Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Edebiyat

Kadınlar ve Sokaklar

İncilay AKDENİZ Yazar İncilay AKDENİZ
08 Nisan 2024
Edebiyat, Genel Eğitim, İncilay AKDENİZ
0
Kadınlar ve Sokaklar
404
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Nereye gidersem gideyim, nerede olursam olayım, ne izlersem izleyeyim, açık ya da kapalı alan, zaman/ mekan/ dil/inanç/ ülke vesaire, hatta konuşulanları anlayıp anlamamam bir yana, insanlara bakarım önce. Kadın erkek bir aradalar mı o toplumda? Tek bir cins, tek bir görüş alana hakimse, işte o fena…
Hemen bu kalabalıklardan çözümlersiniz gittiğiniz ortamı/şehri/ülkeyi/mekanı.
Kimi yerlerde hiç görünmez kadın. Sokaklarda, alanlarda, mekanlarda. Sadece erkeklere rastlarsınız. Şanslıysanız belki bir elin parmakları kadar az bir kaç kadınla karşılaşırsınız. Kimi başı önüne eğik, tedirgin, pasif. Kadın olmak bir suç sanki.
Oysa kadın yoksa biliriz ki, toplumun yarısı görünmez olur.
Topluma organizmacı bakış açısıyla yaklaşanlardansanız, önünüzdeki topluma dikkat edin. Bu eksik bir toplumdur.

Kadın toplum dışına itilirken, erkekler eğlenir, erkekler güler, erkekler iş yapar, erkekler erkekçe(!) amiyane tabirle “geyik sohbeti” yapar, erkekler miting alanlarını doldurur ve tabii ki kendi adlarına da, kadınların adlarına da onlar karar verir. Erkek erkeğe yönetirler, erkek erkeğe eğlenirler, erkek erkeğe karar verir, öyle yaşar giderler. Çoğunlukla böyle toplumlarda maçoluk, şiddet, kabalık, dilde şiddet ve argo hakim hale gelir, toplumun geneline nüfuz eder, istenmeyen şeyler birden olağanlaşıverir.
Kendinize sorun lütfen. Peki bu toplumlarda kadınlar nerededir? “Kadın”, erkek için nedir? Ya da kadın için “erkek”? Biliyorum, ucu açık sorular bırakıyorum buraya..
Önce aynalara bakmak lazım, yansımamıza. Sonra dönüp, ister yaşadığımız yerlerde, ister televizyonda, ister gittiğimiz mekanlarda, sokaklara/ alanlara bakmamız lazım.Tabii bu defa farklı gözlerle. Ne görüp,ne yorumlayacağız acaba?
Daha dünlerde, çarşıya pazara çıkmasına dahi izin verilmeyen kadınlarımızı bilirim.
Kimisi inancı bahane eder, kimisi
(nedense kadındır namus) namusu,
kimisi“ kötü şeyleri görme ve alışma” der, “yoldan çıkma” Kimisi “tacize tecavüze uğrama.”
Sonra bir de “kötü yola düşer kadın sokakta” ki, haşa!
Aslında tacizin, tecavüzün (ister fiziki, ister sözle, ister bakışla olsun) failleri de belli. Her biri içimizde, belki bir baba, çocuk veya kardeş.. Bir arada yaşadığımız insanlar bunlar, uzaydan gelmediler ya? Tuhaf bir kısır döngüdür kadının, çocuğun hapsolduğu bu döngü. Nedense pekiştirilerek devam eder yıllarca.
Düşünmek, kendini anlamak ve yaşadığını anlamak boş zaman gerektirir. Kendinle olma zamanını. Belki de kimimize bu zaman hiç verilmedi. Önceleri kendisine ev/iş/bakım/çocuk gibi 7/24 mesai verilen kadına düşünmek için vakit bırakıldı mı acaba? Boş verin… Yerine düşünülür ve düşünenler de var nasıl olsa! Öyle mi?

Teknolojik gelişmelerle ortaya çıkan ve hayatlarımızda zaten az olan boş zaman dilimlerini de bilinçsiz gönüllülüklerimizle gasp eden televizyon, internet, alışveriş (ihtiyacın olmasa da tüket, çünkü sistem öyle istiyor) vesaire ile uyuşturulurken, düşünmeye zaman kalıyor mu sizce?

Maalesef ülkemizde bile kadınların dahil olamadığı mekanlar/ alanlar, yalnız yürüyemediği sokaklar mevcutken,
bulunduğu raftan hayatıma usulca kayıveren bir kitapla tanıştım;
Lauren Elkin’in Doğacan Dilcun Doğan çevirisi ile Nebula yayınlarından çıkmış “Flanöz, Şehirde Yürüyen Kadınlar Paris, Newyork, Tokyo, Venedik ve Londra”.
Dillerde/ kelimelerde cinsiyet vurgusu, eril/ dişil kelimeler halâ kabullenemediğim şeylerden, dilde bile olan bu ayrımcılığı anlayamıyorum. Yazar bu kitabında tam da buna dem vurur başlangıçta.

“Flaneur”, 19. Yüzyılın ilk yarısında Paris’te amaçsızca dolaşan kişi anlamında kullanılmış. Etrafta gezip şehri gözlemleyen, zamanı olan, yürüyen erkek. “Eril” sözcük, yani erkeğe özgü.
O halde gelin biz kadınlarda bunun karşılığı olan ”flanöz” kelimesine gidelim.
Şehirleri, sokakları gezerken flanöz, toplumsal olaylarda ve insanların davranışlarında da gezmektedir aslında.
Elkin; sokakların, şehirlerin sadece seslerini duymakla, duvarlarını/binalarını/alanlarını görmekle kalmaz.
Kaldırır kaldırım taşlarını ve altlarına bakar usulca.
Kadınlar yürümektedir tarih boyunca… Fransız devrimi, Paris’te çeşitli zamanlardaki gösteriler/ yürüyüşler, Newyork Occupy Hareketi ve daha niceleri.Barış yanlısı bir yazarın bakışı ile sadece kadın haklarına değil, insan haklarına yönelik, hak mücadelelerine dair kısa ve öz bir bakış da var bu kitapta.
Yürürken, tarihi bir yolculuğa çıkarır sizi yazar. Yetinmez tabii.. Gittiği şehirlerde iz bırakan eserleri ve yaratıcılarını da aktarır size.
Rebecca Solnit’in “Yürümenin Tarihi” kitabını merak edersiniz önce. Sonra sıraya dizilirler hep birlikte; Virginia Woolf, George Sand, Marie Baskirtsheff, Jane Jacobs, Jean Rhys, Joyce, Barthes, Walter Benjamin, Agnes Varda, Mavis Gallant ve daha fazlası.. Kitap ve film isimleri. Fotoğraflar da ekstra.
Bunların her biri kısa paragraf veya bölümlerle bir tat bırakır damağınızda. Artık önünüzde duran koca bir okyanus vardır. Açılmak ister misiniz?

Dün bir dost, babasının küçükken kendisine verdiği öğüdü aktarmıştı; “Gece yatarken, bugün ne yaptım diye düşün.”
Güzel bir nasihat.. Bugün ne yaptım?
Aynaya bakıp gün sonunda yüzleşmeli kendiyle kişi.
Sormalı kendine; Aynaya dürüstçe bakabiliyor muyum? Gerçekten kendimi, yaptıklarımı, ne yaşadığımı ve yaşattıklarımı görebiliyor muyum? Bu görüntüyü beğendim mi? Artılarım mı fazla bugün, eksilerim mi?
Belki bir muhasebecisiniz, belki de değil. Kendi muhasebenizle aranız nasıl peki?

Birey toplumu, toplum da bireyi dönüştürür. Yumurta tavuk misali. Birey değişir, yavaş da olsa sonrasında toplum değişir. Değişimin yönü bilinçli bireylerin elindedir.

Kadınların “manzara olarak görülmek yerine, manzarayı seyretmesi” ve o manzaraya korkusuzca bakması, anlaması, anlatması dileğiyle diyelim.
Sevdiklerinizle, sevenleriniz ve sevilenlerinizle birlikte huzurla geçireceğiniz mutlu bayramlar temennisiyle.

Güzel günlerde kalın.
Sevgi ve saygılarımla.

Paylaş
Etiketler: bayramdişierilerkekkadın
Önceki Yazı

Bütün Canlar Vatana Kurban Olsun!

Sonraki Yazı

Şöhret Dağı Çöktü!

İncilay AKDENİZ

İncilay AKDENİZ

İstanbul ,Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi hemşirelik, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü lisans, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü lisans, aynı fakültenin Sosyoloji bölümünü lisans, Medya ve İletişim bölümü önlisans mezunuyum. Özel bir bankadan emekliyim. Tarih, toplum, doğa, insan, kitaplar, sahne sanatları( izleyici olarak), seyahat( kültür seyahatleri) özel ilgi alanım. Bence öğrenmek; yaşam boyu süren en güzel aktivitedir. Barışçıl, demokratik, her yönden ve herkes için eşitlikçi, çevreci, adil, ötekisiz/berikisiz, baskısız ve herkes için güvenli, aydınlık refah dolu yarınlar temennim. Üniversite öğrencisi tek çocuk sahibiyim.

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Gece Gece Kiraz
Edebiyat

Hava Durumu

03 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Şöhret Dağı Çöktü!

Şöhret Dağı Çöktü!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap