Yaşam, yeniden yeniyi anlamlandırma adına bir döngüdür. Gün yenidir ve yeninin güneş ışınları çevreyi yeniden aydınlatmıştır.
Böylece yaşantı, yeni anlamıyla da doğaya uygun özellik kazanmıştı. Bu durumda insan, doğanın kabul ettiği, iyilik üzerine yaşantısını sürdürmüştü. Bu iyiliğin güneş ışınları gibi yeniliğe neden olduğu bilinmeliydi.
Yeniydi yaşananlar ve yaşanmışlara rağbet sözdeydi. Toprak aynı fakat ürün yeniydi. Yeni yılın yeni ürününden, memnundu üretenler. Onlar yılın ürünlerini sergilemekten mutluydular.
Yeni ürünlerle mutluydu üreticiler. Fakat ürünler gereken değerini bir türlü bulmuyordu. Çünkü üreticilerin yeni sahipleri yoktu. Bu durumda üreticinin suratı ekşiyor ve ektiklerine pişman oluyordu. Zamanını ve emeğini harca, sonuçta değeri kalmasın. Ayrıca yeniye anlamlandıracak bir yol da göremiyordu.
Yeniye sahip çıkan olmadığı gibi ilgisizlik de almış başını gidiyordu. Bir kişinin derdi bir başkasını dahi ilgilendirmiyordu. İnsanın tuzlu suyu içtikçe susaması gibi üretici uğraşıyor fakat bir yere varamıyordu. Yarına ve karşısındakine güvenmediği için, üretmeyi de artık sevmiyordu. Böylece hiçbir çalışma da onu ilgilendirmiyordu.
Üreten konuşur fakat sesini yükseltmez, buna rağmen, sever sevindirir. Zor durumlarda kalsa da çevresine belirtmez. Ortaya konuşur, konu üreticinin derdi oldu mu? Sular durulmazdı. Hatta çalkalanır ve bulanmaya devam ederdi. Fakat suların durulması istenmezse, üreten mazlumlar, vurgun üzerine vurgun yerdi.
Üretenin rüyalarında bile yeniye erişmek vardır. Fakat yenilik kapıları bir türlü açılmadı ve eski yaşantısına devam etti. Böylece yuvasında kalırken, dışarı çıkmayı düşünmedi. Sevgi ve saygıyı her şeyin üzerinde tutup normal yaşantısına devam etti.
Yeniye olan bağlılığı, herkesin, ilgisini çekmişti. Yeni dünyasında, uygulamaya topraktan mı başlanacaktı. Kaliteli ürün alınması için teknik bilgi olayı nasıl gerçekleşecekti?
Toprağın tamamını ekine ayırmak gerekir miydi? Uygulayanların üretimi nasıldı? Bütün bunları araştırmak gerekirdi. Sonuçta emek harcayacaksın. Çalışanın olmayınca da işin kolayına kaçacaksın. Gençler üretimi unuturken, tüketici durumuna düştüğümüzün resmini görünürdü.
Kesin olan bir şey var ki, yenilikten bahseden olmayınca, sosyal yapı bozuldu, bozulma salgın hastalık gibi her yere yayıldı. Yayılmayı durdurmak için, siyasi söylemlerde bulunanlar, toplumu aldatmaya devam etti. Bu durumda, tüketici meyve ve sebzeyi ancak, tezgâhlarda görecektir.
Üretimle ilgili teknik gelişme olmadan, ucuz bir ürün bulmak hayaldir. Mahallenin büyükleri de çocuklarıyla birlikte şehirli oldu. Emekliler olarak, parklarda günü geçirdiler.
Onun için toprakla ilgili teknik gelişmeleri, iyi değerlendirilmeliydi.
Hasan TANRIVERDİ






















