Çocuklarımız ana sütü kadar temiz, ana sütü kadar gerçek ve masumdurlar. Leke kaldıramazlar. Onun için korunmaya muhtaçtırlar. Çocuklarımız devletin güvencesi altında olmalıdır.
Peki devletimiz çocuklarımıza gerekli özeni gösteriyor mu, hayır. Gösterseydi, çocuklarımızı emperyalizmin emrindeki cemaat yurtlarına teslim etmezdi. Çocuklarımız yanarken, körpecik dimağlara, başka bir milletin sempatisi aşılanırken, İslamcı geçinenlerin içinde milli kahramanlarımızı kötüleyici, geçmişimizdeki kutsal olayları hafife alıcı, zehir şırınga edilerek, çocuklarımızı kendi vatanına düşman hale getirilmesine engel olurdu.
Sonuçlar ortada. Durum gittikçe kötüye gidiyor. Çocuklarımız bir cemaat çengelinden kurtulup diğer cemaatlerin çengele takılıyor. Devletimiz, milli ve manevi değerlerimize düşman olan yurtları, dernekleri derhal ve hemen kapatmalı, kendi yurtlarının sayısını artırmalıdır.
İhmal, duygusal, fiziksel istismar ve cinsel istismar çeşitleri; taciz, tecavüz, çocuğun ruhsal dünyasında tamiri imkansız yaralar açmakta, çocuğun gelişimi en üst düzeyde tamamlamasını, potansiyelini gerçekleştirmesini önlemektedir.” Son yıllarda çocuk istismarı ve ihmali giderek artmaktadır. İngiltere’de haftada dört, ABD’de ise günde üç çocuk, çocuk istismarı ve ihmali nedeniyle ölmekte, 4 yaş altında her bin çocuktan biri fiziksel istismara uğramaktadır. Çocuk istismarı oranı dünyada %1 ila % 10 arasında değişirken ülkemizde bu rakam %10 ila %53 arasındadır ve duygusal istismar %78; fiziksel istismar %24; cinsel istismar ise % 9 oranında olduğu bulunmuştur. İstismara maruz kalan çocuklarımızı korumak vicdan sahibi herkesin en birinci vazifesidir. Çünkü onlar bizim geleceğimizdir.
Yüce Tanrım çocuklarımızı her türlü tehlikelerden korusun.
Yusuf Yılmaz





















