Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nurullah AYDIN

Yönetimde Perde Arkası ve Operasyonlar

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN Yazar Öğr.Gör. Nurullah AYDIN
24 Aralık 2013
Nurullah AYDIN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur….
Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.
Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır. Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor.

Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.
Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.

Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?
Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı. Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.
Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.
Batılılar; Büyük Türk Milleti’ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti’ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular.
Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder.
ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD’nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.
Sonrası, NATO’ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder. Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.
Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir.
MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana’da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde.
NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur.
İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye’yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler. Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?
Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?
Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi? Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.
Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.Devamını Gör

Fotoğraf: Nurullah AYDIN<br />
23 Aralık 2013-ANKARA</p>
<p>YÖNETİMDE PERDE ARKASI VE OPERASYONLAR</p>
<p>En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur.</p>
<p>Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. </p>
<p>Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.</p>
<p>Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır.<br />
Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor. </p>
<p>Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.</p>
<p>Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.</p>
<p>Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?</p>
<p>Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı.<br />
Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.</p>
<p>Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.</p>
<p>Batılılar; Büyük Türk Milleti'ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti'ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular. </p>
<p>Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder. </p>
<p>ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD'nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.</p>
<p>Sonrası, NATO'ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder.<br />
Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.  </p>
<p>Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir. </p>
<p>MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana'da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde. </p>
<p>NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur. </p>
<p>İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye'yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler.<br />
Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?</p>
<p>Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?</p>
<p>Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi?<br />
Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.</p>
<p>Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.

11Beğen · · Paylaş

En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur….
Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.
Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır. Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor.

Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.
Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.

Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?
Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı. Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.
Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.
Batılılar; Büyük Türk Milleti’ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti’ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular.
Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder.
ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD’nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.
Sonrası, NATO’ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder. Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.
Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir.
MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana’da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde.
NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur.
İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye’yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler. Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?
Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?
Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi? Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.
Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.Devamını Gör

Fotoğraf: Nurullah AYDIN<br />
23 Aralık 2013-ANKARA</p>
<p>YÖNETİMDE PERDE ARKASI VE OPERASYONLAR</p>
<p>En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur.</p>
<p>Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. </p>
<p>Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.</p>
<p>Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır.<br />
Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor. </p>
<p>Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.</p>
<p>Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.</p>
<p>Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?</p>
<p>Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı.<br />
Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.</p>
<p>Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.</p>
<p>Batılılar; Büyük Türk Milleti'ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti'ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular. </p>
<p>Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder. </p>
<p>ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD'nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.</p>
<p>Sonrası, NATO'ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder.<br />
Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.  </p>
<p>Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir. </p>
<p>MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana'da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde. </p>
<p>NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur. </p>
<p>İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye'yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler.<br />
Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?</p>
<p>Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?</p>
<p>Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi?<br />
Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.</p>
<p>Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.

11Beğen · · Paylaş

En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur….
Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.
Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır. Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor.

Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.
Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.

Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?
Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı. Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.
Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.
Batılılar; Büyük Türk Milleti’ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti’ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular.
Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder.
ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD’nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.
Sonrası, NATO’ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder. Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.
Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir.
MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana’da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde.
NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur.
İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye’yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler. Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?
Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?
Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi? Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.
Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.Devamını Gör

Fotoğraf: Nurullah AYDIN<br />
23 Aralık 2013-ANKARA</p>
<p>YÖNETİMDE PERDE ARKASI VE OPERASYONLAR</p>
<p>En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur.</p>
<p>Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. </p>
<p>Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.</p>
<p>Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır.<br />
Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor. </p>
<p>Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.</p>
<p>Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.</p>
<p>Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?</p>
<p>Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı.<br />
Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.</p>
<p>Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.</p>
<p>Batılılar; Büyük Türk Milleti'ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti'ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular. </p>
<p>Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder. </p>
<p>ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD'nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.</p>
<p>Sonrası, NATO'ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder.<br />
Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.  </p>
<p>Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir. </p>
<p>MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana'da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde. </p>
<p>NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur. </p>
<p>İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye'yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler.<br />
Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?</p>
<p>Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?</p>
<p>Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi?<br />
Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.</p>
<p>Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.

11Beğen · · Paylaş

En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur….
Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.
Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır. Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor.

Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.
Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.

Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?
Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı. Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.
Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.
Batılılar; Büyük Türk Milleti’ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti’ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular.
Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder.
ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD’nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.
Sonrası, NATO’ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder. Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.
Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir.
MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana’da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde.
NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur.
İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye’yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler. Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?
Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?
Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi? Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.
Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.Devamını Gör

Fotoğraf: Nurullah AYDIN<br />
23 Aralık 2013-ANKARA</p>
<p>YÖNETİMDE PERDE ARKASI VE OPERASYONLAR</p>
<p>En çok sorulan soru; olanları kim ya da kimlerin yönettiği, yönlendirdiği sorusudur.</p>
<p>Siyasi görüşe, dini görüşe, etnik kimliğe, unvana, makama, paraya, akla, mantığa, bilgiye göre olayları değerlendirir, kişiler hakkında kanaat sahibi oluruz. </p>
<p>Yine görünen veya görünmeyen işleyişine göre de bakışımız değişken olabilir.</p>
<p>Operasyon faaliyeti; bir projenin, bir işin sahaya yansıtılması yani uygulanmasıdır.<br />
Yıllardır her gün bir konuda soruşturma araştırma, inceleme, yargılama süreci yaşanıyor. Bir ad veriliyor, bir gerekçe konuyor ve amaç içinde bir şey deniyor, deniyor da deniyor. </p>
<p>Ancak sonuçta, yönetimde perde arkası halktan gizlenmeye devam ediyor. Kamuoyu meşgul edilmeye, muhalifler, muhalif olma potansiyeli olanlar tasfiye edilmeye, itibarsızlaştırılmaya, etkisizleştirilmeye devam ediyor.</p>
<p>Ama nedense; Türkiye’de olan bütün hukuk dışı uygulamaların sorumlusu belli kesimler görülürken, bu ülkede yabancı operasyonları yokmuş gibi hareket ediliyor.</p>
<p>Bir dönem Kontrgerilla, Gladio gündemde iken bugünlerde olan bitenlerde bu kavramlar gündeme getirilmiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor. Peki ama neden?</p>
<p>Türk Milleti’nin yüzyıllar boyunca engin hoşgörüsü ile huzur ve güven içinde bir arada yaşayan halklar; batı stratejik merkezlerinin planlama, örgütleme ve ayrılmaya yönlendirmesi ile koptular. Osmanlının çökme süreci sonrası vatan topraklarının işgaline Türk Milleti dur dedi. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; Modern Türkiye kuruldu. Bağımsız bağlantısız Yeni Türkiye; bilim ve akıl öncülüğünde çağdaş dünyanın saygın onurlu üyesi olarak yeniden bölgesinde bir yıldız gibi parlamaya başladı.<br />
Bu durum; batı emperyalist merkezleri ürküttü.</p>
<p>Her şey 1939 yılında ABD ile imzalanan eğitim anlaşmasıyla başlamıştı.</p>
<p>Batılılar; Büyük Türk Milleti'ni ayrıştırarak küçültmek ve Türk Devleti'ni eyaletleştirmek için yüzlerce proje hazırladılar, uygulamaya koydular. </p>
<p>Projelerini uygulamaya koydular. Yaşanan şok uygulamalar karşısında nereye gidiyoruz diye soranlar arttıkça, sindirme ve susturma da devam eder. </p>
<p>ABD-İngiltere ile Türkiye içiçeliği İkinci dünya savaşı sonrası askeri anlaşmalarla devam eder. Türkiye; Menderes-Bayar ikilisinin küçük Amerika sloganıyla ABD'nin 52 inci eyaleti yapma sürecine sokulur.</p>
<p>Sonrası, NATO'ya girişle, asker-sivil istihbarat bütünleşmesi ile süreç devam eder.<br />
Bağımsızlık çabaları, ABD destekli darbelerle kesilir.  </p>
<p>Ancak bağımsızlıkçı askerilerin artması üzerine bu kez sivil destekli darbe süreci işletilmeye başlandı. Devşirilen elemanlar; eğitilir, bilinçlendirilir, görevlendirilir, iş başına getirilir. </p>
<p>MI6, NSA, CIA VE FBI;  Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Adana'da şubeleri irtibat birimleri olan istihbarat ağı, radar üsleri, dinleme tesisleri, askeri ortaklık birimleriyle Türkiye’nin içinde. </p>
<p>NSA ve CIA’dan sonra  ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security)’nca  İç Güvenlik Ataşeliği Türkiye’de kurulur. </p>
<p>İngiltere-ABD büyükelçilik, konsolosluklar, uluslararası kuruluşların şubeleri ile devasa ilişkiler ağında çalışanlarıyla; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya üçgeninde merkez üs olarak Türkiye'yi siyasi, askeri ekonomik istihbarat ve operasyon karargahı haline getirdiler.<br />
Dış politikada olduğu gibi iç politikada yönetme ve operasyon yapma iradesi kimde?</p>
<p>Gazetelerde yazan, TV ekranlarında konuşturulan akademisyenler, gazeteciler; hangi merkezlerin ajanları olarak yazıyor, konuşuyor, yorum yapıyor?</p>
<p>Şimdi bu gerçekler ortada iken Türkiye’yi kimler nasıl yönetiyor sorusunun cevabı da açık değil mi?<br />
Türkiye odaklı düşünen herkesin bir ve beraber olması gerekir.</p>
<p>Günün Sözü: Hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün sıkıntılı uzun olması değil, iyi olması önemlidir.

11Beğen · · Paylaş
Paylaş
Etiketler: KomisyonoperasyonOperasyon faliyetleriyönetim
Önceki Yazı

Operasyon Türkiye’nin Şeffaflaşmasına Neden Olacaktır

Sonraki Yazı

Saygı Sadece Lafta mı Kalıyor?

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

İlişkili Yazılar

Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Kasım 2018
5.1k
Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

Siyasal/Ekonomik Şekillendirme

10 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

ABD-NATO ve Türkiye

04 Ekim 2018
5k
Sonraki Yazı

Saygı Sadece Lafta mı Kalıyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap