Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Eğitim

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Muhsin DURUCAN Yazar Muhsin DURUCAN
29 Temmuz 2023
Eğitim, Kitap İncelemesi, Muhsin DURUCAN
0
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
403
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Böylesi kaliteli kitabı ikinci kez okudum. İlki öğretmen okulu yıllarım… Her okuyuşum geliştirdi ve ileri ileri götürdü. O doğrultuda görev yaptım. Öğretmene düşen görevi iliklerimde hissettim. Kimi kitapları bir kez okumak yetmez. Bu türler, budandıkça yeni filizler veren sarmaşık gibidir. Satırlarındaki düşünceler zihninizin her kıvrımında sindirilir. Memet Türkkan’ın Güneşin Katli de böyledir.
Değeri bilinmeden kapatılann köy enstitülerinin işlevini Beyaz Zambaklar Ülkesinde ile özdeşleştirmeden edemedim. Okuma yazmam var, ülkemi ve insanları seviyorum… Diyenlerin, bu yapıtı elden bırakmadan okumalarını dilerim.
Şimdi edindiklerimi aktarayım: Beyaz Zambaklar Ülkesinde, adlı yapıt,  Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrilmişti. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu! Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların öğretim programlarına alınması buyruğunu vermişti.
Yapıtın varlığından bilgisi olan Atatürk, kitabı hemen getirtmiş ve inceledikten sonra basılmasını ve sonra da en geniş şekilde dağıtılmasını emretmiştir. Ayrıca Milli Savunma Bakanlığı da eseri derhal askeri okulların müfredatına (öğretim programlarına ) aldırtmış ve bu eserin, subay adaylarının el kitabı olmasına karar verilmiştir.
Yapıt, Rus kökenli bir papaz olan Grigory Petrov’un kaleminden çıkmadır. Yazar, söz konusu eserde, bataklık ve granitlerle kaplı bir cehennem toprağı olan Finlandiya’nın bir insan ömrü kadar süre içinde nasıl kalkındığını, zambakların bataklıkta nasıl boy verdiğini ve cehennem ikliminin nasıl cennete dönüştüğünü anlatmaktadır.
Söz konusu dönüşüm, ülke toprağının verimliliğiyle, ekonomik kalkınmayla sınırlı değildir. Yazar, bize esas olarak insanların, yani toplumların nasıl kısa bir süre içinde çağ atlayarak uygarlık sürecini yakalayacaklarını anlatmaktadır.
Bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir savaşım verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.
Halkların destansı özverisiyle yoksulluktan kurtularak, ekonomik, politik ve kültürel olarak nasıl mükemmel bir ülke yaratılabileceğini gösteren, okurlara dudak ısırtan ölümsüz bir eser… Beyaz Zambaklar Ülkesinde, kurgusal bir romandan daha çok, ders verir nitelikte ve ülkemizi, kendimizi, yaşayışımızı sorgulatan bir çalışmanın okura sunulmasıdır.
Kitap Özeti Şöyle
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının yazarı Grigory Petrov kitabı başkarakter Snelman’ın ağzından bölümlerden oluşarak anlatılıyor.
Finlandiyalılar 1811 yılına kadar İsveç egemenliği altındaydı. Bütün iktidar, ticaret ve sanat, okullar ve hatta kilise bile İsveçlilerin elindeydi. Yönetici ve aydın kesimi oluşturanlar, öğretmenler, doktorlar, memurlar ve subayların tamamı İsveçliydi. Bu insanlar Finlandiyalılara üstten bakıyorlardı. Bu durum Finlandiya halkının kültürel gelişimini de etkilemekteydi.
19. Yüzyılın sonlarına kadar kültürel gelişimleri sadece temel okuma yazma becerileriyle sınırlıydı. Fakat Rusya 1808 yılında Finlandiya’nın yarısını ele geçirdi ve Rus Çarı eskiden sahip olunan tüm hakların aynı kalacağı sözünü verdi. Bu olay ile beraber kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağını elde ettiler. Fin kültürünü geliştirmek için önderlik etme görevini Johan Wilhelm Snelman üstlendi.
Snelman yeni kuşak Fin aydınlarının en parlak temsilcilerinden biriydi. Finlandiya’nın gelişmesi için adeta seferberlik ilan etmişti. Bu göreve öncelikle aydınlarla konuşarak başladı. Onlara aydın olunmanın halka üstten bakmak olmadığını, kendileri ne kadar bilgiliyse halkında öyle olması gerektiğini, öğrendikleri her şeyi halka da anlatmaları gerektiğini söylüyordu. Toplumun alt kesimlerini daha iyi bir hayat kurmak için ne yapmaları gerektiği konusunda eğitmeliydiler. Aydınlardan sonra ise sırada öğretmenler vardı. Yaz boyunca konferanslar veren Snelman, işlerini iyi yapmaları konusunda öğretmenleri yönlendiriyordu.
Din adamlarını da bu hedef doğrultusunda çok önemli kişiler olarak görüyordu Snelman. Dinsizliği halkın sahip olduğu bütün kutsal değerlerin ölmesi olarak tanımlıyor ve bu maneviyat ruhunun ölmemesi ve insanların umutlarını kaybetmemeleri adına din adamlarına çok iş düşüyordu. Din adamları çocukları ve gençleri bir araya getirerek, onları etkilemeye ve inanç aşılamaya çalıştılar.
Bunu yaparken de zekâyı, bilimi ve hayatın zevklerini aşağılayıp küçümsemediler.
Yönetimde ise Finlandiya ve Rusya arasındaki anlaşma çerçevesince yeni hükümlerin yazdığı yeni bir anayasa 1816 yılında kabul edildi. Böylece parlamento yeniden çalışmaya başladı. Finlandiya’nın her yerinden devlet memurları Helsinki’ye akın ettiler. Böylece İsveçli devlet adamları yerine Finlandiyalı memurlar geçmiş oldu. Snelman’ın memurlara çağrısı ise şöyleydi: ‘Vatandaşlarımızın yasalara saygılı ya da daha fazlası olan derin adalet duygusuna sahip bireyler olarak yetiştirilmesi için bize yardımcı olunuz.’
En büyük değişimlerden biriside Ordu’da oldu. İsveçliler döneminde kışladaki askerler içki içer, kumar oynarlardı. Halkla ilgili olan hiç bir konuyla ilgilenmezler ve kaba davranırlardı. Snelman ve arkadaşları bu konuyla ilgili de yenilik yaptılar. Subaylara konferanslar vererek askeri eğitimin önemine değindiler. Artık tüm aileler oğullarının askere gidip iyi eğitim almalarını istiyorlardı. Çünkü kışlada bilimden kültüre kadar kaliteli bireylerin olması gerekirdi.
Bu küçük ülke adına çok büyük adımların atılması gerçek oldu. En alt kesimden en üst kesime kadar tüm insanlar çok çalıştı. Bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan Finlandiya’da insanlar kayalıkların üstüne verimli topraklar yerleştirdiler ve buralarda tarım yapmaya başladılar. Üretim yaptılar, okullar açıldı, insanlar okumaya başladılar. Bu ve bunun gibi birçok etken sonucu şimdilerde Finlandiya, eğitim düzeyi yüksek bir gelişmiş ülkesidir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Finlandiya), ilk kez 1928 yılında Prof. A. Haydar Taner tarafından Bulgarcadan Türkçeye çevrilmiştir. Ardından 39 yıl içinde tam 11 baskı yapmıştır. Kitap sadece askeri okullarda değil, aynı zamanda öğretmen
okullarında da okutulmuş ve diğer başka okulların öğrencilerine de tavsiye edilmiştir.
Yapıt, Balkan dillerinin yanı sıra Türkçeye de kazandırılmıştır. Bizdeki etkisi azımsanamaz. 13 Kasım 1929’da kitabın Türkiye’de yapılan ikinci baskısına yazdığı Önsöz’de Ali Haydar Bey, etkisine dair ayrıntılı bilgi vermektedir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının Türkçe çevirisi,  basınımız tarafından da ilgiyle karşılanmıştır. Milli Talim ve Terbiye Heyeti Reisi Mehmet Emin Bey, Hayat Mecmuasının 74. sayısında kitaptan övgüyle söz etti:
‘Elimde olsa Haydarpaşa-Ankara arasında seyahat eden her bir yolcunun eline bu kitabı tutuşturur, kitabı okuturken bir yandan da çevrede bulunan toprak yığını köylere baktırırdım. Öğretmen olsaydım, çocuklara, bulunduğum şehrin kenar semtlerini gezdirirken, evlerde konuşulanları tekrarlatırken yeme içme, giyim kuşam tarzlarını gösterirken Grigory Petrov’un kitabından sayfalar okurdum.
Komutan olsaydım, askerlerimin toplandıkları koğuşlara bu kitabın bazı sayfalarını kopya eder ve asardım. Düşüncelerin davranış ve yaşantı üzerindeki etkisine inandığımdan bu kitaptan yararlı sonuçlar beklerdim. (…) Şu toprak yığınından ibaret köylerin, ortasından lağımlar akan sokakların kalkmasını içtenlikle arzu ediyorsanız, bunlardan iğrenen bir toplum oluşturmak zorundasınız. İşte Beyaz Zambaklar Ülkesinde bizlere bunları telkin ediyor.
Eserin en güzel bölümlerinden biri de, askeri kışlaların nasıl bir halk okulu olduğunu anlatan kısımlardır. Bu bölümler bizim için baştan sona bir program modelidir. Birçok köyde daha uzun yıllar öğretmen bulundurmak imkânını elde edemeyeceğiz. Onun için köylümüz temel eğitimini kışlalarda alacaktır. Finlerin kışlalarına soktukları ruh, aynen bizim ideallerimizi de yansıtıyor. Kitabı okuyup bitirdikten sonra çevredeki toprak köyler yıkılıp gidiyor. Her şeyden ancak alay etmek niyetiyle, eğlenmek için söz eden, ruhsuz, bencil tipler yanınızdan uzaklaşıyor. Yalnız halk sevgisini, yurt aşkını duyuyorsunuz. O zaman Beyaz Zambaklar Ülkesindenim ne demek olduğunu anlıyorsunuz.”
Peki, söz konusu eserin Balkanlar’da ve Türkiye’de böylesi bir ilgiyle karşılanmasını, hatta ‘birdenbire’ bir yangın alevi gibi bütün toplumu sarmasını nasıl açıklayabiliriz?
Eserin Balkan ülkelerini ve Türkiye’yi etkisi altına almasının ve özellikle de birkaç yıl içinde (ki bu yıllar aynı zamanda okuma yazma oranının pek de yüksek olmadığı 20’li, 30’lu yıllardır) onlarca kez baskı yapmış ve yüz binlerce adet satılmış olmasının ortak tarihsel bir nedeni olmalıdır. Bulgar, Makedon, Sırp ve Türk aydınları, özellikle de kitabın yaygın bir şekilde dağıtılmasını öneren ve örgütleyen bürokratlarımız, bu kitapta dile getirilen ideallerin aynı zamanda kendi idealleri olduğunu hemen anlamışlardır.
Finlandiya gibi bataklık ve granitten oluşan küçük bir ülkenin kısa süre içinde uygar bir topluma dönüştürülmesi, modernleşme hamleleriyle başarı üstüne başarı kazanması, söz konusu ülkenin yöneticileri ve aydınları arasında yoğun bir coşkuya neden olmuştur. Çünkü kalpler aynı idealler için çarpmaktadır.
Finlandiya ve Snellman (Beyaz Zambaklar Ülkesinde) örneği, Türkiye ve Balkanlar’da arzulanan toplumsal ve siyasi amaca nasıl ulaşılacağını da göstermektedir. Bunun yolu, her alanda yararlı ve gerçek projeleri uygulamaktan geçiyordu. Daha doğrusu, söz konusu siyasal ideali bir roman kurgusu içinde betimleyen Petrov, gelişmekte olan yoksul ülke devrimcilerinin ve bürokratlarının zihnini uyandırmış, yüreğine dokunmuş, ruhlarını şahlandırmış ve azimlerini bir kat daha artırmıştır.
***
Beyaz zambaklar Ülkesinde Fin kalkınmasının özverili bir halk doktoru için şu cümleyle bitiyor: “Milletin sağlığı için çalışıp didinen büyük kahramanın adı sonsuzluğa kadar övülsün”.
Ben, sen, o, biz, hepimiz ise “Ulu Önder’e şöyle seslenmeliyiz: “EY, MİLLETİNİN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN SAVAŞAN BAŞKUMANDAN, CUMHURİYETİ KURUP HALKINA EMANET EDEN CUMHURİYET MİMARI, MİLLETİNİ AYDINLATAN BAŞÖĞRETMEN, YURDUNU KALKINDIRAN BÜYÜK İKTİSATÇI, HUKUK VE ADALETİ MODERNİZE EDEN ULU ÖNDER, ANADOLU TOPRAĞINI İŞLEYEN BAŞÇİFTÇİ AZİZ HATIRAN ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYOR, ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
*
Kitap bir yönüyle modern bir ulusun ve devletin yaratılış efsanesidir. Aslında burada bir düş ülkesiyle karşı karşıyayız. Yazar bize bir tür “ütopyadan” haber getirmektedir.
Bu düş ülkesinin yaşama geçirilmesini ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları başarmıştır.
*
Paylaş
Etiketler: Beyaz ZambaklarFin Kültürügrigory petrovkitap
Önceki Yazı

El Kantarı

Sonraki Yazı

Elektroniği Çocuklara Öğretmek: 6-10 Yaş Arası İçin Eğlenceli ve Eğitici Yöntemler

Muhsin DURUCAN

Muhsin DURUCAN

İlişkili Yazılar

Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Kurumuş Çamaşırlar
Eğitim

Beyaz Taytlı Balet

29 Kasım 2025
5k
Şımarıktı Hiperaktif Sandık
Çocuk Gelişimi

Şımarıktı Hiperaktif Sandık

27 Kasım 2025
5.1k
İclali’m
Eğitim

İclali’m

24 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
Elektroniği Çocuklara Öğretmek: 6-10 Yaş Arası İçin Eğlenceli ve Eğitici Yöntemler

Elektroniği Çocuklara Öğretmek: 6-10 Yaş Arası İçin Eğlenceli ve Eğitici Yöntemler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap