Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Anma

Hoşgeldin Şehr-i Ramazan

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
03 Nisan 2022
Anma, Edebiyat, Ömer Sabri KURŞUN, Öykü Tefrikaları
0
Hoşgeldin Şehr-i Ramazan
415
Paylaşma
5.2k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Gün/aydın dostlarım…
Günaydın Türkiye’m, Günaydın Vatanım… Hayırlı Sabahlar.
Özlemeyi biliyorsan tebessüm et. Beklemeyi biliyorsan sabret… Sevmeyi biliyorsan eğer kollarını aç________________ Benim adım ‘SABAH…’ Sevgiye başlangıcım ben…
Bir telaştır gitti, hay ile huy ile dövüş ile küfür ile, dediler bu er meydanıdır ama yakışmadı dillere, yeni bir telaş bekler ki meçhuldür ata binen nereye gider…

HOŞGELDİN ŞEHR-İ RAMAZAN

Ramazan ayında binlerce Müslüman oruç tutarak ibadetlerini yerini getiriyor. Her sene olduğu gibi ramazanın gelmesi ile birlikte camilere mahyalar asılıyor.
Ramazan’ın ilk haftasında camilere asılan mahyalarda sıkça gördüğümüz “Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan” cümlesinde geçen “şehr-i Ramazan” ifadesidir.
Osmanlı’dan günümüze kadar gelen mahya geleneğinde, Ramazan’ın ilk haftasında camilere asılmış olan Şehri Ramazan ne demek olduğu pek çok kişi tarafından merak ediliyordur. Biliniyordur belki ama bir kez daha anlatalım dedim…

Nedir şehr-i Ramazanın anlamı; Şehr-i Ramazan, aslında “Ramazan ayı” anlamına gelir. Şehr, Arapça’da “ay” anlamında kullanılır. Bunun çoğulu ise, “şuhûr” (aylar) kelimesi olarak bilinir. Dinimizin beş şartından birisi olan oruç tutmak, 12 aydan meydana gelen hicri takvimin dokuzuncu ayında yani Ramazan ayında eda edilir. “Hoşgeldin ya Şehri Ramazan” ifadesi ise, “Hoşgeldin Ramazan Ayı” manasına gelir.

“Şehr-i ramazan” söylemi bazı zamanlarda anlam karışıklığına da yol açabiliyor. Bu kavramın açıklaması yapılırken düşülen yanlışın asıl nedeni ise, ‘şehr’ sözcüğün iki ayrı dilde (Arapça ve Farsça) yazılışlarının aynı ama anlamlarının farklı olmasından kaynaklanır.

Dilimizde yaygın bir şekilde kullanılan ve dilimize yerleşmiş olarak kullanılan ‘şehr’ yani ‘şehir’ sözcüğü Farsça bir kelimedir. Kullanımı oldukça yaygın olduğu için bu sözcük duyulduğu zaman doğal olarak ilk akla gelen ise, “şehir, kent, il” anlamı olarak bilinir. Bu nedenle de “şehr-i ramazan” tamlaması bu anlam doğrultusunda “ramazan şehri” şeklinde açıklanıyor. Hatta bazı kişilere göre “Şehrimize hoş geldin ya ramazan!” şeklinde de yorumlanıyor.

Şimdi hoş geldin 11 ayın Sultanı Ramazan Ayı dedikten sonra kıssadan hisse, kulağımıza küpe olsun diye bırakıverdiğim yazıyı okuyup güne devam edelim mi?.. Fazla zamanınızı almaz 10 dakika bile sürmüyor okuması…
“İYİLER İYİ, KELP BELÂSINI BULUR”

Tasavvuf sohbetlerinde gecen bu sözü ne zaman duysam hatırlasam aklıma 17. yüzyılda yaşayan Divan şairi Nef’i gelir.
Sadrazam Tahir Efendi bir gün Nef’i gibi hiçbir zaman altta kalmayan divan şairini, hiciv ustasını eleştirme gafletinde bulunmuş.
Zamanın yöneticilerini çok ağır sözlerle eleştiren sivri dilli şaire Sadrazam Tahir Efendinin Kelb (köpek) demesi özerine Nef’i nin cevabı divan edebiyatımızın ölümsüz berceste mısraları arasına girer.

“Bize kelb demiş Tahir Efendi
İltifatı bu sözüyle zahirdir
Maliki’dir benim mezhebim zira
İtikadımca kelb, tahirdir…”

(Tahir kelime olarak temiz anlamına gelmektedir aynı zamanda Sadrazamın ismi Tahir olduğundan ve Nefi’nin inancında köpek (kelp) temiz (tahir) sayılmaktadır.)

Gelelim bu açıklamalı girizgâhtan sonra Kıssadan hisse bir hikâyeye…

“Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ip koptu, beşik devrildi. Anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi. Dar attım kendimi dışarı. Kaç kaçmaz mısın? Vardım bir pazara. Bir at aldım dorudur diye. Bineyim dedim, at bir tekme salladı bana geri dur diye. Padişahın topları ateşe başladı. Topladım gülleleri cebime koydum darıdır diye. Tozu dumana kattım, Edirne’ye yettim. Selimiye minarelerini belime soktum borudur diye. Yakaladılar beni tımarhaneye attılar delidir diye. Babamdan haber geldi, onun eski huyudur diye. Bereket inandılar, tutup beni saldılar. Giderken sordular; orda ne var dediler, bir köy kurmuş keçiler, kurt köye muhtar olmuş, elini veren kolunu almış, diken verenin gülünü almış, damla verenin selini almış, kovan kovan balını almış. Bir kurtmuş ki sormayın. Talkım vermiş ele, salkımı almış ele, ilk lokmayı aşırmış, ikincisinde çomar karşısına dikilmiş, kapanmış mı kapılar. Kapıyı bırakıp, sapı yutmuş, balı bırakmış, hapı yutmuş.”

