Karamsar tablolar çizmek istemiyorum. Ancak; iç ve dış gelişmeleri, devamlı takip eden/Vatanını çok seven/ Devletine minnettar olan, bir vatandaş olarak, (başta ülkemizi yönetenler olmak üzere) herkesi uyarmak istiyorum.
1– Ülkemizi çok zor günler beklemektedir. Çok ciddi biçimde baskılara, tehditlere, şantajlara, ambargolara, terör kışkırtmalarına, engellemelere maruz kalma ihtimali büyüktür. Zira; Batı’da, ırkçılık,Türk ve Müslüman düşmanlığı faşizm ve Nazizm, yabancı düşmanlığı, saldırılar, hızla artmaktadır. Yönetimler de bu davranışlara göz yummakta, hatta destek vermektedirler. Çifte standart uygulamaktadırlar. Tüm terör örgütlerini maşa olarak kullanmaktadırlar. Silah satışlarını arttırmak için Dünya’nın her tarafında karışıklıklar çıkarmaktadırlar. Sömürü düzenlerini devam ettirmek için her iğrençliğe başvurmaktadırlar.
a) Ülkemiz, özellikle hedef olarak seçilmektedir. Zira bölgesinde bir güç olmasından korkulmaktadır. Kaldı ki bağımsız politikalar uygulanmasından; Libya, Afrika, Kıbrıs, Azerbaycan, Akdeniz, Suriye, Irak vb politikalarımızdan rahatsız olmaktadırlar. “Yes, Sir /Evet Efendim” politikasının terk edilmesinden, hoşlanmamaktadırlar. Azerbaycan’ın zaferi de, hepsini, mutsuz etmiştir. (Kaldı ki Putin, yine moskofluğunu yapmış, Ermenistan’ın başının tam anlamı ile ezilmesini önlemiştir.)
b) NATO, tam anlamı ile güvenilmez bir ittifaktır. Toplantılarında, “bölünmüş Türkiye” haritalarının sergilendiği, ortaklarının teröre destek verdiği, ülkemizdeki tüm darbelerin düzenlendiği bir ittifaka güvenebilir miyiz? Sık sık bize ambargo uygulayanların, her an bir hainlik yapmasından, endişe etmez miyiz? Ermenistan, Fransa, Yunanistan gibi fanatik Türk ve İslâm düşmanı ülkelerin yanında yer aldığını, görmezlikten gelebilir miyiz?
c) Biden ve yardımcısı tam anlamı ile Türk ve İslâmiyet düşmanı, Rum ve Ermeni yandaşı, küreselci monopollerin maşası tiplerdir. Dışişleri Bakanı adayı olarak adı geçen kişi de, aynı karakterde birisidir. Bunlardan, her türlü kalleşliği, ihaneti, yalanı, iki yüzlülüğü, terör destekçiliğini, kimyasal, biyolojik, Sibernetik vb operasyonları, sabotajları, ambargoları, hukuk ve ahlâk dışı davranışları bekleyebiliriz. Tek beklemeyeceğimiz, dürüstlük, söze sadakat ve güvenilirliktir. ABD’nin terör destekçiliğini, muavenet, çuval vb olayları, hep aklımızda tutmalıyız.
d) 27 üyesi bulunan AB’nin, 8 üyesi, (Fransa, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Avusturya, Portekiz, Hollanda, Danimarka, İsveç) tam anlamı ile fanatik Türk ve İslâm düşmanıdırlar. Irkçıdırlar. Her türlü ahlâksızlığı ve kalleşliği yapabilecek tıynettedirler. Kesinlikle güvenilmezdirler. Terör yandaşıdırlar.
– Türkiye düşmanlarının, teröristlerin merkezi Almanya ise her zaman olduğu gibi, ikiyüzlü, çıkarcı, kalleş ve terör destekçisidir. (Ticaret gemimize yapılan tecavüz yeni bir örnektir.)
e) İran, Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Körfez ülkelerinin de durumu ortadadır. Çoğu, eşkıya devlet, azılı Türk Müslüman düşmanı İsrail’in uşağı olmuştur. Bize karşı her türlü tezgahın içinde yer almaktadırlar.
f) Suriye ve Irak, perişan durumdadır. Kardeşlerimiz, Afganistan ve Pakistan bir türlü rahat bırakılmamaktadır.
g) Biraz aklı başında olan herkes; Rusya ve Çin ile gerçek bir dostluk yapılamayacağını, devamlı dikkatli olunması zaruretini idrak edebilir.
h) Türk Cumhuriyetlerinin, gerçek anlamda bağımsız olmadığını, Rusya’nın baskısını bilmekteyiz. (Hiç biri Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımamıştır.)
– Demek ki önce Cenab-ı Hak’ka (cc ), sonra da kendimize güvenmemiz, Azerbaycan ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışında da müttefikler edinmemiz gerekmektedir. (Afrika ülkeleri ile başlanılabilir.)
2– Şüphesiz, bu düşmanlarımızı yöneten ‘üst akıl”,Rockefeller/Rotshchild/ Soros /Gates/ Monsanto/ Cargill vb sömürü odaklarının idare ettiği; İsrail için, dünyayı felaketlere sürükleyen; Siyonist-Evanjelist çetesinin patronu İLLİMÜNATİ Grubudur.
a- Bunlar, yaptıkları kötülükleri ve yapacaklarını, gizlemeye de ihtiyaç duyamamaktadırlar. (Bakınız, bu çetenin yayın organı “TİME Dergisinin” kapağına ve yayımladığı makalelere.)
b- Hedefleri; milli devletleri yok etmek, İsrail’in emrinde, tek devlet, tek para, tek din sistemini gerçekleştirmek ve Dünya nüfusunu iyice azaltmaktır. Corona dahi, tüm salgınlar, bunların laboratuarlarında üretilen virüslerden doğmaktadır. GDO’lu tohumlar, zehirli gübreler ve tarım ilâçları ile dünyayı açlığa, sefalete ve kısırlığa mahküm etmektedirler. Silah, enerji, gıda, finans, su velhasıl tüm stratejik konulara hakimdirler. Tüm dünyayı, tam anlamı ile soymakta ve sömürmektedirler. Amaçları için gördükleri en büyük engel de TÜRKİYE’dir.
c- Salgından önce, bunların 8,7 trilyon dolar olan serveti, salgınla 12,5 trilyon dolara çıkmıştır. (Dünyanın toplam milli hasılası 86 trilyon dolar, devletlerin borçlarının toplamı ise 253 trilyon dolardır.)
d- Birçok ülkede, Merkez Bankaları bunların elindedir. Parayı, bunlar basmaktadır. (Şimdi de milli paraları ortadan kaldırmak için, dijital para sistemini kurmaktadırlar. Parasını basmayan devletin, otoritesinin de olmayacağını çok iyi bilmektedirler.) Sanal para ile tüm dünya soyulmaktadır.
e- 100 doların maliyeti, 6,5 Cent’tir. Bakiye rakam, “Senyoraj Geliri” olarak, bunlara kalmaktadır.
f – Tüm insanlara cip takma “homo digitus” projeleri yürümektedir. Böylece, tüm insanlar robotlaştırılacaktır. İstendiği gibi yönlendirilecektir. Her şey, “Yapay Zeka”ya bırakılacaktır. ( Bu yüzden salgın çok abartılmaktadır. Korku kontrol aracı olarak kullanılmaktadır.)
g- Papaya bile eşcinselliği onaylatmışlardır. (Medyada pek yer verilmedi.)
h- Dünya’da 190 bin ton altın vardır. Bunun 60 bin tonu üç bankerin elindedir.
i- Çevre kirliğinin ve küresel ısınmanın suçluları bunlardır. Şimdi de, 2021 yılı için çok
büyük bir kıtlık senaryosu hazırlamaktadırlar. Dünya hakimiyeti için hedefleri 2030 yılıdır. Ülkemiz için su savaşları planlanmaktadır.
j- Dijital sektöre sadece 5 büyük şirket hakimdir. Dünyadaki tüm haberleşmeler kayıt altına alınmaktadır.