Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Fazilet ÖZKAN POR

Altın Bilezik

Fazilet ÖZKAN POR Yazar Fazilet ÖZKAN POR
07 Aralık 2021
Fazilet ÖZKAN POR, Öykü Tefrikaları
0
405
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Çok özel bir gündü Bahar için…
Sonuçlar yarın açıklanacak ama mezun olmuş gibi öğretmenlik diploması alacaklardı. Saat ikideydi tören.
‘’Yarın, sonuçların heyecanı, yolculuk telaşıyla; toplu gidemeyiz.’’ diye sözleşip sınıfça gittikleri yemekhaneden, şen şakır yaptıkları son kahvaltıdan; yeni dönmüşlerdi.

Yazın iyiden iyiye duyumsandığı, haziran sonu sıcağıyla alev alevdi koğuş. Serinlemek için açtıkları camdan, bıcır bıcır kuş sesleri duygularını okşuyor, bahçedeki kamelya ağacının azalmış kocaman beyaz çiçekleri ve parıldayan yapraklarının arasından, sabah güneşi kılıç gibi vuruyordu. Yapış yapış, nefes aldırmayan boğucu sıcak; bunaltıyordu…
Tören için; son hazırlıklarını yapıyordu kızlar yatakhanede. Kimi, yere serdiği battaniye üzerinde giyeceği elbiseyi, eteği ütülüyor, kimi saçını taramasına, kimi de, makyajını yapmasına yardım ediyordu arkadaşının. Artık öğretmen olduklarına göre makyaj yapabilirlerdi. Süslenmek için neleri varsa; yatakların üstüne saçılmış, ortak kullanıyorlardı. Kapakları açık dolapların içi, daha önce hiç olmadığı kadar salkım saçaktı. Öğretmenlerin hep örnek gösterdikleri, ayakkabılarla asla girilmeyen temizliği değişmemişti, ama düzenlerinden eser kalmamış; darmadağınıktı ortalık.
Telaşla koşuşturuyor, bu arada birbirlerine takılmadan da duramıyorlardı.
Duramıyorlardı ya, takılırken, sözcükler düğüm düğümdü boğazlarında. Şakaları buruk, gülüşleri hüzünlüydü. Dostça, sıcacık bakan, ışıl ışıl gözleri gülerken buğulanıveriyordu. Okul bitirme heyecanları bulutlanıyor; sevinçleri gölgeleniyordu.

Çoğu arkadaşı gibi; kendi diktiği beyaz, mavi çiçekli, kolsuz elbisesini giymiş; uzun saçlarını atkuyruğu yapmıştı tepesinde. ‘’Genç kızın güzelliği, boyada değil doğallığındadır.‘’diyen annesinin sözleri kulaklarında küpeydi; çok hafif makyaj yapmıştı.
***
Hazırlığını tamamlamıştı.
Aynaya baktı, yıllardır okulla aidiyet bağı kurduğu okul forması olmadan, süslü halini beğendi. ‘’Öğretmen, bakımlı ve güzel olmalı! Benim gibi’’ dedi iç sesiyle. Gülümsedi.
Yatağının üstüne oturdu. Durgun, dingin, arkadaşlarını izlemeye koyuldu; ayırdına varmadan.
Nuran, hazırlığını tamamlamış; akordeonla “Son Mektup”u çalıyordu. Duygulu müziği dinlerken, ilk geldiği günler geldi usuna.
Dün gibi taptazeydi; gözünde canlanan anılar… Ne güzel yaşanmışlıklardı tümü.
***
Türkiye’de, “Seminer Sınıfı” bulunan iki okuldan birisiydi; İstanbul İlköğretmen Okulu.
Anadolu’nun dört bir yanındaki, köy enstitüsü geleneği olan, altı yıllık öğretmen okullarında ortaokulu bitirince; hem başarılı, hem de, müzik ya da resimde yetenekli olanlar arasından özenle seçilerek gönderilmişlerdi. Tüm sanatların merkezi konumundaki İstanbul’da okumak, yeteneğini geliştirmek için, nasıl da heyecanla gelmişlerdi.

