rengârenk kalemlerimizle yıldızlar asardık gökyüzüne. Ay dede güldü bana derdik, gülerdi…

Ne oldu birden büyüdük aniden, birden küçüldü hayaller…

Büyüdükte sanki ne oldu, çocukluğu unuttuk yalanlara boğulduk…

Merak ediyorum, yoksa bizi masum yalanlarla mı uyuttular?..

Ya da yalanlar masum değildi, ama onlar bizim masumluğumuza mı kıyamadılar?

Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken.

Biz diyorum küçükken bizdik, böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok.

Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu koca dünya sevgimize.

“Sonra mı?..

 

Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik.

Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani anlayacağınız. Kaybettik her şeyi kaybetmeye devam ediyoruz sevgiyi.

Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.”

Yazık ne yazık ki!.. Ne oldu bize!..

Şimdi sevmez olduk, kötü olduk… Kıyamet ötesi bir düş gibi sanki… Yazık ettik insanlığa, yazık ettik o güzelim sevgiye…

 

Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım acılarımızı, sevinçlerimizi ve sevgimizi bir lokma ekmek gibi…

 

Sevgi ve dostluk adına bu günü ve gelecek günlerinizi öyle güzel yaşayın ki mutluluk adına, ömür kitabında ki en güzel öykü olsun. Ve nice güzel öyküler sizin olsun.

Ve deriz ki: Sevin sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…

Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, evet ben; ‘Buradayım…’______ sağlıklı, mutlu, güzelliklerle yüklü, içi sevgi dolu bir Cumartesi günü olsun hayat ağacınızın dallarına asılan. Mutluluk ise, ruhunuzu güzelleştiren, duygu giysisi olsun dostlarım, arkadaşlarım, kardeşlerim…

Olduğu gibi görünen, ya da göründüğü gibi olan herkese, gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Hoş kalın, hoşça kalın, her dem sevgiyle, hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, yeniden görüşmek ümidiyle…

 

‪#öskurşun‬#‬‬‬‬‬‬‬‬

‬‬‬‬‬‬(bu makalenin bazı bölümleri google asistanı tarafından desteklenmiştir)

Paylaş
Etiketler: akılinsanruh
Önceki Yazı

Kabak Çiçeği

Sonraki Yazı

Eğitim Bozuksa Bir Ülkede

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Gece Gece Kiraz
Edebiyat

Hava Durumu

03 Aralık 2025
5k
Borsa
Edebiyat

Borsa

02 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Eğitim Bozuksa Bir Ülkede

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap