Yağmur damlaları çimleri istila etti, dedim. Ali, yağmur damlası değil, çiğ düştü, dedi. Çiğ düştü diye tekrarladım. Çiğ düştü ve dalgalar sessiz, diye hayretimi belirttim. Nedenini bilmeden. Tepelerin arkasındaki tarihi çiçek bahçelerini ziyaret edeceğiz.
Yollar engebeli, vadi derin ve uçurumlar tehlike saçıyor. Psikolojimiz rahat değil, ama arkadan oto yolu tercih etmiyoruz. Güya sırt çantalarımızla yürüyeceğiz.
Yamaçlarda küçük pencereli evler, toprağa gömülü halde. Kapılarında odun yığınları. Meyve ağaçları evleri sarmış vaziyette. Köy denilen yer ama araba yolu görülmüyor. Yamaç bayır, tepe oldukça dik. Yol kenarında, adım başı bir kaynak suyu, gürül gürül akıyor. Patika daraldı ve gelen odun yüklü katırlar yolu kapladı, kaşa tırmandık öyle geçtiler.
Yamaçta, direkler üzerine kurulu kahvede durduk ve çay içtik. Kahveciye çiçek bahçelerine gittiğimizi söyleyince, tepeyi bir an önce aşmaya bakın hava geliyor, dedi. Kalktık ve yola koyulduk. Ali “hava geldi,” ne demek? Diye sordu. Havanın hemen bozacağını ve fırtına beklendiğini söylemek istedi, dedim.
Hava soğudu, bulutlarda değişme gözledik. Biraz daha adımlarımızı sıkılaştırdık. Derenin çağlamasını duyduk. Rüzgâr sertleşti. Sanki bizi ikaz ediyordu. Karşı köylerin görünüşü, bir sırada evler. Yukarıya doğru halka şeklinde gidiyordu. Patika genişliyordu. Yürüme biraz daha kolaylaştı. Kayalar ve taşlıklar yol boyu uzuyordu.
Zirveye yaklaşmıştık. Köyler görülüyor ama evler seyrekleşmişti. Orman alanlar sık değildi. Zirve güney yakaya açılıyor ama daha sıcak olması gerekiyordu. Çünkü bulutlarda bir değişme görülmüyordu. Zirvede kayanın yanında bir bisiklet duruyordu. O halde burada biri veya birileri var dedik. Bisiklete hiç dokunmadık. Yalnız kayanın arkasına baktık, acaba burada dinleniyor mu? diye.
Kayanın arkasındaki uçurumdan korktuk. Yaklaşmadık ve geri çekildik. Bisikletli uçurumdan gitmiş olabilir miydi? Uçurumdan gitmek yaşamamak, demekti.
Yola çıktık ve aşağı yürümeye başladık. Bir an önce varmalıydık. Çiçek bahçelerinde gezer ve kalacağımız yere gidecektik. Yarın sabahtan itibaren bahçede, gün boyu gezecektik. Ali, bisikleti tekrar gündeme getirdi. Fakat sonucunu tahmin etmek güçtü. Biz de konuşmadık. Çiçek bahçelerinin tarihi özellikleri üzerinde durduk.
Çiçek bahçelerinin tarihi özelliği gerçekten değer güzellikteydi. Yarım gün, bile bize yetmez, bir gün daha kalırız diye karar verdik.























