Yolun açık olsun, sözün geçerlilik kazansın ve çaresizlik olarak algılanmasın. Merkezden yönlendirirsen, yapılanları, kontrol altına alırsın.
Zekânı kullanırsan, belirli bir yol kat edersin. Yol kat ederken, gerekli şartlara uyarsın. Bu sayede birey; bedenen ve ruhen sağlıklı bir yaşantıya kavuşursun. Aksi halde gerekli düzeni sağlayamazsın. Bu noktada “yolun açık olsun,” önemlidir.
Dengesini kaybetmiş ve tehlikelerden habersiz bir yönetim, “yolun açık olsun,” sözünü önemsemeyecektir. Bu durumdaki yönetici, kapının arkasındaki, sesleri algılayamaz. Bu durumda kapıyı mı kırmak isteyecek ve masal kahramanları gibi olayı kendine göre mi anlatacaktır.
Yönetici, ekmeği bile siyasete alet edecektir. Bu tür kişiler, çelik yumruğu deri ile kaplayıp kişilerin ensesine vurmakla öğünürken, dünyayı yerinden oynatmak için, durduracağını sanırlardı.
Çelik tokmakla, kişilere sahnede saldırır ve insan diye geçinir. Konuşmasını bilmiyorsan bari telepati kurmalısın. Sosyal hatalar, bazen içinden çıkılmaz mecralara sürükler kişiyi.
Vatan, ezan ve bayrak gibi kelimeleri salyalarla karıştırırken, paranın kölesi olduğunun, farkına bile varamıyorsun. Doların karşısında, el pençe divan dururken, milletten oy topladığını sanıyorsun.
Kalbinden doları ve beyninden rantı çıkartmadıkça, zorluktan yakanı kurtaramayacaksın. Kişilikli olmak, tek taraflı olmayı kabullenmez. İnsani değerleri tanımayanın, eli her zaman zayıftır.
Güç sarhoşlarının, sözlerini, dinlemiş gibi görünürüz.
Hasan TANRIVERDİ























