Teknoloji, hayatımızda daha çok yer aldıkça okuma ve yazmaya ayrılan vakit azalmaya başladı. Eskiden kitap, gazete, mecmua kültürel hayatın tam ortasındaydı. Okuma yazma oranının günümüzden az olmasına rağmen okuma heveslisi kişiler daha çoktu.
Okullarımızda gün geçmesin ki okur-yazar buluşması yapılmasın. Gaye yeni nesli okumaya heveslendirmek.
Peki, yazmanın neresindeyiz?
Bu soruya verilecek cevap çok önemli.
Yazmak…
Çok kişi yazma işini denemiş olabilir. Ancak, eskilerin “Marifet iltifata tabidir” sözü kabilince; yazılan eserler günyüzüne çıkamadığı için kişilerin hevesi ve azmi kırılıyor. Çok şeyde olduğu gibi bu işlerde de “Elinden tutulması” gereken kişiler olmalı. Tabii bir de elinden tutacak olan kişiler…
İşte bu “Elden tutma” işini Çarşamba Belediye Başkanı Sayın Halit Doğan ve ekibi üstlenmiş. İyi de yapmış. Ülke genelinde bir “Öykü yarışması” tertip etmiş. Bu elinden tutulacak kişilerin tespiti için çok anlamlı bir faaliyet. Çünkü artık daha önce yazan, yazmayı planlayan ve bunları nasıl günyüzüne çıkarırım diye düşünen kişilere verilmiş bir fırsat, daha dorusu fırsattan çok cesaret.
Yarışmanın olacağını duyduğumda çok heyecanlanmıştım. Çünkü yıllardır okumayı, araştırmayı, yazmayı öğrencilerime öğretebilmek ve onların bu alanda kendilerini keşfetmelerini sağlaması için gayret sarf etmiştim. Şimdi çok yakınımda bir belediye bunu ülke genelinde yapacaktı.
Her şey resmiyete bindiğinde Mehmet Alp Güven’den aldığım bir telefon beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Yapılacak yarışmada Jüri üyeliği yapmak isteyip istemediğimi soruyordu. Daha doğrusu bu bir teklifti.
Yıllarımı eğitime vermiş ve kendi çapımda bazı dergilerde hikâyeleri yer almış biri olarak bu teklifi bir vazife olarak addettim.
Ülke genelinde 621 eserin katıldığı yarışmada ön elemeyi yapan kişiler bize 50 eser bırakmışlardı. Bunlar arasında ilk beş dereceyi seçecekler arasında ben de bulunuyordum.
En az beşer kere okuduğum ve bütün bilgi, his, tecrübe ve vicdan terazisinin bir araya geldiği; beni günlerce uykusuz bırakan bu eserleri puanlarken bir hata yapmamak için çok zorlandım. Meğer seçmek yazmaktan daha zor bir işmiş.
Sonuçların açıklanmasıyla Çarşamba Belediyesinin ne kadar önemli bir iş yaptığı ortaya çıktı. Yarışmaya katılan 621 eserin yazarları belki bu yarışma için onlarca hikâye okudu. Belki birçok denemelerde bulundu. Konular düşündü ve en sonunda bütün cesaretlerini toplayıp yarışmaya katıldı.
Bu arada Mehmet Alp Güven kardeşimizin de çalışmalarda aktif görev alması ayrıca takdir edilecek bir durum. Kültürel çalışmalarını daha önceden bildiğimiz Mehmet Alp Güven’in işini ne derce ciddiye aldığını yakinen görmüş oldum.
Bu eserlerden bir kitap yapılır mı, yapılacaksa hangi eserler kitaba alınır onlar daha sonra karar verilecek şeyler. Ancak eskilerin tabiri ile bunların “Kisve-i taba” bürünmesi yani kitaplaşması kalıcı olmasını sağlar. Ayrıca gelecek senelerde bu yarışmaların devamlılığı hem ilçemize, hem de ülkemize kültürel açıdan katkı sağlar. Ayrıca, diğer STK ve yerel yönetimlere teşvik edici bir örnek olur.
Böyle bir yarışmayı Çarşamba’ya kazandıran Belediye Başkanı Sayın Halit Doğan Beyefendiye en kalbi şükranlarımı sunarım. Sadece kültür tarihine değil gönül tarihine de geçtiniz.
