Dünya var olalı beri zalimlerle mazlumların kavgasına sahne olmuştur. Âdem’in çocuklarıyla birlikte başlamış zalimlerin mazlumları sömürmesi ve ezmesi… Tarih boyunca mazlumların kanını içen zalimler,
Kabil’in Habil’e olan kininin mirasçılarıdır Bu miras dünden bugüne el değiştirerek geliyor. O günlerden bugünlere değişen sadece zaman, mekân ve kişilerdir. Zulmün şekli değişse de, rengi ve gayesi hiç değişmemiştir. Zalimler zalimliklerinden taviz vermemişlerdir. Farklı düşüncelere tahammülsüzlük, bencillik ve ötekileştirme, zulmün en büyük gerekçesi olmuştur. Bu bugün de bu minval üzre sürmektedir.
Bundan iki sene evvel Mısır’da demokratik bir seçim gerçekleştirildi. Halkın özgür kanaatini yansıtan seçim sonucunda Muhammed Mursi, Mısır’ın seçimle işbaşına gelen ilk cumhurbaşkanı olarak işbaşı yaptı. Fakat neticeyi sindiremeyenler, 3 Temmuz 2013 tarihinde Batı’yı ve ABD’yi arkalarına alarak askerî bir darbe yaparak Muhammed Mursi’yi devirdiler. Muhammed Mursi, Mısır’ın aristokratlarından değildi.
O, çiftçi bir babayla ev hanımı bir annenin beş çocuğunun en büyüğüydü. Bütün zorluklara göğüs gererek mühendis oldu, daha da ileri giderek doktorasını yaptı, üniversiteye hoca oldu. Mısır’ın mevcut yönetim biçimi onu hep rahatsız ediyordu. Onun için siyasete hep sıcak baktı.
Mısırlıların makûs talihini yenmek için Müslüman Kardeşler’in yanında siyasete atıldı. 2000 ve 2005 senelerinde olmak üzere iki dönem milletvekili seçildi. Beş yıl boyunca Mısır Halk Meclisi üyeliği yaptı. 2011’de Mısır Halk Devrimine destek verdi. Müslüman Kardeşler’in kurduğu Özgürlük ve Adalet Partisi’nin başkanlığına seçildi. 2012 Mısır Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda yüzde 51’in üzerinde oy alarak Mısır’ın beşinci Cumhurbaşkanı oldu.
Ondan sonra, aslında herkesçe malum olan gizli bir el Mısır’ı karıştırdı. Gösterilerde taşkınlıklar yaşandı. Bu karışıklıkları gerekçe gösteren Mısır Ordusu darbe yaparak Mursi’yi görevden uzaklaştırdı. Malum süreçlerden sonra Mısır Genelkurmay Başkanı Sisi, ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu. Mursi bu çirkin darbeyi kabul etmedi, çok direndi. Mısırlıları darbeye karşı direnişe çağırdı. Fakat bunların hiçbirisi fayda vermedi. Muhammed Mursi, önce ev hapsine, sonra da hücre hapsine tabi tutuldu. Muhammed Mursi’yi destekleyenler zulüm gördü, kurşuna dizildi. Muhammed Mursi, demokratik Mısır için canını ortaya koydu. Adeta ölüme meydan okudu. Şimdi de ikiyüzlü küstah Batı’nın ve onun işbirlikçisi ABD’nin figüranı darbeci Sİ(N)Sİ ’nin kurduğu çakma mahkeme Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’yi idam cezasına çarptırmış. Bunun böyle olacağı belliydi. Zalimlerden merhamet beklemek ahmaklık değil de nedir? Sizden adalet bekleyenlerin aklından zoru vardır.
Görünen o ki bugünkü Mısır, bugüne kadarki kazanımlarını elinin tersiyle itiyor. Eski kaos günlerine ve Eski Mısır’a rücu ediyor. Anlaşılan o ki bugünkü Mısır, ne yazık ki elli sene evvelki Türkiye’yi taklit etmeye başlamış. Fakat elli sene önceki Türkiye’nin idam edilen başbakanı Adnan Menderes’in adı hâlâ dillerde ve gönüllerde yaşıyor. Onu idam edenlerin adları çoktan unutulmuş. Unutulmayanlar da lanetle ve nefretle hatırlanıyor.
Geçenlerde ölen darbeci Kenan Evren’in cenazesinin neredeyse ortada kalması, devlet büyüklerinin cenaze törenine iştirak etmemesi, demokrasiyi hazmedemeyen darbecilerin sonunun hezimet olduğunu açıkça gösteriyor. Fakat ahmaklar bunları görüp de ders almıyor.
Gelecekte Mısır’da da farklı bir durum olmayacak. İnşallah Mısır’da (b)öyle bir hataya düşülmez; ama şayet Mursi idam edilirse Muhammed Mursi’nin adı Müslüman Mısırlılar’ın gönüllerinde hep yaşayacak; fakat darbeci Sİ(N)Sİ, tarihin çöp sepetini boylayacaktır. Muhammed Mursi, Allah’ın izniyle şehit muamelesi görerek Cennet-i Âlâ’da nimetlendirilecektir. Zalim Sİ(N)Sİ’nin necis cesedi kızgın Cehennem’i boylayacaktır.
Rabbim zalimlere fırsat vermesin. Cenab-ı Hak Müslümanları korusun. Allah ümmet-i Muhammed’e birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu ihsan etsin. Dün olduğu gibi, bugün de zalimlere karşı mazlumların, Mursilerin yanındayız. Yaşasın zalimler için Cehennem!…
