Kimileri sayısallaştırmış insan karakterini, kimileri de ” iyi /kötü” diyerek çıkmış işin içinden.
Aslında tüm evliya, peygamber, felsefe ve sosyal bilimcilerin, hatta bilge ve dervişlerin insanın insanlıktan çıkmaması için var olmadılar mı?
Söylenen o kıssadan hisse özlü öykülerle sözler insan ruhuna ‘iyi olma mayası’ çalınması için değil midir?
Bize ne güzel karşılıksız hediye edilmiş ve ne çok zengin eşyalarla döşetilmiş şu dünya.
İçinde barış içinde huzurlu yaşayamadıktan sonra, neye yarar ki bunca zenginlik?
Nihayetinde geçiçi, emanet değil midir şu yaşadığımız hayat?
…
Her gün kendimizi, bir benzerimizi görebilmek adına geldiğimiz şu sanal dünyada bile ne çok sırlar saklı…
Ve ne çok sırlar açığa çıkıyor.!
Dün acı bir resme dokundu gözlerim.
Sol yanım acı biber dökülmüş gibi yandı, yandı.
İzninizle o yaşadığım, gözü yaşlı duygulu anlarımı sizinle paylaşmak istiyorum.
“Özel Harekatçı” bir insanın kaleminden alıntılayacağım sizlere:
“…Az evvel evime geldim. Eşim mutfakta ben oturma odasındayken küçük oğlum Melikşah (5 yaşına geçen gün girdi)
“Baba sana bir sürprizim var,” diye beni yanına çağırdı.
Oğlum evde bulduğu Türk Bayrağını üzerine sermiş yerde uzanmış yatmaktaydı.
“Baba bak, ben de ŞEHİD oldum,” diyordu.
Önce yutkundum, gözlerim doldu ve dona kaldım..!
Sesim çıkmadı çıkamadı. Annesi dayanamadı, kaldırdı. Çocuğumuzu odasına gönderdi. O sıra annesinin gözünden damlayan yaşı gören küçük Melikşah ne dedi bilseniz!?
“Anne üzülme şehitler ölmez!”
Bu anı hayatım boyunca unutacağımı sanmıyorum…”
Ve özel harekatçı yürek sesiyle bize çağrıda bulunuyor:
“Bir Olalım.
İri Olalım.
Dİri Olalım.
Fırsat Vermeyelim.
Bu Ülkeye Göz Diken AKBABALARA!”
…
Ülkemiz ve insanı için şehit ve rahmetli olmuş gazilerimizin mekanları cennet olsun.
Günaydın
Emine Pişiren / Kocaeli





















