Okulun yönetim ve öğretmenleri arasında geleneksel hâle gelmiş şakalar bu yıl da tekrarlanacaktı. Geçen hafta, müdür beye yapılan okul yanıyor şakası yerine ulaşmıştı. Bana şaka yapamazlar, kül yutmam diyen müdür, şakalanmıştı.
Bu haftadan itibaren, tarih öğretmenine şaka yapılacaktı. Roller belirlenmiş ve hazırlık safhasına geçilmişti. Konu trafikti. Trafik cezalarının artması, yakalananların vasıtalarına el konulacağı günün konusu olarak konuşulacaktı.
Tarih öğretmeni kaza yapan aracın kurtarıcıya yüklenmesine bakıyordu. Ekip öğretmeni çevirdi. Öğretmen gayet rahat ve samimi bir davranış gösteriyordu. Ekip amiri, ehliyet, ruhsat ve kimliklerini istedi. Tarih öğretmeni, ceplerini yokladı, hiçbiri yok. Tekrar aradı yine yok. Sakin insan kızardı, bozardı, terledi. Sanki küçüldü ne yapacağını bilemedi. Eli ayağı titredi. Kekeleyerek yok, okulda kalmış diyebildi.
Ekip amiri, dinlemedi ve arkadaşlar motoru bağlayın ve bir saat süre verin cezayı getirmezse satılacaktır diye belgelendirin. Üç dört defa tekrardan sonra ceza ne kadar diyebildi. Her yok olan evrak başına verilen ceza maaşını geçiyordu.
Tarih öğretmeni, ilçede beni tanıyorlar, bana bir şey sormazlar diyordu. Serbest hareket eder, kale komutanı gibi davranırdı. Beraber kaldığı arkadaşı, cebinden ne varsa almıştı. Müdür de sınava girmeyebilirsin diye izin vermişti. Öğretmen de ilçeye ihtiyaçlarını almaya gidiyordu. Müdür amire de yakalama rolünü vermişti. Amir yeni tayin olduğu için, öğretmen onu tanımıyordu.
Okula dönen öğretmen, süt dökmüş kedi gibi sessiz ve sakin, sınavdaki arkadaşlarına dert yanıyordu. Kimseden para bulamadı. Son çare müdür beye gitti. Müdür bey sınavdan sonra bakarız dedi. Biraz rahatladı. En azından motor kurtulacaktı.
Öğretmen, kırmızı surat ile sınav sonuna kadar dolaştı, ofladı. Eve koştu kimlik, ehliyet orada da yoktu. Okula geldi, sınav bitiminde müdür söz vermişti ki, motoru kurtarmak için para vereceğim. Öğretmen müdürü bekliyor, sorulara cevap veremiyordu.
Öğretmenin saçları diken gibi dikleşmiş, gözleri çukurlaşmıştı. Elleri titriyordu. Nasıl yakalandım, arabaya ne bakarsın çek git niçin duruyorsun. Koridorlarda söyleniyor, kendini suçluyordu. Müdür çağırınca sevincine koştu. Ona kurtarma parasını saydı ve zarfa koydu. Masanın üzerine bıraktı. Beş dakika sonra sınav bitiyor, arkadaşlar seni arabasıyla bırakır diyor.
Öğretmen teşekkür üzerine teşekkür ediyor. Hatamın, beklemek olduğunu biliyorum, diyor. Müdür bey, niçin kimliğin yanında değil? Dediğinde ise umursamazlık diyor. Müdür bey şunu anlıyor ki, hiçbir şekilde şüphelenmedi.
Sınavdan sonra, öğretmenler de müdürün odasına gittiler. Sınav kâğıtlarını verdiler ve oturdular.
Müdür, kurtarılması için, parayı veriyorum ama arkadaşlar sizden toplayacağım dedi. Öğretmenler de bu ay hemen kesin dediler. Arkadaş belki akıllanır.
Bu arada hizmetli içeri girdi ve müdür bey, misafiriniz var dedi. İçeriye ekip amiri ve arkadaşları girdi. Öğretmenin çehresi attı. Ne oluyor, niçin geldiler?
Müdür bey, öğretmen arkadaşa, şaka sıranı savdın dedi. Beraber güldük. Fakat öğretmen ne yapacağını şaşırdı. Hareketleri anormalleşti.
Börek ve çayları hazırlamak üzere dışarı çıktı.
HasanTANRIVERDİ





















