Ben neden kötü olamıyordum. Kötü olmak değil aslında, hakedene hak ettiği şekilde davranış sergileyemiyordum. Uğradığım her yıkım karşısında içime gömülüp susmaktan başka yaptığım bir şey yoktu.
Ya gerektiği yerde en uygun cevabı vermeli ya da susup içimden kendi kendimle kavga etmeliydim. İncil’de yazdığı gibi “bir tokat yediğinde diğer yanağını çevirmeli!” Bu düşünce biçimiyle yıllarca yaşadım. Lakin, şimdilerde bu bana çok da doğru gelmiyor. İnsanlara dur demesini bilmediğimiz için insanlık gün geçtikçe daha kötüye gitmiyor mu. Susarak kimseye bir şeyler anlatamadığımız aşikar. Yanlış öğrettiler sonucu kendimizi ezdiriyor, taki boğazımıza gelene kadar sabrımızla sonuna kadar sınanıyorduk. Yaşadıklarımız öğretici oldu mu. Olmuş olsa dahi yılların ezikliği üzerimizde dur demesini bilmiyoruz. Orada dur bu benim sınırım geçemezsin hangimiz diyebiliyoruz. Hatır gönül diye diye kendimize en büyük kötülükleri yapmadık mı. Zorbalar her zaman kazanırken biz susarak onların işini kolaylaştırıypruz.
Ben kendi adıma değişemiyorum. İnsanları kırmak, incitmek gibi geliyor “dur” demek. Kimseler üzülmesin diye kendime kıyıyorum. Herkesi memnun, mutlu etmek asli görevimmiș gibi söküp atamıyorum zihnimden öğretilmișlikleri. Kanıma, ruhuma zuhur etmiş, kurtuluşum yok bu genetik hastalıktan. Bir nevii gönüllü köle modundan çıkamıyorum. Diğer türlüsü zalimlikmiș gibi geliyor. Vicdanım bir tek insanları mutlu edersem rahat. İnsanların bu zayıf yanımdan sızıp beni sömürmesi yavaş yavaş beni öldürüyor. Tek kurtulușum insanların bana ulaşamayacağı uzaklıkta olmak….
Vaha Sahra





















“Tek kurtulușum insanların bana ulaşamayacağı uzaklıkta olmak…” diye bitmiş bu yazı. Oysa bu en büyük yanılgı! // Sosyoloji’nın kurucu öncülerinden biri olan Emile DURKHEİM’ın ortaya koyduğu bir gerçek var: İnsan, diğer insanlarla birlikte ve toplumsal yaşamın içinde olduğu sürece var olabiliyor, insan olma özelliklerini koruyabiliyor. // Bu gerçeği Durkheim, “İntihar” adlı eserinde; yaşadığı dönemde Fransa’daki toplumsal yapıyı inceleyerek, istatistiki verileri analiz ederek sayılarla, örneklerle ortaya koyuyor. // Bu sosyolojik gerçeği, olgulara dayanarak bilimsel yöntemle açıklayan Durkheim, işte bu nedenle 19. yüzyılda sosyolojinin önemli öncülerinden, kurucularından biri oluyor. // Sağlık ve esenlik dileklerimle.