ÖDEV…(Son Bölüm)
İkinci fotoğraf karesini yatak odasında çekmek istemiştim: Ve şu şekilde kurgulamıştım.Genç kadın bir zamanlar, “Cennetim” dediği yatak odasına adımını atar atmaz gözlerine inanamamıştı!
Oda tertemizdir. Her şey yerli yerindedir. Eşyalar dün bıraktığı gibidir. Hiçbir köşede ne bir örümcek ağı, ne de tozun zerresi vardı.Yatak hiç bozulmamıştır.
Yatağın en şaşırtıcı yanı ise üzerinde kırmızı gül yaprakları serpilmiş olmasıydı. Yatağın ortasında beyaz güllerden ” Yuvana Hoşgeldin Aşkım” yazısını okur okumaz şaşkınlığı katlanmıştır. Sonra genç kadın derin bir nefes alır. Gözlerini kapar. Geçmişin sayfalarında anılarını görür.
Bir süre ayakta öylece durur. Tam odadan ayrılacaktır ki etejerin üzerinde ikiye katlanmış kağıdı fark eder. Kağıdın üzerinde adını okur.
“Aslı”
Mektupta şu satırlar yazılıdır:
” Sevgilim, Aslı’m, Ömrüm,
Seni sevmediğime kendini öyle kaptırmıştın ki benim bir başkasıyla olabileceğime bile inandırmıştın kendini.
Biraz eve geç kaldığımda, kıskanç bir kadın rolünü oynar olmuştun. Bende daha fazla tartışmamak adına hafta sonlarını ” İş gezisi bahanesiyle” dağ evimizde geçirir olmuştum.
Vedasız gittiğin o gün de arkadaşından( Serap) destek almıştım. Telefonuma gelen mesajlar planımızın sadece bir parçasıydı. Arkadaşın tarafından yazılmıştı. Eğer ki, mesajların iletildiği numaraya dikkat etmiş olsaydın, zaten anlayacaktın. Kıskançlıktan gözlerin öyle kör olmuştu ki öfken aklını kuşatmıştı.
Amacım; seni balayımızı yaşadığımız, evlilik yıldönümümüzü kutlamak adına dağ evimize çekmekti. Aşkımızı yeniden ilk günkü gibi yaşayacaktık. Kalbimde senden başka kimsenin yeri olmadığını sana gösterecektim.
Gitmeden önce keşke diğer mesajları da okumuş olsaydın. Gerçeği anlama fırsatım olacaktı. Ama arkana bakmadan gitmiştin. Üstelik de numaranı da değiştirmiştin. Sana giden bütün yolları bana kapamıştın.
Tek umudum, senin “5 yıl sonra görüşmek üzere…” yazdığın cümleydi.
Oğlumuzun doğum gününde, okula başladığı ilk günde geleceğinin hayaliyle bizde bugünü bekledik.
Seni oğlumla dağ evimizde bekliyor olacağız.
Hoş geldin aşkım.”
.
Hocamızın anlattığı öykünün finaline çok az kalmıştı. Bu kez genç kadını yatağına oturmuş bir vaziyette “ikinci mektubu” okurken çekmeliydim.
Mektubu ön planda netlemeyi, arka planda gül yapraklarıyla süslenmiş yatağı karenin içine aldığımda denklanşöre basmıştım.
Emine Pişiren/ Kocaeli