Karşılaşılan engeller, çile olarak da algılanır. Balıkçıya göre çile, dalgaların neden olduğu engeldi. Çünkü limana girişte dalgalarla problem yaşıyordu.
Kişi çileye rağmen, önüne çıkan engelleri de aşmak zorundadır. Yaşantının kuralları, başka yönlü de kendini gösterebilir. Bu durumda, her şeyi aşıp limana girmişse, görevini başarmış olur. Bu görevi yerine getirmek, yaşamındaki engelleri aşmanın gereğidir.
İnsan can bulmuş ve yaşantısına devam etmiştir. Buna rağmen, başka engeller karşısına çıkacaktır. Çile ve acı dolu engeller, peşini bırakmayacaktır.
Kişilerin hedefi çok az bilindiği halde, tesadüfen de yaşanmaz. “Kartallar ötmeyi kesince, atmacalar başlar.” Buradan sunu anlıyoruz ki yaşanan her olayın bir anlamı vardır.
Yeniden can bulmak, çok çeşitli, koşullara bağlıdır. Duygusal yanımız da bile ekonomi, psikolojimizi de etkilemektedir.
Mücadeleyle, varlığını sürdüren insan şartlara göre yaşayarak, ahlak ölçüsünde zevk almayı başarır.
Hayatın yaşanılır olması, bir kurgu değildir. Yeniden can bulmak doğaldır. Bu yolda, her şey güzeldir. Güzel de olsa, yaşamadıkların herhangi bir engele takılmıştır.
Bu tür engeller, yolun sağına ve soluna özel yerleştirilmiş, değildir. Yani kenardaki bariyerler olamazlar. Bunlar yolun geçtiği doğal çile yerleridir. Bu yerlere gelmeden uyarılırsın. Buradan zor da olsa geçmek zorundasın.
Geçersen, çiçekler açmaz ama yeniden moral bulursun. Yaşadığın ve güzel bulduğun hayatın kazandırdığı moral sayesinde, engel tanımazsın. Engelsiz bir yaşantıya sahip olursun. Ne denir? “Arı der bala, elma der dala ulaşırsın.”
Çile dolu engeller, yolunda olabilir, bu doğallığı kabullenmen gerekir. Çünkü hayatın hikâyesi şakayla süslüdür. O süse gülmek gerekir.
Engelsiz bir yaşam ise yeni sevgilerin yaşandığı bir hayat şeklidir.
Hasan TANRIVERDİ























