Asrımın gözü çıksın. Geçmiş gitmiş güzel çağlar.
Tarih tekerrürden ibaret. Peygamberler tekrar tekrar gelmiş. Güneş de gidip geliyor… Mevsimlerde
Ah gönlüm altın çağ geçmiş…
Peygamberlerin yaşadığı çağlar altın çağlar… Gönüllerin baharı olmuş o çağlar… O çağı özlemeyen yok. Karanlığın içinde parlayan her yıldız gönül o çağı özlüyor.
Altın çağın takvasına, tekrar kavuşmak arzusu, inananların ülküsüdür.
Teknolojinin “Altın çağı var. Tufan öncesi uygarlık altın çağ olarak isimlendirilmiş O uygarlığın altın çağı ama “Gönüllerin altın çağı, peygamberimizin çağı…
Baharda topraktaki tohumların uyanması gerçekleşir. Peygamberlerin yaşadığı çağlarda ise gönüller uyanır… Veyl olsun “Ebu Cehillere”…
Günümüzde birçok kişi birbirinden farklı ekollere ilgi duyuyor. Kimi enerji, yoga, meditasyon… Kimisi yıldızların, gezegenlerin dünyamız ve kişiler üzerindeki etkilerine kimisi ise kutsal metinlere ya da bilimsel bakış açısıyla manyetik alanların insanlık ve yerküre üzerindeki etkilerine merak salıyor… Bir arayış var bir sözde “Arayan belasını bulur; arayan mevlasını bulur”denilmiş, mü’minler, peygamber devrindeki takvayı arıyor…
İçinde olduğumuz zaman da gönle güzel imkanlar sunmuyor. Bir şiirimde bu gerçeğe de parmak basmışım
Çağımız gönle düşman, dik duran gönüllere selam olsun.
Yiğit gönüller, çınar gibi rüzgarlara direnen gönüller var… Bilal’ler
,Yasir’ler var her çağda… Veyl yenilgiyi kabullenene
Asrımın gözü çıksın
Gönlüme acı Allahım
Asrımın gözü çıksın
Gönlümde kalmadı neşe
Gözüm baksın güneşe
Yırtılsın gözümde kirli perde
Asrımın gözü çıksın
Asrım gönlüme düşman
Sınavımı kolay eyle Allah’ım
Asrım Taif gibi eli taşlı
Elinde Ebrehenin filleri var
Dikenli fitneleri var
Ebu Lehepleri tarla tarla
Sermayesi aşk gönlümün…
Sermayesi gül gönlümün…
Hakkı güneş gönlümün





















