Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Edebiyat & Sanat Edebiyat

Doğduğum Gün

Ömer Sabri KURŞUN Yazar Ömer Sabri KURŞUN
26 Ocak 2025
Edebiyat, Ömer Sabri KURŞUN, Öykü Tefrikaları
0
Doğduğum Gün
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Merhaba dostlarım____ Yıllardan 1949 günlerden Ocak ayının 25.günü sabaha karşı bir saat.

Ve bir leylek gagasın da bir bebek taşıyor Adananın Ceyhan ilçesi semalarında, eski hamam sokağında ki bir eve doğru… A birde ne göreyim tam evin yanında bir okul. Sonradan öğrendim ki adı Sakarya imiş okulun. İşte o gün düşmüş Necip Fazıl Kısakürek’in – “SAKARYA TÜRKÜSÜ” gönlüme… Dedim ki; anneme söylerim bu okula verir beni…

Yahu insan sabahın o saatinde anasını rahatsız eder mi?.. Bebeklik işte dünyayı merak ediyor ya sanki merak edilecek bir yermiş gibi… Ve durmamış işte___

Evet, Doğduğum gün bugün. 76 yıllık acısıyla, tatlısıyla süregelen bir ömrün 77. yılına başlangıç…

Kimileri için iyi ki doğmuşum kimileri için ise neden doğmuşum?..

 

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin…

Böyle başlar dizelerine Nazım Hikmet, Abidin Dino’ya sorarak.

Ben bugün kendi içimde mutluluğun resmini çizdim. Evet yıllar önce bugün doğmuşum.

 

Yılda bir kez kendimi çok garip hissederim. “Bugün ben doğmuşum yaa” derim. Evet bugün ben doğmuşum.” İçimde var olmanın ilk anlarının olağanüstü hayranlık duyguları. İçim kabarır, coşar, bir başka olur tanımsız. İlk doğduğum zaman ki anlar, adeta beni kucaklar. Bedenim bilmez ama ruhum bilir o anların harikalığını.

 

Mutlu bir beraberliğin en güzel meyvesidir bir bebek. Aile olmayı ifade eder tam olarak. Sevinçle haber verilir dostlara bir bebek beklendiği müjdesi. Heyecanla bekleme zamanı kapıdadır. Gün gelir doğdu doğacak derken belirsiz bir saatte ya işini yarım bıraktırır sancılar içinde ya da uykundan uyandırır. Mutlu sona çok az bir zaman kalmıştır. Şaşkınlık, mutluluk, heyecan duygu karmaşasında ne olduğunu anlayamadan uzun zamandır beklediğin yüz kucağına verilir. Gözyaşları içinde.

 

Benim doğum hikâyem de bu anlattıklarımdan farksız. Bir sabah merhaba demişim yaşama.

Erken bir saatte çirkin ama minicik bir erkek çocuğu olarak…

Bilmem kaç sene önce güneşin ardından ben doğmuşum. Ne iyi etmişim de doğmuşum. Çünkü birçok kaybettiğimi ve hala yaşamda olan büyüklerimi sevindirmişim, onları mutlu etmişim, yüzlerini güldürmüşüm…

 

Dünyaya ilk geldiğim gün bugün. Bir süreliğine misafirliğim varmış işte. Doğma sıram gelmiş. İşlerimi yapınca da gideceğim. Her ne ise yapmam gereken, yapacağım işte ben bilmeden. Bilmesem de bilirim, bilmesem de yaparım, bilgi benim içimde, dünya benim içimde. Gözlerimi açmamak üzere kapattığımda dünya yok bitti. Ben varsam dünyam var. Yoksam hiçbir şey yok. Ben yolcuyum iki karanlık arası.

Sıradaki basamağa hazırlanmam lazım. Yeniden doğmadan üst basamağa geçmeliyim.

 

Geçmeliyim geçmeliyim ama şöyle bir bakınca geriye dönük 76 yıl içerisinde neler yaşanmadı ki ve nelere şahit olunmadı ki?..

Sevincin gözyaşları oldu kimi zaman kimi zaman hüznün gözyaşları. Gülerken ağladığım oldu ama ağlarken güldüğüm de.

Yüreğim sığmadı bedenime, bir yumruk geldi oturdu kimi zaman da gırtlağımın orta yerine.

Avaz avaz bağırmak istedim kimi zaman kimi zaman ise nefes dahi almadan belki oturup kalmak bir yerlerde. Göğüs kafesimin içinde deli gibi çırpındı yüreğim, aklım bir karış havada dolaştım kimi zamanlar. Kimi zamanlar yüreğimin dediklerine inat aklıselim içinde buz kestim herkesin önünde. İçimdeki kopan fırtınalar yüzümde bir dalga dahi yaratmadı o zamanlarda. O zamanlarda dahi bilmedi kimse dalgasız denizin dibinde ki yarılan kum tepelerini.

 

Hesapsız param hiç olmadı ama parasızda kalmadım. Aç yattığımı da hatırlamam. Yattıysam da eğer ya kendi aptallığımdan ya da keyfimden.

Çatlayıncaya kadar yedim kimi zaman, kimi zaman içtim içkiyi kusana kadar. Aldım tadını rakının, kokusu mest etti bir zaman. Bir zaman iğrendim anasonun kokusundan. Ama ben içmediğimde neden içiyorsun diye de sormadım kimseye.

 

Uzun yıllar geçti üzerinden yaşadığım her yıl üzerimde bir çentik olarak duruyor, çentikler yüzümde beliren çizgiler, göz kenarlarımdaki kaz ayakları. Âmâ ben hepsini seviyorum her çizginin benim için bir anlamı bir değeri var. Onlar pahalı elde edilmiş tecrübelerin izleri. Hayatıma giren herkesten bir şeyler öğrendim hepsinden de iyi ve kötü izler var. Âmâ artık olgunluk yaşındayım kötü izleri silip güzelleri ile yer değiştirmeyi canımı sıkan insanlara arkamı dönmeyi öğrendim. Artık çok şükür olumsuzu olumluya çevirebiliyorum. Yaşadığım hayattan çok şey öğrendim ve kendimce çok şey başardım. Daha yapacaklarım, yapmak istediklerim var.

 

Vatan millet kurtardım bir zamanlar, bu çabam hala sürmekte ama bir arpa boyu gitmedi. Kafelerde duman altı oldum okey oynarken. Pek bir keyif aldım o anlardan. Anlattım herkese o günleri tüm sefilliğime ve serseriliğime rağmen. Utanmadım ama ne yaptıklarımdan ne düşündüklerimden.

Hızlı bir devrimci oldum, yürüdüm yollarda bağıra bağıra. “GO HOME AMERİKA” dedim kordonda ve Frukolardan cop yiye yiye bir hal oldum. Siz hiç gecelediniz mi bu nedenle Kordonda ki Kantar karakolunda. Benim gibi İzmir’de yetişen 68 kuşağı olanlar bilir orayı…

 

Din felsefesine merak sardım anlamaya çalıştım, anladığımca da anlatmaya.

Eşit olalım dedim tüm insanlar sonrasında ise insan olma özelliklerini taşıyanlar dedim.

Bir başka insanın canını kendi canına kastetmedikçe alanlar insan olamazlar dedim.

Dedim ki küçücük çocuklara uyuşturucu satanlar, onları porno malzemesi yapanlar insan değiller, insan değiller dedim hedef gözetmeksizin küçücük çocukların canlarını alanlar.

