Çalışmaktan elleri takoz kesmişti. Avucunun içi nemli olsa, tohum çimlenirdi. Elleri patlamış ilaç bile fayda etmiyordu. Parmakları baklava dilimi gibiydi.
Bahçenin dışında onu gören yoktu. Gece gündüz toprakla uğraşıyordu. Her zaman kendine bir iş buluyordu. Yağmurda ise, aletlerini biletir, düzenler, sapları bozulanı onarırdı. Saplardan kırılanları yenilerdi.
Bir insan kendi bahçesi de olsa sabahlar mı? Gecenin dinlenme olduğunu ne zamandır unuttun diye tepki alırdı. Elektrik direğinin çevresini ayıklarken, gündüz başka işim var diyordu.
Büyük oğlu, ziraat teknikerini getirdi. Özellikle fındık bahçesinin bakımı mevsimlere göre işleri yaparak ve yaşayarak öğretecekti.
Fındık ocaklarında yapılacakları, anlattı ve hem de uygulama ile onlara dalların kesilmesini öğretti.
Birbirine yakın ocakları kesip atıyordu. Bazı ocaklarında dalların çoğunu kesiyordu. Sanki fındıklıkta ocak ve ocaklarda dal kalmadı. Ziraatçı yaptıklarıma katlanacaksınız, getirmeseydiniz, yaptıklarıma katlanacaksınız. Tek kelime fındık ocaklarını kırıp döküyordu.
Örnek bir ayıklama yapıyorum, hiç itiraz istemem diyordu. Koşturuyor, ona kimse uyamıyordu. Akşam olmadan, ocakların diplerine gübre nasıl konacağını açıkladı. Ocakların diplerinde ot bitmeyecek diyordu.
Ziraatçıyı çok teşekkür ve ikramla gönderdi. Çalışıyoruz ama bilinçsiz, ne zaman yapılacakları bilmiyoruz, dedi.
Sabahın seherinde ayağa kalkıyor. Herkesi ayaklandırıyor. Bağırıp çağırıyor. Kimseyi uyutmuyor. Kahvaltı yapıp erkenden tarlaya iniyorlar. Kendi aralarında pişmanlıklarını dile getiriyorlar. Nasıl bu yanlışlığı yaptık diyorlar.
Tarlanın içindeki yabani çalıları ve otları toplatıyor. Kenarlara döktürüyor. Sonra fındık dallarının hepsini mereğin yanına taşıtıyor. Bahçeyi temizletiyor.
Tarlanın çehresi değişiyor. Akrabası tarlada rüzgâr bile farklı esmeye başladı diyor. Fındık ocaklarını diplerini eşip havalandırıyor. Otunu aldırıyor. Ziraatçı yukarıya çıkıp evin çevresini temizleyin, yol kenarlarına kara taş duvar yapacaksın, diyor.
Evin içini ve dışını boyatacaksın. Böylece tarla ve ev yenilenmiş olacak diyor. Bir ay sonra gelip kontrol edeceğim diyor.
Aradan bir ay geçtikten sonra, yukarı çıkıyor. Mahalleye geldiğini duyan geliyor ve evin boyandığını, kapıların temizlendiğini, su arklarının yapıldığını görüyor. Bahçe kenarları, çimenin etrafının çiçeklerle süslü olduğunu görüyor.
Bir ziraatçının yaptıklarını ve mahallenin onu taklit etmesini bütün köy görüyor. Her ev aynısını yapıyor ve çevre köylere de örnek oluyor. Ziraatçı konuk olursa, diyor.
Örnek başarı, üretimi artırma böyle olacaktır, diyorlar.





