Burada da kolay beğenmeyen, seçkin, isim yapmış sanatçı öğretmenlerin zorlu sınavından geçmişler, kazanınca mutlanmış, uçmuşlardı. Az şey mi? Öğretmenlik diplomalarının yanında, bir belge alacaklardı; müzik ya da resimde başarılarını gösteren. İlkokul öğretmenliği yaparken, alan derslerine de girebileceklerdi.
Her biri, geldikleri bölgenin kültürüyle var olmuş; ailesinin eğitimiyle yoğrulmuştu. Çoğu erkek arkadaşlarının bıyığı yeni terlemiş, kızlar çocukluğunu atamamıştı henüz üstlerinden. Birlikte büyümüşlerdi. Üç yıllık yatılı okul geçmişleriyle, yabancılık çekmemiş, kız erkek demeden kaynaşmış, arkadaş oluvermişlerdi. İki ay yaz, on beş gün kış tatili dışında ayrılmamışlardı. Ortak yaşam tek bağlarıydı; kan değil. Kollayıp korumuşlardı kardeşçesine birbirlerini, üç yıl boyunca. Yok yok; kardeşten de öte, dostluktu birliktelikleri.
Nerede birlikte değillerdi ki? Yemekhanede yemeklerini bölüşmüş, bahçede dostluklarını pekiştirmiş, kantinde sevdalarını anlatmışlardı; sakınmadan birbirlerine… Yüreklerindeki gizleri, sevinçleri, üzüntüleri, fırtınaları paylaşmışlardı. Geceleri, zehir gibi karanlığın ıssızlığında, birbirlerinin gözyaşlarının sesini dinlemişlerdi.
***
Kültür derslerinde, sabah ve akşam etüt denilen ders çalışma zamanlarında, sınıfça birlikte olmuşlar, haftada sekiz saat, yalnızca resim-müzik sanat derslerinde ayrılmışlardı.
Resim atölyelerinde, tuvaldeki renkleri paylaşmışlardı; can cana.
Gece yarılarına, hatta saati unutup şafak sökene dek, yorgunluk nedir bilmeden şarkı söyleyip koro çalışmışlardı; müzik odalarında.
Galatasaray Lisesi Pilav Günü, üniversitelerin açılış günü derken; İstanbul’un önemli törenlerinde, çok sesli; ama tek yürek az mı konser vermişlerdi! Ya televizyon konserleri! Unutulur mu? Televizyonun ne olduğu bile bilinmiyordu daha. Türkiye’de ilk televizyon yayınını başlatarak tarihe geçen İstanbul Teknik Üniversitesi’nin stüdyosunda programa çıkmışlardı. Âşık Veysel, Safiye Ayla, Haldun Dormen, İsmail Dümbüllü’nün; daha önce aynı stüdyoda sahne aldığını öğrenince, oradalarmışcasına, en duygulu sesleriyle şarkı söylemişlerdi.
***
Stajları… Son sınıf, köy stajları ne güzeldi!
Daha önce şehirde ve uygulama öğretmeninin hazır bulunduğu sınıflarda ders vermişlerdi. Tek öğretmenli köyde, birleştirilmiş sınıflarda derse girmiş, uygulama öğretmenleri olmaksızın ne yapacaklarını görmüşlerdi. Başarınca da sevinmişlerdi.
Bir aylık köy stajıyla, dostlukları ölümsüzleşmiş, bavullar dolusu anılarla dönmüşlerdi.
***
Bitmeyecek gibi başladıkları bir aylık bitirme sınavı, nasıl da çabuk geçmişti!
Her dersin yazılısı ayrı, sözlüsü ayrı korkutmuştu gözlerini. ’’Hiçbir şey bilmiyorum, kesin kalacağım.’’ düşüncesiyle, yürekler ağızda girip, ‘’Çok kolaydı’’ diyerek çıkılan sınavlar, kitapları havalara fırlatarak kutlanan, heyecan dolu günler de geçmişti.
Ders çalışmanın dışında sorumluluğun olmadığı o tatlı günler, o güzel yıllar geride kalmıştı.
‘’Bahar! Hiç duymuyorsun! Elbisemin fermuarını çeker misin? ’’
Muhteber’di.
Firdevs, her zamanki hınzırlığıyla; ‘’Âşık, âşık’’ dedi. Gülüştüler.
***

Diploma daha sonra düzenleneceği için, Okul Müdürü Canip Akın’ın verdiği, Atatürk’ün ‘’NUTUK’’ kitabı ile ‘’GENÇLİĞE HİTABE’’si ellerinde, kıvançla kutluyorlardı birbirlerini… Törene katılan öğretmenler, aileler çocuklarının başarısıyla övünüyorlardı. Hepsinin gözleri ışıl ışıldı mutluluktan.
Mezuniyet töreni bitmişti.
Annesi, ince örülmüş, yağmur damlası bir zarf içinde mavi boncuğu olan, altın bilezik takmıştı elini öpünce. ‘’Emeğinle aldığın diploma, ömür boyu gururla taşıyacağın altın bilezik… Bu da benden okul bitirme armağanı ’’ diyerek.
Gençliğin güzelleştirdiği gencecik kızlar, yakışıklı, bıçkın, civan gibi delikanlılar… Her biri öğretmendi artık.
Hazırdılar köye gitmeye.
Bundan böyle, Anadolu aydınlanmasına ışık olacak; öğrencileri, köyü aydınlatacaklardı.
Gururluydu Bahar.

Fazilet ÖZKAN POR
04/O6/2021

Paylaş
Etiketler: ALTIN BİLEZİKDostçaHaldun Dormenİsmail Dümbüllüöykü
Önceki Yazı

Allahın Kahhar Sıfatı Var…

Sonraki Yazı

Osmanlı İmparatorluğu’na Padişah Olan 3.Mehmet Tahta Çıktığı Gün 19 Kardeşini Boğdurmuştur…

Fazilet ÖZKAN POR

Fazilet ÖZKAN POR

İlişkili Yazılar

Güvenlik Görevlisi
Hasan TANRIVERDİ

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
5k
Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Göz Gördü Gönül Katlanmadı
Hasan TANRIVERDİ

Yavrularım Yanmasın

03 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Osmanlı İmparatorluğu'na Padişah Olan 3.Mehmet Tahta Çıktığı Gün 19 Kardeşini Boğdurmuştur...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap