Yaşanmışlar ve yaşanacaklar…
Ve şimdiyi yaşamak…
Dünü bıraktım, günü öğreniyorum. Anı bilmenin keyfini sürmek istiyorum.
Gözlemlerimin peşindeyim ki, sonuçları işimi kolaylaştırsın.
Tüm yönleriyle bugüne dönelim. Şimdiyle ilgili olsun.
Bugünü yaşıyorum, gerekeni yapmalıyım.
Yaşanmış anılar, deneylere de konu olmalı.
Anın öngörüleri yaşantıyı renklendirmeli, gülen yüzünü göstermeli ve yarınlara ulaşmamalı.Zaman, değer ölçülerine ters düşmemeli. Neşeli ve sevgi dolu olmalı, yaşananlara bakmalı.
Güneşimiz parlak ve havamız bulutsuz olmalı. Bazen de bulutlar başımıza suyunu bırakmalı.
Kişi dünsüz bir yaşantıyı, güne uyarlarken, bana aydınlık gerek diyebilmeli.
İnsan, kişiliğine dünü, düşüncesine de yarını mal etmemeli. Yaşantısına bir anlam katmalıdır. Böylece kendine güveni artırırken, yarınlar bizim diyenleri duymazdan gelmelidir.
Yarınların kime ait olduğu ve neler olacağı bilinmez. Bilinmezler bir araya gelirse, bilinenler ortaya çıkmayacağına göre, bilinmezlerin yarattığı karanlığa hiçbir şekilde girilmemelidir.
Dün ve yarını bıraktık, yaşamak istedik anın hayallerini ve rüyalarda gezindik, kıymet bildik fakat günün moralini boşa geçirdik.
Yarınların ip uçları ayağımıza takıldı. Çaresizce ve soyut yönüyle bakındık. Dikkatli de olsak, ayağımızı ancak kurtarabildik.
Ümitle yaşayıp gururla zamanı geçirmedik. Anı gerçek olarak değerlendiremedik.
Yine de gururumuz etkisiz kaldı…
Deneylerdi yaşantımızın boyutu, çiçeklerdi örnek renklerimiz. Bugünün rengi, sarıdan kırmızıya, maviden yeşile, renk dönüşümleriyle ilgilenip renklere dikkat ettik.
Yaşadık şimdiki zamanı dünü gale almadan ve yarına özenmeden.
Dünsüz ve yarınsız…
Şimdinin sevgisini, günün mutluluk çemberine sardık.
Hasan TANRIVERDİ























