Yine bir anıyla beyaz sayfadayım. Yeni anı kısa ve özlü, fakat renkli. Renkli olması adına, renkli kalem kullandım. Renkli kalemle yazdığım anımı, sevgiye örnek olması için, belleğimde karar kıldırdım ve beyaz sayfanın güzeli haline getirdim.
Umudum yaşamın, sevgisinden yana olmasıydı. Zamanla kazandığımı, yazmaya kararlıydım. Enerjimi boşuna harcamak istemiyordum. Sessizce belleğimi kurcaladım. Acıların doğurduğu, kaygıyla yazmak için yüklendim.
Çevreyle bağ kurmadan, gençliğin verdiği vurdumduymazlıkla, çekip gitmek. Anıyı belleğe ulaştırmadan kör noktada, tutmak gibi iyi olmayan bir duyguyla sarsıldım.
Parkın güzelliğine rağmen, renk cümbüşü çiçeklerle sahnede olmak. Çiçeklerle anıların bağını kurmak ve bellekten silinmesine engel olmamayı arzuladım. Anının acı verebilecek, sonucunu düşünmemeye çalıştım. Parktaki fıskiyenin, çağlayan suyu bile ilgimi çekmedi.
Parka el ele giren arkadaşın tavrına şaşmadım, değil. Görmedi sandım, yavaş adımlar sevgi adınaydı. Gelseydi! ben de ellerimiz birleşmiş, fıskiyeye bakar olacaktık, diye içimden geçti. Arkadaş yaklaştı ve “bekleme rahatsızlanmış,” dedi. Arkadaşın sözü, havuzun renkli sularında, bilmeceye dönüştü.
Bilmece yaratan kelimeleri, anılarıma ekleyeceğime karar verdim. Yine de heyecanımı gizleyemedim ve çıkışa yürüdüm. Bir an önce gitmek için içimde isyan oluştu. Renkli sular ve çiçeklere rağmen, yeni ve aynı yerde bir anıyı belleğime attığım için sevinçliydim.
Havuza gülücüklerle bakacak ve birlikte neşelenecektik. Onun için havuz başında gözüm onu arıyordu. Yeni bir anımın ana konusu olacak ve her yıl tekrarlanacak, aynı duygular yaşanacaktı.
Havuz başından ayrılmak benim için güçlü bir enerji ve çelik gibi bir sinirlere, sahip olmak demekti. Çünkü ayrı kalacaktım, yaşantımı renklendirecek olan sevgiden.
Sevgiyle yine, yeni bir anı, sessizce kayıp gidiyordu. Gelecek yıl aynı gün ve saatte havuz başında olacağım, diyerek yürüyorum. Suyun ve çiçeklerin yeni bir anıyı yeşerteceğine inanıyorum.
Yıllarca tekrarlanacak olan yeni bir anı, bana bir gün gibi gelecekti.
Duygusal direnç, göstermiyor ve her şeyi oluruna bırakıyordum. Gülücükler eşliğinde havuz başında olmak ve sevgide kaynaşmak. Böyle bir buluşmayı filme almaya gerek yoktu. Çünkü sevgi, anılar adına film, demekti.
Yürek dolusu sevgiyi hissettirmeden, iyi günlerin olsun diyerek ayrılmak, her zaman ince ve nazik düşünenler için önemliydi.
Yeni bir anı adına, parka gelecek olan iyilik meleğinin, bu davranışını beklemiyordum. Günün bir saatinde, duygularımı hissetmek isterdim.
Çok yönlü bir anının yaşanmasını beklerdim. Fakat hayatın şartları kişileri bir yerlere çarpıyor. Yalnız çarpmanın hezeyanını, anlamak durumunda değilsin.
Öyle bir an ki, anına sahip çıkamıyorsun.
Hasan TANRIVERDİ























