Evet… Tarihsel-bölgesel olan tefsirdir… Kur’an hz Ademden beri indirilen kitap,Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez.
Nesih-mensuh tefsirdedir sadece… Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez.
Esma değişmez… tecellileri değişmez… Yüce Allah.”Peygamber kıssaları” ile esmanın değişmediğini öğretti ve gösterdi Kur’anda. Hz Ademden beri elinde taş olan öldürdü… Ebabiller taşı aciz duruma düşürmediyse… Ateş yaktı “Berden” selamen”emrini almadıkça…
Ateşe gelen iki emir: Berden ve selâmen!
Evet… Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri, ateşin bu halini üç lâtif işaretle tefsir ediyor:
Birincisi: Her şey gibi, ateş de kendi keyfiyle değil; emir altında hareket ediyor ki, ona “Yakma!” diye emrediliyor, o da yakmıyor. Emre boyun eğiyor.
İkincisi: Ateşin bir derecesi var ki, “bürudetiyle”, yani “soğukluğuyla” yakıyor. Cenâb-ı Hak sıcaklığı ile yakan ateşe “kûnî berden”, yani “soğuk ol!” diye emrediyor. Fakat hemen ardından, soğukluğu ile yakan ateşe de “selâmen” diye emrediyor ki, soğukluk da yakıcı bir tesir göstermesin ve ateş hem sıcak özelliğinden, hem soğuk niteliğinden arınsın ve “esenlikli” olsun. Öyle ki tefsirlere göre, “selâmen” emri olmasaydı ateş soğukluğu ile yakacaktı.
Ateşin “soğukluk” mertebesi hem ateştir, hem “berddir”, yani soğuktur. Ateşin “nârı-ı beyzâ” (beyaz ateş) denilen bu derecesi, sıcaklığı etrafına yaymıyor; etrafındaki sıcaklığı kendisine çekiyor, yani sıcaklığı emiyor. Meselâ, suyu donduran şey, işte böyle soğuk ateştir; suyu soğukluğu ile yakıp donduruyor. Yine meselâ kıştaki “zemherîr”, soğukluğu ile yakan bir ateş nevidir. Ateşin bütün derecelerine sahip olan Cehennem içinde de, “zemherîr” derecesi vardır.
Ateş mu’cizesinden modern medeniyete
Üçüncüsü: Nasıl ki Cehennem ateşine karşı “eman” ve kurtuluş verecek “îmân” gibi bir manevî madde ve “İslâmiyet” gibi bir zırh var ise, dünyevî ateşten de kurtaracak bir maddî madde vardır.
Evet… Sevr mağarası ile desteklendi peygamberimiz… Hz Yahyayı ağaç korumadı Allah böyle dilemiş… Allah dilerse korunursun… Koruyan Allah korur ümitsiz olmaya hakkın yok …Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler ve değişmezlerden biri de bu…
Evet… Allah dilerse sığındığın sığınak olur evet… Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez. Tevekküle hakkım yok deme hemen… Allah bilir…
Ağaç sığınak oldu hz Meryeme… İşte ayet: “Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben çok merhametli olan Allah’a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.” (Meryem, 19/26)
Ve işte hadis: “Âdemoğlundan doğduğu vakit şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur. Bundan sadece Meryem oğlu İsa hariçtir.” (Buhârî,)
Allah cemalüllah için olmayan öldürmeyi yasaklamış sadece… Kandökme demiş olsaydı kan dökecek varlığı yaratmazdı.
Evet… Hz Nuha geminden oğlunu bile yararlandırma demiş. Cemalüllahı amaçlamayı öğretti peygamberler toplumlarına… Mürşitler müritlerine kişiler nefislerine…
Işık saydam cisimlerden geçer öğretisi değişti mi? Tarihsel mi oldu… Bölgesel mi? Mensuh mu? Esma değişmez… Tecellileri değişmez… Kur’anın öz tefsiri de değişmez… Yani Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez. Ademden beri değişmedi… Esmayı ışık say, Cisimler gibidir bölgeler ve tarihler… Yani cisimler değişti… İbrahimlik hep var… Ne tarih oldu İbrahim ne de bir bölgeye aittir… Sanki öldü öldü dirildi… Ama esma hep aynı esma… Yani Işık hep aynı ışık…
Şeytanlık da hep yaşıyor Ademlik de Meleklik de… En kıymetli vasıf Ademlik yani tevbeye sarılış hali…
Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez. Mensuh tarihsellik bölgesellik Bilmemiz gerekenlerin tefsirinde… Zekat sistemi hep vardı… Namaz hep vardı…yani Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez… Hep vardı hep bilindi… Kıyamete kadar da örtülü olmayacak hep bilinecek… Hak gündüz batıl gece… Hz Adem zamanında gündüz neyse zamanımızda da aynı ve belli… Güneşi gizleyenler ışığı yok etmiş olmazlar… Zaman ve yerleri nasipsizleştirirler sadece..
Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez. Nasibini al o bilgilerden… Ve önce nefsini nasiplendir…mürşitsen müritlerini mehdiysen toplumunu… iş yerin varsa çalışanlarını… evliysen aileni nasiplendir…
Evet Erkamın evleri hep var ama gücünden nasipsizler var… Öğretisinden nasipsizler var…
Evet… Hiçbir şey tarihsel ve bölgesel değil mensuh değil sen nasipsizsin… Kabillik Habillik hep yaşıyor… Elinde taş olan hep öldürüyor… Kur’anın öğrettiği kurallar değişmez…
Evet Kur’anın öğrettiği kurallar değişmez… tefsirlerdedir farklılık…Ve nasipler paylar farklı… Hz Yahya da olsan ağaca koruma görevi verilmemişse… Sığınışın aciz kalır… “Allah bizimle beraber…” demişti peygamberimiz hz Ebubekre sevr mağarasıdayken… Yani yardım sözü almıştı… Allahtan… En aciz şeyle korunursun aciz güçlü korunak olur Allah yardımcı ol emrini ona vermişse…
Sivri sinek Nemrudu yener… Emir verilmişse… Ebreheyi yener ebabiller emir verilmişse… Kuvvetin kaynağı Allah… de Kur’anın öğrettiği bir öğreti de bu… Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez… Nasipsizlerin payı azdır bu imandan… Bu kurallara güvenmekten…
Evet dinime, “Uydurulmuş din “diyenlerin yazdıkları tefsirler uydurulmuş din. Bölgesel diyenlerin tarihsel diyenlerin yazdıkları tarihsel ve bölgesel olacak unutulacak… Hz Ademden beri değişmeyeni tanı. Cemalüllahı amaçlayanların bilmesi gerekenler değişmez… Onları tanı nasibin varsa payın varsa…





















