Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 13, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Ekonomi

Zombi Ekonomiden Akılcı Geleceğe

Emin ORHAN Yazar Emin ORHAN
20 Ekim 2025
Ekonomi, Emin ORHAN, Siyaset & Politika
0
Zombi Ekonomiden Akılcı Geleceğe
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Zombi Ekonomiden Akılcı Geleceğe: Türkiye İçin Bir Kalkınma Muhasebesi

Türkiye, iktisadi kalkınmasını gerçekleştirememiş, potansiyelini üretim ve teknolojiyle destekleyememiş, vasat bir orta gelir tuzağı içinde debelenen bir ülke görünümündedir. Bu çıkmazın sebebi yalnızca ekonomik tercihler değil; aynı zamanda zihinsel bir teslimiyet ve yönetsel zaaflar zinciridir.

Çin örneği üzerinden Türkiye’nin kalkınma potansiyelini tartışmak, sadece bir karşılaştırma değil; aynı zamanda kendimize tutulmuş bir aynadır. Çünkü kalkınma bir kader değil, bir tercihler zinciridir. Doğru tercihler yapılmadığında, ülke geleceği de yanlış bir rotaya savrulur.

Biz ise bu rotadan çoktan çıktık. Ülkenin yönetimini bir kişiye “al senin olsun” dercesine teslim ettiğimiz andan itibaren devlet aklı, kurumsal denge ve toplumsal vizyon aşındı. Bürokrasi, sanayi, akademi ve medya; her biri kendi kabuğuna çekildi. Eleştiren sustu, sorgulayan dışlandı, düşünen yalnızlaştı.

Ben hâlâ bu ülkenin geleceğini dert eden bir birey olarak, gördüklerimi paylaşmak ve bazı farkındalıkları ortaya koymak istiyorum. Bu yazı, sadece bir eleştiri değil; aynı zamanda bir uyarı ve çağrıdır: Türkiye yeniden ayağa kalkabilir — ama bunun yolu akıl, üretim ve ortak vizyonla mümkündür.

1. Çin Ne Yaptı da Başardı?

Dünyanın en büyük şirketlerini listeleyen Forbes Global 2000, Fortune Global 500 veya Global Manufacturer sıralamaları bize şunu gösteriyor: Çin, bu listelere damgasını vuruyor. Veriler oldukça net:

Çin: 139 şirket

ABD: 128 şirket

Japonya: 40 şirket

Almanya: 29 şirket

Peki Çin bu noktaya nasıl geldi?

Stratejik sektörleri belirledi ve uzun vadeli planlarla bu sektörleri destekledi.

Devlete bağlı ama rekabetçi yapılarla çalışan büyük şirketler kurdu.

Teknoloji transferine dayalı bir üretim modeli uyguladı ve zamanla kendi teknolojisini geliştirdi.

Eğitim, mühendislik ve Ar-Ge’yi kalkınmanın temel direkleri olarak gördü.

Bürokratik yapıyı sadakate değil liyakate göre şekillendirdi.

Çin, modern dünyanın kurallarını çözümledi, yerel avantajlarını akılla birleştirdi ve ekonomik bir dev hâline geldi.

Türkiye ise hâlâ günü kurtaran politikalarla “idare etme kültürü” içinde vakit kaybediyor.

2. Türkiye’de Bürokrasinin ve Sanayicinin Çöküşü

Bugün Türkiye’de bürokrasi, adeta içine çökmüş bir klan sistemine dönüşmüş durumda. Aynı kurumda çalışan, hatta aynı sınıftan mezun olan bürokratlar dahi birbirleriyle iletişim kurmuyor. Herkes, dar çevresi içinde, kendi güç alanını korumaya çalışıyor. İş birliği yok. Vizyon yok. Plan yok.

Ankara’da, bir bürokrat diğerini tanımaz. Tanısa bile konuşmaz. Kendi kabilelerinden başkasını düşman sayan bir zihniyet, ortak aklın değil, kurumsal çürümenin habercisidir. Bu yüzden, büyük kamu projeleri başarısız oluyor; bu yüzden halk devlete güvenmiyor.

Sanayiciye gelecek olursak… Durum daha da vahim. Şirketlerimizin büyük çoğunluğu zombi hâlindedir. Üç kuruş kar eden iş insanı, bu karı şirketine değil, kendine harcıyor. Eşine araba, oğluna yazlık, metresine ev… Şirketten para kaçırmak başarı sayılıyor. Ar-Ge yok, patent yok, inovasyon yok.

Bu sistemde “dürüst ve vizyoner olmak” cezalandırılıyor, günü kurtaranlar ödüllendiriliyor. Oysa kalkınma, günü kurtaranlarla değil; geleceği planlayanlarla, geleceğe yatırım yapanlarla olur.

Bugün TMSF bünyesinde 1200 şirket bulunuyor. Yıllarca “özelleştirme” diye kamu varlıklarını satan anlayış, şimdi şirketleri fiilen devletleştirerek çelişkiye düşüyor. “Yaşasın sosyalizm” diyenler olduk, Ama, “halkların kardeşliği”ne asla değinmiyoruz.

3. Türkiye Ne Yapmalı? Hangi Sektörlerle Kalkınabilir?

Küresel rekabetin en yoğun yaşandığı alanlara baktığımızda öne çıkan sektörler şunlardır:

Havacılık ve savunma sanayi

İlaç, kimya ve biyoteknoloji

Enerji ve yenilenebilir teknolojiler

Mühendislik, inşaat malzemeleri ve altyapı

Tarım teknolojileri, gıda ve içecek sektörü

Turizm, sağlık hizmetleri ve otelcilik

Matbaacılık, ambalaj ve baskı sistemleri

Otomotiv ve yedek parça üretimi

Makine ve ulaşım sistemleri

Telekomünikasyon, yazılım ve dijital teknolojiler

Bilişim altyapısı ve siber güvenlik

Mobilya ve orman ürünleri

Tekstil ve perakende inovasyonları

Türkiye bu alanlara yatırım yapmadan, bu alanlarda küresel oyuncular çıkarmadan “büyük ülke” olamaz. Ne yazık ki bugün bırakın küresel rekabeti, yerel pazarda bile nefes alamayan şirketlerle yol alıyoruz.

Türkiye’nin henüz bir 2030 teknolojik vizyonu, bir sanayi strateji planı, ya da bir dijital dönüşüm çerçevesi yok. Bu yoklukta ne kalkınmadan, ne büyümeden, ne de gelecekten söz edilebilir.

4. Nereye Gidiyoruz?

Türkiye bugün ne üretiyor? Hangi sektörde küresel oyuncu? Hangi markasıyla dünyada tanınıyor? Bu sorulara güçlü cevaplarımız yok.

Sadece vergiyle dönen,

İthalatla büyüyen,

Betona yatırım yapan bir ekonomi sonsuza dek sürdürülemez.

Nitekim sürdürülemiyor. Cari açık kapanmıyor.Bütçe patlak, açık veriyor. Devlet faiz belasının içinde savruluyor. Enflasyon düşmüyor. Gençler umutsuz. Beyin göçü, artık istisna değil normali hâline geldi. Ülke, en parlak evlatlarını yitiriyor.

Girişimciler ya yurt dışına kaçıyor, ya da içerde pes ediyor. Zira fikir değil, sadakat değerli. Ar-Ge değil, imaj pazarlanıyor.

Ekonomi adeta zombi hâline gelmiş durumda. Yürür gibi yapıyor ama ölü. Ayakta gibi görünüyor ama içeriden çürümüş durumda.

Türkiye İçin Öğütler – Bir Akıl Manifestosu

Akıl devrimini başlatın.

Siyasi sadakat değil, liyakate dayalı yönetim anlayışı esas olmalıdır. Akıl dışı kadrolarla ülke kalkınmaz.

Tüketimi değil, üretimi kutsayın.

AVM değil, fabrika açan ödüllendirilsin. Gösteriş değil, verimlilik teşvik edilsin.

Stratejik sektörlere odaklanın.

Enerji, savunma, yazılım, tarım ve ileri mühendislik alanlarında millî şirketler desteklenmeli. Devlet, planlayıcı rolünü yeniden üstlenmelidir.

Genç beyinlere yatırım yapın.

Ezbere dayalı eğitim değil, eleştirel düşünceye dayalı sistem kurulmalı. Gençler teknolojiyle, üretimle, inovasyonla buluşturulmalıdır.

Bürokrasiye ruh verin.

Kastlaşmış yapılar dağıtılmalı. Kurumlar arasında iletişim, iş birliği ve güven yeniden inşa edilmelidir.

Zihniyet Değişmeden Hiçbir Şey Değişmez Türkiye, yanlış bir zihniyetin elinde zaman kaybediyor. Geride bıraktığımız yıllar, bir ekonomik mucizenin değil, bir kurumsal çöküşün, bir zihinsel felç halinin, bir kolektif inkârın yıllarıydı. Bu gerçeği artık daha fazla öteleyemeyiz.

Bugün elimizde ne var?

Dağıtılmış kurumlar, itibarsızlaştırılmış liyakat, yandaşlığa teslim olmuş kamu yönetimi.

Kısa vadeli çıkar peşinde koşan bir iş dünyası.

İstihdam yaratamayan, katma değer üretmeyen, dışa bağımlı bir ekonomi.

Bilgiye değil, dedikoduya; üretime değil, tüketime; liyakate değil, sadakate tapan bir toplum yapısı.

İçinde yaşadığımız bu tablo, kader değildir. Bu, yanlış tercihler zincirinin sonucudur. Her seçim bir bedel getirir; biz de yıllardır bu bedeli ödüyoruz.

Ama şu çok açık: Türkiye’nin artık “yama” değil, “yeniden kurulum” ihtiyacı vardır.

Bu, sadece sistemin değil; insanın, zihnin, ahlakın yeniden inşasıdır.

Türkiye’nin meselesi ekonomik değildir; zihinseldir, kültüreldir, yönetseldir.

Çünkü;

Üretmeden zengin olunmaz. Düşünmeden yönetilmez. Sorgulamadan özgür olunmaz. Plan yapmadan kalkınılmaz. Vizyon olmadan devlet olunmaz.

Artık hamasetle karın doymuyor. Boş vaatlerle gelecek kurulmuyor. “Vatan, millet, sakarya” demekle şirketler küresel oyuncu olmuyor. Kahvehane bilgeliğiyle ekonomi yönetilmiyor. Ülke yönetmek, şov değil; ciddiyet, bilgi, ekip işi ve sorumluluk ister.

Bir kişiye “al ülkeyi senin olsun” dediğimiz gün, aslında o ülkenin ortak aklını mezara gömdük. Şimdi mezardan çıkan sadece ekonomik kriz değil; kurumsal çürüme, toplumsal çözülme ve entelektüel boşluktur.

Ama tekrar söyleyelim: Bu bir kader değildir.

Türkiye ayağa kalkabilir. Ama bunun için:

Cesaretle gerçekle yüzleşmek, Akıl ile karar vermek, Ortak aklı inşa etmek,

Ve en önemlisi, zihniyeti topyekûn değiştirmek gerekir.

Bugün değilse ne zaman? Daha ne kadar bekleyeceğiz?

Ne zaman susmaktan, izlemekten, “bana dokunulmasın” demekten vazgeçeceğiz?

Ne zaman çocuklarımız için daha onurlu bir ülke, daha üretken bir ekonomi, daha adil bir düzen kurmayı önceliğimiz yapacağız?

Gerçek şu ki, bu düzen kendi kendine değişmeyecek. Değişim, ancak aklı rehber edinenlerin iradesiyle gelecek.

Ve unutulmamalıdır:

“Kalkınma, akılla başlar. Akıl varsa yol vardır. Yol varsa, umut hep vardır. Ama yol yoksa; ne kalkınma olur, ne devlet kalır.”

Bu ülke yeniden kurulacaksa; bu, cehaletle değil, bilgiyle olacak. Bu ülke kalkınacaksa; bu, rantla değil, üretimle olacak. Bu ülke ayakta kalacaksa; bu, teslimiyetle değil, irade ile olacak.

Artık hamasi masallara değil, akıl çağına ihtiyacımız var.

Türkiye için, çocuklarımız için, gelecek için…

Ya aklı seçeceğiz, ya da karanlıkta debelenmeye devam edeceğiz.

Paylaş
Etiketler: akademibürokrasiçin örneğimedyasanayitürkiye kalkınma politikasızombi ekonomi
Önceki Yazı

Gazlı Çakmak

Sonraki Yazı

Hizmet Aşkı Bambaşka

Emin ORHAN

Emin ORHAN

İlişkili Yazılar

Ekonomi

Halkın İradesi

13 Aralık 2025
5k
İnsan Haklarının Neresindeyiz 
Gündem

İnsan Haklarının Neresindeyiz 

11 Aralık 2025
5k
Turan Ordusu
Siyaset & Politika

Turan Ordusu

09 Aralık 2025
5k
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş
Ekonomi

Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

08 Aralık 2025
5k
Sonraki Yazı

Hizmet Aşkı Bambaşka

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39

Halkın İradesi

13 Aralık 2025
Gençlik Nereye?

Gençlik Nereye?

13 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Hayal Kırıklığı

13 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (ll)

13 Aralık 2025
İmtihandasın…

İmtihandasın…

12 Aralık 2025
Aralıkta

Aralıkta

12 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap