“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum”
Bilmek sadece öğrenmekle olur. Öğrenmeye açık olmak da ayrı bir meziyettir.
Covıd-19 ile çocuklarımızın (1/18 yaş aralığı) evlere kapandığı dönemlerde öğretmenlerimizin kıymeti bir değil bin kez anlaşıldı. İnsanı yetiştiren en büyük sanatkârlar öğretmenlerimizdir. Öğretirken eğiten, katlanan olmak ne kadar zormuş dediğinizi defalarca duydum. Mesele, kendilerine emanet edilen çocuklarımızın sadece eğitimi değil, onları idare edebilmektir. Eğitim yükünün sadece okullara, öğretmenlere yüklenmiş olması kısır bir döngü. Bunu kaleme almak ve tüm öğretenlere, öğretmenlere müteşekkir olduğumu ifade etmek isterim.
Her şeyi bilen ve her konuda fikir beyan eden insan grubu var. İki düşün, bir konuş ve bırakın da bilenler konuşsun. Dinlemek konuşmak kadar önemli. Siz de dinleyin! Okumadan âlim, yazmadan kâtip, gezmeden seyyah.” Giderek alimler, kâtipler ve seyyahlar çoğalmakta. Yeni bir şey öğrenmeden geçirdiğim günde mutsuz oluyorum. Bir kaç dost veya tanımadığım insanlarla sohbet ederken oradan alacağım birikim çok kıymetli. Mesela bisiklet sürmeyi bilmiyorum. Bu bir eksiklik ya da acizlik değil. Öğrenmek için geç sayılmaz dedim. Kıymetli dostum Âdem Hoca düşmeme garantili öğretirim dediği an çalışmalara başladık. Ben öğrenmeye başladım ve ufaktan bisiklete biniyorum. Kelimelerle tarifi olmayan bir mutluluk yaşadım. Sabır, istikrar ve kendinle barışık olunca geri döngüsü de güzel oluyor Aslında meraklı olmak ve öğrenmenin tatmini insana haz veriyor. Kendi hayatınızı değiştirdiğinizde dolaylı olarak size yakın olan kişilerin hayatını da değiştirmiş oluyorsunuz.
Mesele öğrenmeyi öğrenmektir!


















