Hayatın kavgası dirlik ve düzenlilik içindir. Bu kavga gerçekten zor ve yıpratıcıdır. Kavga yaşantının sürdürülmesi ve kimseye muhtaç olmamak için yapılır. Ailenin ayakta kalması adına verilen bu kavgada korunma ve beslenme esastır.
Ailenin korunmasında ve iğneden ipliğe her şeyin elde edilmesinde bireyler gücünü ortaya koyarak çalışır. Hayata tutunmak bu sayede başarılır.
Topluma hangi yönden bakarsanız bakınız, üretmeyen ailelerin dirlik ve düzenliliğini koruması mümkün değildir. Çünkü dirlikli olmak, üretmek ve ürettiğini bilinci olarak kullanmaktan geçer. Üretim toplumu olmak, üretileni satmak, bu sayede yaşam kalitesini yükseltmek gerekir. Aksi hâlde aileler veya toplum başkalarına avuç açar hâle gelir. Avuç açandan bir şey beklenmez ve hayatiyetini de sürdüremez.
Dirlik ve düzenlilikte insanların kavgada görev alması gerekir. Aksi durumda ailelerin dağılması kaçınılmazdır. Yıkılan ailelerle ilgili anlatılan hikâyelerde olumsuzlukların hat safhada olduğu bilinen bir gerçektir.
Ailenin çalışmasını yönetimlerin desteklemesi gerekir. Bireylerin de bu çalışmalara katılması sağlanmalıdır.
Aile toprağını fabrika gibi işletmelidir. Elde ettiği ürünlerini değerlendirmelidir. Değerlendirme, satma olayı ile yapılır. Ayrıca kış mevsimi için hazırlığa dahil edilir. Örneğin, meyveler kurutulur, reçel yapılır. Sebzeler değerlenir. Ayrıca tohumlardan yapılacak olan işlemler gerçekleşmelidir.
Bağ ve bahçe çalışmaları için titiz davranılmalı, biçilen çayırı kurutmalı, fasulye, biber ve domates hemen işleve sokulmalıdır.
Ağaç dalları kesilir ve odun ihtiyacı karşılanmış olur.
Tavuklar ve arı kovanları da dirlik ve düzenlilik için önemlidir.
Her şeye rağmen üretmek kolay değildir.
Hasan TANRIVERDİ





















