Yiyecek İçecek Reklâmlarının Yasaklaması Gerekir

Yön Radyo’da yayınlanan Bizim Stüdyo programında Başak İkiz’in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, beslenme ve sağlıklı gıdaların tüketilmesi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Bugünkü haberlerde iki gençten bahsediliyor,  biri zayıflıktan diğeri ise şişmanlıktan ölmüş. Siz bu konuda çok fazla açıklamalar yapıyorsunuz. Çocukları obeziteden korumak için neler yapmalıyız?

Meseleye obezite diye yaklaşmak yanlış. Çünkü mesele sadece obezite değil. Sizin haberde de söylediğiniz gibi aşırı zayıflama da bir hastalık, bir bozukluk. Onun için buna doğru beslenmeyi insanlara öğretmek diye yaklaşmak gerekir. Bunun unsurları da bir kere gıdalarımızın sağlıklı olması gerekiyor. Günümüzde insanlar tabii gıdalardan uzaklaştılar ve fast-food diye isimlendirilen veya paketlenmiş, ambalajlanmış gıdaları daha fazla tüketmeye başladılar. Bunlar tabi ki hazırlanması kolay ve diğerlerine göre belki daha  ucuz elde edilebiliyor ama bunlarında getirdiği bir sağlık riski var. Ben bu beslenme bozukluğunda hazır gıdaların çok önemli bir rolü olduğuna inanıyorum.

Onun dışında insanların dengesiz beslenmesi de söz konusu ve bu çocukluktan itibaren öğretilmesi gereken bir husus. Bebeğin en azından bir sene anne sütü alması ve daha sonra da normal ek gıdalara başlandığı zaman sağlıklı gıdaların verilmesi, hazır mamalar verilmemesi,  çocuğa doğru beslenmenin daha anne kucağındayken öğretilmesi  son derece önemli. Çünkü çocuk unlu gıdalara, şekerli gıdalara alıştığı zaman sebze gibi salata gibi lezzeti ağız tadına iyi gelmeyen şeyleri yemek istemiyor. Onun için çocukluk çağından başlayarak alışkanlık kazandırılırsa çocuğun bu tür sağlıklı gıdaları sebze, salata, meyve, balık, et,bakliyat gibi gıdaları yemesi daha kolay olur. Yoksa çocuk şekerli  unlu gıdalar yerse   hep onları yemek ister. Hamburger, patates, tatlılar, şekerlemeler gibi gıdaları yemek ister. Onun için burada esas mesele çocuğa, dünyaya geldiği günden itibaren sağlıklı beslenmeyi öğretebilmek ve bunu benimsetebilmek.

Çocuklar okul ve hastane kantinlerinde de paketli ürünlerle karşılaşıyor. Bu toplumsal bilinçle de olabilecek bir şey sanırım…

Çocuk birkaç yaşına kadar evde oluyor ama kimisi 2 ya da 3 yaşında  kreşten yuvadan başlayarak topluma karışmaya başlıyor. Onu da geçelim, televizyonlarda çok ciddi reklam bombardımanı var. Bütün televizyonların neredeyse yemek programı var.  Hatta özel 24 saat yemek programı yayınlayan televizyonlar var. Reklamlarda özellikle ucuz ama besleyici değeri olmayan vitamin, mineral, antioksidan, faydalı yağlar bulunmayan boş gıdalar tanıtılıyor. Bunlar insanın karnını doyuruyor ama  bedeniniz sağlıklı yaşamanız için gerekli olan unsurları almamış oluyor.

Tabi ki bir dünya düzeni var, Türkiye de bu düzenin içinde yer alıyor. Bana soracak olursanız bütün yiyecek içecek reklamlarını yasaklamak gerekir. Çocukların daha çok televizyon izlediği saatlerde bu tür yiyecek içecek reklamlarının kesinlikle yapılmaması lazım. Bunları sınırlandırmak önemli.  Ben yemek programlarını da sakıncalı buluyorum. Güya bazıları sağlıklı yiyecekleri  yapıyor gibi gözüküyorlar ama insanın gözüne yiyeceklerin sokulması doğru bir şey değil.

Evlerde eskiden mutfak ayrı bir yer olurdu, şimdi mutfak salon hepsi birleşik gibi. İnsanın gözü önünde hep böyle mutfak, buzdolabı, kokular geliyor. İster istemez bu da insanlarda yeme arzusu yaratıyor. Çok yemek değil sağlıklı yemek önemli.  Sağlıklı kahvaltı. Günümüzün çocukları veya işe giden insanlar doğru dürüst kahvaltı yapmıyorlar veya yapamıyorlar.  Bir yumurta yapmak, menemen yapmak ya da  o tür bir şeyi hazırlamak zor olduğu için bir poğaça ve meyve suyuyla çoğu insan evden çıkıyor. Çocukların çantasına bunlar konuyor. Sağlıklı bir kahvaltı, sağlıklı yaşamak için, hastalıklardan korunmak için son derece önemli. Mutlaka yumurta, zeytin, peynir ve bu tip şeyler yenmesi lazım.

Kaynak: http://www.yonhaber.com/saglik/54673/yiyecek-icecek-reklamlarinin-yasaklanmasi-gerekir