Bilmiyorum dedim, bilmediğim soruların cevapları için. Utanmadım da bilmiyorum demekten. Üstüne de yatmadım bilmediğim şeylerin ve öğrenmeye çalıştım elimden geldiğince. Ve var olan sese kalem oldum yazdım yazdım…

Ama hep vatan diye bağırdım, yazdım. Bunun yanı sıra başka şeylerde yazdım ama bu önemliydi çok yazdım söyledim. Çünkü Vatan olmazsa öbürleri zaten olmazdı… Vatanımı sülükler emdikçe… Canım bundan yandı, yoksa anamdan, babamdan yediğim dayaktan değil… Komşu mahallede kız yüzünden yediğim dayaktan da değil…

 

Ama hala bir çocuktum o yıllarda rahmetli annemin gözünde ve birçok şeyi bilenim bazılarının gözünde. Annemin gözündeki çocukla, birleri için ideal olanı birlikte yaşadım.

Şımardım delikanlı yaşıma rağmen annemin yanında ve vakur bir duruş sergiledim diğerlerinin önünde.

Ne annem inandı diğerlerinin yanındaki halime, ne de diğerleri inandı annesinin yanındaki şımarık koca bebeğe. Hani ben de arada bir karıştırmadım değil kimin yanında ne olduğumu ama olsun ikisi de bendim zaten.

 

Birçok şey yaşandı geçen 76 yılda hepsini anlatmak mümkün değil elbette ve mümkün değil benim gibi yaşamanız bunları. “Yaşamak lazım, anlatmak mümkün değil”.

Geçen bunca yılın ardından bugün yaşadıklarımla mutlu ve yaşayacaklarımla huzurluyum. Pişman olmadım ve keşke demedim. Ne yaptıysam ben yaptım, yapacak kadar olgun isem o zamanları da sahiplenecek kadar da olgunum şimdi.

Kim ne derse desin, ben iyi ki varım bu dünyada. Sonsuz teşekkür ediyorum anneme ve babama. Babama rahmet, anneme sağlık uzun bir ömür diliyorum 76 yıl için…

 

Her nefes alan canlıyı seviyorum. İyi ki varsınız hayatımda olanlar, yolu yolumla kesişenler…

Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Huzur ve güven içinde yenen kuru bir ekmek, endişe içinde yenen baldan daha tatlıdır. Namus içinde yaşanan bir çadır, ahlaksızlığın hüküm sürdüğü bir köşkte yaşamaktan daha sevimlidir.

Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız günler dilerim. Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun…

 

Her birinize bu günü anımsadığınız ve hatırladığınız, hayatımda geçen bunca süreç için ve ne kadar olacağını bilmediğim bundan sonraki her nefes aldığım gün için söylediğiniz, yazdığınız her iyi dilek ve temenni için sonsuz teşekkürlerimi ve en kalbi saygı ve selamlarımı sunarım.

Sevgi ve muhabbetlerimi iletiyorum güzel gönlünüze…

 

Dipce;

Bu arada dostlarım şu Facebook denilen sosyal medya sırdaşımız var ya orada yüzlerce kutlayan arkadaşlarımın arasında teşekkür edip cevap vermeyi atladığım varsa parmak kaldırsın.

Neden diye sorduğunuzu. Duydum… Duydum… Merak mı ettiniz. Ne mi yapacağım?..

Geçmiş yılların hesabını ona ödeteceğim. -)))

Allah Allah… Ne yapacağım ki arkadaşlar, cevap vermeyi unuttuğum varsa kendisinden özür dileyeceğim. Ve de diliyorum işte…

 

25.01.2025

Ömer Sabri KURŞUN

Paylaş
Etiketler: Bebekdoğum hikayemleylek
Önceki Yazı

Göz Damlası

Sonraki Yazı

Karanlıktan Kim Nasıl Kurtardı Beni?

Ömer Sabri KURŞUN

Ömer Sabri KURŞUN

İlişkili Yazılar

Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Yaşlı Adam Yanıyor
Hasan TANRIVERDİ

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
5k
Boğazımızın Sisi
Hasan TANRIVERDİ

Boğazımızın Sisi

04 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Karanlıktan Kim Nasıl Kurtardı Beni?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap