“Muhacirler, kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatırlarıdır.”
M. K. ATATÜRK
EBG: Yüzyıllar boyunca kardeşçe bir yaşama kucak açmıştı. 19. Yüzyılın başında Yunanistan’da patlayan ve Türklerin toptan kıyımıyla sonuçlanan isyan tüm Balkan ülkelerine model oldu. Osmanlı Balkanlar’dan atılırken, onun uzantısı sayılan Türkler, 
Arnavutlar, Boşnaklar, Pomaklar ya katliamlara uğradı ya da süngülerin önünde Türkiye’ye sürüldü.
Son darbe, 8 Ekim 1912’de başlayan Balkan Savaşları’yla vuruldu. Balkan Savaşları’nın yüzüncü yılında Balkanlar’ın kimliğini değiştiren sürgün ve kıyımları araştırdı.
Savaşın başladığı 1912’den itibaren Türkiye’ye sağ salim ulaşabilmiş sürgün sayısı 413 bin 922 kişiydi. Balkanlar’da kalanların da sayısı belliydi ve göç edenlerle kalanların sayısı toplandığında savaş öncesindeki nüfusun yaklaşık 650 bininin kayıp olduğu ortaya çıkıyordu. Bunların tümünün katledildiği, açlık ve hastalıklara kurban gittiği kesindi. Balkan Savaşları’nda ölen, esirken öldürülen on binlerce asker ile devlet görevlileri ve aileleri bu sayılara dâhil değildi.
Balkanlar’daki Müslüman nüfusunun yüzde 35’i sürülmüş, yüzde 27’si kıyıma uğramıştı. Kalanlar artık azınlıktaydı. “Irklar savaşı” meyvesini vermiş, yüz yıla yayılan etnik temizlik hareketi sonucunda Türkler, Balkanlar’ın hayatından uzaklaştırılmıştı. Bu da yetmemiş olacak ki, Balkanlar’da kalan Türklerin, Arnavut ve Boşnakların Türkiye’ye sürgünü 2000’li yılların başına kadar devam etti. Yeni Türkiye Cumhuriyeti de, kurulduğu günden bu
yana kesintisiz süren, kimi dönemlerde kitlesel nitelik kazanan göçleri karşılamak zorunda kaldı.
***
Bu amaçla Balkan Göçmenleri, geçmişlerini anmak ve geleceğe umutlarını aktarmak için 7 Ekim Pazar günü Türkiye’ye ilk ayak bastıkları yer olan Sirkeci Gar’nda buluştular.
Böylece Balkan Göçleri ile Türkiye’ye gelen Balkan göçmenleri, Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin Sirkeci Garı’nda düzenleyeceği ‘’Bir Kofer, Bir Sandık’’ etkinliğinde sevinci ve hüznü bir arada yaşadılar.
Balkanları yazanlar okuyucuları ile bir arada olacaklar. Etkinliğin 10. yılına özel, Balkanları yazanları okuyucuları ile bir araya gelecekler. Etkinliğe katılan yazarlardan Muhsin Durucan, Ramis Çınar, Salim Nizam, Dilek Ünal, Güler Bilkay Aygün, Nazım Çelik ve Şeref Öztürk, kitaplarını imzalayıp söyleştiler.
Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin düzenlediği ‘’Bir Kofer, Bir Sandık’’ etkinliğinin 10. Yılına özel, birbirinden güzel etkinlikler ve konserler yer alacak. Balkan halk oyunları, Arif Lila’nın yönetmenliğinde Müjdat Gezen Tiyatrosu oyuncularının da yer alacağı göçü anlatan canlandırma ve yöresel yemekler katılımcılarla buluşurken, Balkan sanatçıları gecenin sonundaki konserlerle büyük coşku yaşattılar.
Türkiye’ye göç ve bu göçün etkilediği yaşamlara dikkat çekmenin yanı sıra Balkan kültürünün de tanıtımının amaçlandığını
belirten Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Gülen Aksu Türker: “Tarihte her nerede olursa olsun göç acı bir anı olarak hafızalarda yer alıyor. Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin her yıl düzenlediği “Bir Kofer Bir Sandık” etkinliğinin bu yıl onuncu yılı… Bu etkinlik ile insanlara göç olgusunu yaşatmayı ve gelecek kuşaklara balkan müziğini, tiyatrosunu, yemeğini, kıyafetlerini tadımlık da olsa anlatmayı amaçlıyoruz. Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği olarak göçün zor yüzünü hatırlatmayı ve çocuklarımıza anlatmayı bir görev olarak
görüyor, tüm halkımızı etkinliğe davet ediyoruz.’’ Diyerek bu konudaki düşüncelerini belirtti.
07 Ekim 2018 Pazar günü Saat: 14.00’deki Sirkeci Gar’da söyleşi ve imza günümüzde kitaba ve kültüre ilgi duyanlarla yüz yüze geldik. Soner Özbilen ve Zeynel Bekşaç ile söyleştik. İsmail Salkın‘ı tanımamın mutluluğunu yaşadık! Kimi belediye başkanlarını kitabın ve yazarların uzağında olsa da bilinçli Balkanlılar da vardı! Başkan Gülen Aksu Türker, yazarları ziyaret ederek hal hatır sordu.
Geçen yıl yapılan etkinlik düzenlemesi bu yıl yapılandan daha nitelikli olduğu söylentilerini duyduk. Görevi başında koşuşturan genç ve dinamik dernek görevlisi Serkan Vural’a ve emeği geçenlere teşekkür etmek gerekir.