Neyse uzatmayalım lafı biz söz verdiğimiz hikâyeye başlayalım, başlayalım ki siz beni saat kulesinin yelkovanına takmadan ben yoluma varam… Bu günler zaten Yüce Yaratıcıya en yakın olduğum zaman…

Bir zât varmış. Bu zât; haliyle, tipiyle ihtiyarlığıyla, fakirliğiyle, efendiliğiyle padişahın hoşuna gidermiş.
Padişah bir gün, “Şu adamı bana bir çağırın!” demiş.

Huzuruna getirmişler ve ona sormuş:
– Baba nasılsın?
– İyiler iyi, kelp belâsını bulur, demiş.

– Allah! Bu söz nereden çıktı, diye hoşuna gitmiş padişahın. Ona bir ihsanda bulunmuş:
– Baba sen ara sıra buraya gel, demiş ve adam gitmiş.
Tabi hiç gelmemiş, gelemezmiş.

Fakat padişahın da o söz hoşuna gittiği için onu gördükleri zaman adamlarına çağırtıp, görüşmek istiyormuş. Yine getirmelerini istemiş. Getirdiklerinde:
– Baba nasılsın, diye sormuş.
– İyiler iyi, kelp belâsını bulur, demiş yine.

Padişah bir kâğıt yazıyor, o kâğıdı aşağıda gösteriyor ve ona ihsanda bulunuyorlar, alıp gidiyor.
– Baba sen gel buraya, diyor padişah.
Fakat yine gelmiyor.

Vezir: ‘Padişah o adama ihsan ediyor, diyerekten o zatı kıskanıyor. Ve o gün vezir gelmiyor padişaha.
– Niye gelmedin, diye padişah soruyor ve şöyle konuşma geçiyor aralarında:
– Çok hasta oldum, canım sıkıldı. Hani buraya bir ihtiyar geliyor ya…
-Evet!
– Ben sordum ona. Senin başın niye eğik?
– Padişahın ağzı kokuyor almayayım diye, dedi.
– Benim çok canım sıkıldı, diyor vezir.
– Yahu ben onu seviyorum elimden geleni yapıyorum. Niye böyle söylüyor, diyerek padişah da içten çok kızıyor o zata.

Ve adamlarına bir gün tekrar onu geçerken çağırtıyor.
Ama bu sefer padişahın niyeti bozuk… Fakat bu defa padişah onun durumuna dikkat ediyor. Gene soruyor:

– Baba nasılsın?
– İyiler iyi, kelp belâsını bulur, diyor.
Başı öne eğik bir vaziyette…
Padişah bu sefer de ona tekrar mektup veriyor. Fakat kâğıtta başka yazı var. Şimdi kapıdan çıkar çıkmaz vezir, “Gene ihsan etti!” diye zarfı alıyor. Tabi, hazineye gidecek, alacak diye düşünüyor. Fakat zarfın içinde öyle bir yazı var ki; “Bu zarfı getiren sorgusuz sualsiz yok edilsin!”
Getiren vezir, yazı padişahın yazısı… Yok ediyorlar veziri. Ortalıkta vezir yok!
O adamı tekrar görüyor padişah. Çağırıyor adamı.

– Baba nasılsın?
– İyiler iyi, kelp belâsını bulur!”
– O zarfı ne yaptın?
– Vezir elimden aldı, bir daha vermedi!
– Hah kelp belâsını bulmuş, diyor.

Yani iyiler iyilik, kötüler ise belâsını bulur.

Onun için tavsiyem şu ki; hayatınız boyunca iyi olun!
Size kötülük yapana kötülük yapmayın, hainlik yapana hainlik yapmayın!
Şunu unutmayın! Cezasını o bulacak, siz bulmayın!… Cezasını ‘O’ verecek, siz vermeye kalmayın…

Netice olarak, iyilik eden iyilik, kötülük eden de cezasını bulur ama dünyada ama öbür dünyada…
‘Şimdilik bu kadar… İsabet ettiysem, benden değil, O’ndan. Edemediysem, edeblendir beni ki yâ HU, bir kez daha kapını çalmaya yüzüm olsun!..’

Hayat sevince güzel ve diyelim ki her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Hepimiz için güzelliğin adının gerçekten daima ‘güzellik’ kalacağı ve daima gerçek rollerimiz için sahnede yer alabileceğimiz ömürler diliyorum… Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbetler gönderiyorum…Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#

Paylaş
Etiketler: kıssadan hisseRamazantasavvuf
Önceki Yazı

Oruç Ne mi…

Sonraki Yazı

Ramazan-ı Şerif’iniz Mübarek Olsun!

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Bebeğim
Edebiyat

Bebeğim

06 Aralık 2025
5k
Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Aklımda Bir Ses Var
Celalettin KURT

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
5k
Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Ramazan-ı Şerif’iniz Mübarek Olsun!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap