Şenliklerde silah sesleri neşe kaynağı, haline gelmişti. Silah, mantık ölçüsünde ele alınırsa, gereksiz olduğu anlaşılacaktı. Çünkü en küçük dikkatsizlik, cana mal olabilirdi. Buna rağmen, yaylacılar dağda, belirli günlerde, şenliklere ev sahipliği yapardı.
Gösteriler sırasında, mermi sesi, obaya kadar gelirdi. Çünkü silah, şenliğin olmazsa olmazlarındandı. Silah insanın, psikolojisini tatmin etmiş olurdu.
Sabahın ilk ışıklarıyla, pazar yerine akın edilir ve çadır kurulurdu. Alışveriş tezgâhları yerini alır ve köylüler ürünlerini pazarlamaya başlardı.
Gençler, kemençe eşliğinde, horon düzüne gelirdi. İşte bu esnada, mermiler havayı titretirken, şenlikli bir gün yaşanırdı. Güneş yakmaya başlayınca, dağların acı reçetesi, sis de bir yerlere gizlenirdi. Çünkü sis kalmış olsa, göz gözü görmeyecekti.
Güneşin yakacağını veya sisin geleceğini düşünerek, şenliğe gitmedik. Kardeşim ısrar ettiyse de yanmak istemiyorum, dedim. Yalnız, silah seslerini, işitme şansımız vardı.
Obanın neşesi, Kınalı ve Gri Nine evin gölgesinde, oturmuşlardı. Kınalı Nine daha yaşlıydı, kamburu çıkmış fakat dinçti. Yüzü iyice buruşmuş gözleri oluşan hendekler arasında kalmıştı. Ellerinin üzeri bataklık çamuru gibi kurumuştu. Gri Nine daha gençti. Yalnız çok konuşuyor ve çenesi hiç durmuyordu. Gri Nine, Kınalı Nineye, torunun atıyor, sen de türkü söyle, diyordu.
Gri Nine, dinçliğini kaybetmişti. Kamburum olsa da kalkıp yürüyebilsem diye, dert yanıyordu. Birinin kolunda ancak adım atabiliyorum, diyordu.
Ninelerin yanına gelenler derin sohbete daldılar. Sohbetler, obanın beraberliğini inanılmaz güçlendiriyordu. Her gelen bir şeyler getirir ve öğle yemeği sohbet sırasında yenirdi.
Kınalı Nine bu kadar silah sesinden torunumun silah sesini tanımak ne mümkün, dedi. Geçmiş günler yad edildi. Aramızdan ayrılanlara rahmet dilendi.
Silah seslerine atıf yapıyorlardı. Güzel sesli silah diye konuşuyorlardı. Hatta Gri Nine atılan mermilerin sayısını dahi söylüyordu.
Kınalı Ninenin keyfi yerinde değildi. Derin bir acının yüzünde doğurduğu, ince çizgiler, göz bebeklerinin küçülmesine neden olmuştu. Nine, niçin suskunsun? diye soranlara, “oğlum nasıl suskun olmayayım. Havaya mikrop attılar ve iki oğlumu hayattan koparttılar,” dedi.
Onun için, silah seslerine sinirlendi.
Niçin kızdığını sorduk.
Nine, akıl, insanla hayvan arasında önemli nimettir. İnsanlar yaşamlarında, düşünce sahibi olmalıdır. Fakat hayatın çilesinden de kaçamazsın. İnanın, insan yaşama sevincini kaybediyor.
Ninelerin yüz hatlarındaki derin kırışıklıklar, neşeye karşılık gelen, değişimi ele veriyordu. Şenlik yerindeki silah sesleri karışıklığı gösteriyordu. Gri Nine atıyorsunuz da ne elde ediyorsunuz. Paranızı savurmanın ne alemi var, dedi.
Evin arka tarafına geçen kardeşim, kütüğe kalın bir sopayla düzenli aralıklarla, tempolu vuruşlar yaptı. Çıkan tok sesi, Gri Ninenin sayacağı belliydi. İki hızlı bir yavaş vurulara başladı. Gri Nine “var olasın, silah dediğin, böyle atılır. Adam ne attı,” diyerek de keyif aldığını açıkladı.
“Böyle silah atışına da alkış tutulur,” dedi.
Hasan TANRIVERDİ























